İşte o hastane..
Bursa'da yangın çıkan hastanenin içine NTV kameramanı girmeyi başardı..
Bursa'daki 514 yataklı Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi'nde sabaha karşı elektrik kontağından çıkan yangında can pazarı yaşanırken, Yoğun Bakım Servisi'nde yatan 16 hastadan 8'i elektrik kesilmesi ve dumandan zehirlenerek yaşamını yitirdi. Yetkililer soruşturmanın sürdüğünü açıklarken Tabipler Odası ve sendika, ortaya şok iddialar attı.(Medyada hastanenin yangın çıkan bölümüne ilk giren NTV oldu.. NTV ekibi, yangın yerini böyle görüntüledi..)
TABİPLER ODASI VE SENDİKADAN İDDİALARBursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi'ndeki yangında yoğun bakımdaki 8 hastanın hayatını kaybetmesi gözleri hastanelerin güvenlik sistemlerine çevirdi.Bursa Tabibler Odası Başkanı Dr. Bülent Aslanhan hastane yangını ile ilgili şunları söyledi: “Bu olay böyle yaşanmayabilirdi. Sabah 04.00’te geldik. Ben 3 hastaya müdahale ettim; yoğun bakım hastalarıydı bunlar... Ancak birini kaybettim. Yoğun bakım desteğinden herhangi bir plan program olmadan çıkarılmış, organize olmayan bir kurtarma faaliyeti vardı. Yıllardır, hem Türk Tabibler Birliği olarak hem de Tabibler Odası olarak iş sağlığı kurullarının kurulması ve risk değerlendirmesi yapılması gerektiğini söyledik. Ama bunlar yerine getirilmedi.
Nisan ayında yapılan bir tatbikat var, başarılı dediler ama sonuçlarını gördük. Oysa daha sahici ve bu yaşanabilecekleri öngören yaklaşımlara ihtiyacımız vardı. Hastane kalite belgeleri alınıyor ama göstermelik. Yoğun bakımda solunum desteğinde aksamalar olmuş, bunlar ileri yaşta hastalar. Burada havalandırma sistemlerinin farklı olması gerekirdi. Yangının yoğun bakım ünitelerine kadar gitmemesi gerekirdi. Mevcut hastane kablolarının o dumanı çıkarmaması gereken özel maddeyle kaplı olması gerekirdi. Yangının başladığı Radyoloji merkezini taşeron olarak dışarıya ihale ettiler. Sırf karlılık amacıyla taşerona verildiği için bu yanınca duman çıkarmayan kablolar kullanılmıyor. Çünkü bu tür özel kablolar pahalı. Burada da sağlıkta piyasalaşmanın bir sonucunu yaşıyoruz. Bu kaba piyasacı mantıktan vazgeçip hastaların da vatandaşların da düşünülmesi gerekir.
Hastaların bir tahliye planı yoktu. Ben de ölen hastamın adli notuna da yazdım. Tahliye süreci tam bir korku filmi gibiydi. Büyük bir hasta yoğunluğu vardı. Gördük ki Bursa’da nüfusa yetecek kadar yoğun bakım yatağı yok. Daha eski olan hastanelerde bundan daha kötü tablolar çıkabiliyor. Bu hastanemize akıllı hastane dediler ama akılsız hastane çıktı. Havalandırma sistemi ve kablo sistemi bu olayı ortaya çıkarmış gözüküyor. Bu hastanelerin periyodik bakımdan geçmesi gerekir. Bu maliyet gerektiriyor. Bu hastanelere işletme mantığı yapıyorlar. Başhekimler finansman eksikliğinden bahsediyorlar. Buraya bakım ve onarım ve teknoloji geliştirme için kaynak ayrılması gerekiyor. Hükümetin bunu değerlendirmesi gerekiyor. İşin ucu 'sağlıkta piyasa mı kamu mu', yine bu tartışmaya geliyor."