Mutsuz evliliklerin temelinde bunlar yatıyor !
Evlilik iki kişinin tek bir yolda gitmeyi öğrenmesidir.
Evlilik herşeyden önce hayata iki kişilik bir başlangıç ve bir yaşam biçimidir. Birbirine deli divane aşık iki kişi göz göze, diz dize, el ele bir ilişki yaşarken bu yerini zamanla kavga-gürültü, hakaret ve en sonunda da ayrılığa kadar gidebiliyor.
Evlilik kavramını netleştirmek gerekiyor. Çünkü evlilikte tek kişinin dediğinin olması ve bu uğurda edilen kavgalar en genel sorundur.Evliliğin temelinde paylaşım olmalıdır. Farklı kişiliklere, farklı zevklere, farklı uğraşılara ve hayata farklı bakış açısına sahip olmak normal karşılanıp saygı duyulmadıkça evlilik bitiyor ya da sancılı gidiyor.
Zıt kutuplar flörtte birbirini çeker ama evlilikte iter.Sevgiliniz dışa dönük, neşeli biriyken, siz de içe kapanık, sakin bir yapıya sahipseniz, birbirinize doyamazsınız. Siz onda coşkuyu, o sizde dinginliği bulur. Ama bir de evlilik gerçekleştiğinde çiftler devamlı farklı şeyler yapmak isteyecekler. Farklı kişilikler, birbirleriyle empati kuramazlar dolayısıyla birbirlerini anlayamazlar. Bir süre sonra karşılıklı memnuniyetsizlikler, suçlamalar, cinsel ceza ve eşlerin birbirinden uzaklaşma süreci başlar. Evliliğin yıpranmasına ve eşlerin birbirlerini zedelemesine neden olan "suçlama", "eleştirme" davranışları arttıkça, öfke patlamaları kaçınılmaz olur. Bu sebepledir ki, birbirine benzer kişilik yapılarının evlilikleri daha sağlıklı ve uzun ömürlü olur.
Günümüz insanı bencil."Ben merkezci", maddi çıkarları ön planda tutan, iş, kariyer, para gibi maddesel gereçler, yeni neslin olmazsa olmazları arasında. Dolayısıyla sevgi,saygı, aşk, hoşgörü, sadakat gibi manevi kavramların içi boş kalıyor. Bu yüzdendir ki, günümüz insanı doyumsuz ve mutsuz.