Toplum baskısıyla aile olunmuyor
Sevgiliyken ' Ne zaman evleneceksiniz?', evlenince 'Ne zaman çocuk yapacaksınız?' soruları duymaktan bıkan çiftlerin üzerindeki baskı öylesine yoğun ki bu durum aile olmalarına bile engel olabiliyor.Çevrenin beklentisi, toplumun baskısı bitip tükenmeyince stres altındaki çiftin bebek projesi erteleniyor.
Hemen hemen bütün toplumlarda çocuk sahibi olmak, evliliklerin en temel unsuru olarak hep baş köşede ve özellikle bizim toplumumuzda çocuksuz evliliklere hep sorunlu ve sallantıda ilişkiler olarak bakılıyor.Aslında toplumdaki genel kanı, eşlerin evlendikten sonra mutlaka çocuk sahibi olması gerektiği şeklindedir. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen hala çocuk sahibi olmamış aileler yakın çevrelerinin bitmek bilmeyen sorularıyla karşı karşıya kalırlar. Genellikle kadın ve erkeğin çocuk istemiyor olabileceklerini aklımıza getirmek bile istemeyiz. Aksine çocuk istemediklerini kabul etmez, önerilerimizi, tecrübelerimizi, çevremizden duyduklarımızı ısrarla dayatırız.
Toplumdaki genel inanç ve değerler çocuksuz evliliklerin evlilik olmadığına, çocuksuz çiftlerin tam bir aile olamayacağına bizleri inandırmıştır. Bu düşünceyle neredeyse özel hayatlarına karışıp sorularla bunalttığımızı fark etmeyiz.Bu tip bir davranış ve ısrarlı sorgu hali aslında bir anlamda psikolojik baskıdır ve tarafları çok rahatsız eder. Baskı dediğimizde ise bu durumu iki yönlü ele almakta fayda var. Belki de en fazla ısrar önce eşlerin kendi ailelerinden gelir, sonra yakın çevre ve arkadaşlardan.Sürekli olarak neden çocukları olmadığına dair sorulan sorulara yanıt vermek hem yıpratıcıdır hem de kişilerin psikolojilerini bozar. Bunun dışında bir de toplumun yapısından kaynaklanan beklentiler doğrultusunda hala süregelen cinsiyet ayrımcılığını da unutmamak lazım.
Kadının rolü çocuk doğurmakBüyük şehirlerde her ne kadar hafiflemiş gibi görünse de ülkemizin çok büyük bir kısmında kadına evlilik içinde biçilen rol sadece çocuk doğurmak ve annelik olarak devam ediyor. Üstelik özellikle erkek çocuk doğurmanın hala sosyal bir statü gibi görüldüğünü göz ardı edemeyiz. Bütün teknolojik gelişmelere rağmen çocuğun cinsiyetini belirleyenin erkekten gelen kromozomlar olduğunu anlatamadığımızı da düşünürsek durum iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor.Yapılan bazı araştırmalar erkek çocuk baskısının kadınları intihara kadar götürdüğünü gösteriyor. Evlendiğinde hem çocuk doğurmak hem de mutlaka erkek çocuk doğurmak zorunda olduğunu düşünen kadın aslında ciddi bir psikolojik baskı hatta travma yaşıyor.