Nazım Hikmeti anıyoruz
NAZIM HİKMET'E SAYGIYLAO, edebiyat dünyasının 'Mavi Gözlü Devi.'Yüreğinde sevdaları, davaları, yasaklı kelimelerine rağmen yazmaya devam eden kalemi ve vatan hasretiyle geçmiş bir hayat Nazım Hikmet'inki.1925'te 15 yıl hapse mahkum edilmesi sebebiyle Sovyetler Birliği'ne kaçmasıyla başlayan sürgün hayatı gel gitlerle ölümüne kadar devam etti.25 Temmuz 1951 yılında da 'vatan haini' ilan edilerek Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmet hep hasretini çektiği vatanından uzakta 3 Haziran 1963'te kalp krizi geçirerek hayata veda etti.Bugün Dünya Nazım Hikmet'siz geçen bir 49 yıla merhaba diyor.
NAZIM HİKMET'E SAYGIYLADemek ki göçtü ustaKaldı yürek sızısı geride kalanlara...Yıllar var ki ter içindeTaşıdım ben bu yüküBıraktım acının alkışlarına…3 HAZİRAN 63'ü…Uy anam anamHaziranda ölmek zorŞair Hasan Hüseyin Korkmazgil, “Haziran’da ölmek zor” adlı şiirinde, 3 Haziran 1963 tarihinde yaşama veda eden şair Nazım Hikmet özlemini bu sözlerle anlatıyordu. İşte, ölümünün bu yıl dönümünde Türkiye’nin büyük şairlerinden biri olan Nazım Hikmet Ran'ı 11 Eylül 1961 yılında Doğu Berlin’de kendi kalemiyle yazdığı otobiyografisi ve unutulmayan şiirleriyle saygıyla anıyoruz.
OTOBİYOGRAFİ1902'de doğdumdoğduğum şehre dönmedim bir dahageriye dönmeyi sevmemüç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettimon dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliğikırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğuve on dördümden beri şairlik ederimkimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilirben ayrılıklarınkimi insan ezbere sayar yıldızların adınıben hasretlerinhapislerde de yattım büyük otellerde deaçlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidirotuzumda asılmamı istedilerkırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesiniverdiler deotuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonuelli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ'dan Havana'yaLenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdırpartimden koparmağa yeltendiler benisökmediyıkılan putların altında da ezilmedim
OTOBİYOGRAFİ951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümüsevdiğim kadınları deli gibi kıskandımşu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bilealdattım kadınlarımıkonuşmadım arkasından dostlarımıniçtim ama akşamcı olmadımhep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu banabaşkasının hesabına utandım yalan söyledimyalan söyledim başkasını üzmemek içinama durup dururken de yalan söyledimbindim tirene uçağa otomobileçoğunluk binemiyoroperaya gittimçoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanınçoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den bericamiye kiliseye tapınağa havraya büyücüyeama kahve falıma baktırdığım olduyazılarım otuz kırk dilde basılırTürkiye'mde Türkçemle yasakkansere yakalanmadım dahayakalanmam da şart değilbaşbakan filân olacağım yokmeraklısı da değilim bu işinbir de harbe girmedimsığınaklara da inmedim gece yarılarıyollara da düşmedim pike yapan uçakların altındaama sevdalandım altmışıma yakınsözün kısası yoldaşlarbugün Berlin'de kederden gebermekte olsam dainsanca yaşadım diyebilirimve daha ne kadar yaşarımbaşımdan neler geçer dahakim bilir.