2011’in en iyi 15 yerli filmi
Kerem Akça, 2011’in en iyi 15 Türk filmini seçti
1-Saç (2010) Minimalist sinemamızın ustalık seviyesine gelen isimlerinden Tayfun Pirselimoğlu’nun “Rıza” ve “Pus”u içeren üçlemesinin son halkası. Aynı zamanda en stil ve renk yüklü şubesi denebilir. Hiç kuşkusuz yönetmen burada bir perukçunun hikayesini ‘saçın kılları’ seviyesinde alt sınıf analiziyle masaya yatırabilmesiyle kendine özgü soyut bir sinema dili dokumuştur. Şairane, dopdolu ve ustalıklı dokunun da ana kaynağı budur. ‘Bir perukçunun, bir Tarlabaşılı’nın hikayesi nasıl sinemalaştırılır?’ sorusunun cevabıdır karşımızda duran.
2-Kaybedenler Kulübü (2011) Kültürel zenginliğimizin önemli süslerinden ‘karikatür’ün ya da ‘duvar yazısı’nın estetiğini yapan çığır açıcı bir yapıt. Türk sinemasının çizgi roman uyarlamalarına cevabı diyebiliriz. Tolga Örnek’in böylesi bir yapı tuttururken cinsellik ve küfür dozajı konusunda doruklara giden diyalog egzersizi ile bu duruştan türeyen dünyaya uygun karakter yetisiyle de dikkat çektiği kesin. Aradığımız yenilikçi postmodern denemelerden.
3-Bir Zamanlar Anadolu’da (2011) Minimalist sinemamızın en kilit isimlerinden Nuri Bilge Ceylan, bu sefer Antonioni ile yoğurduğu bir film modeli servis etmiş. Türk halkının şapşallığı üzerinden yürüyen dramatik yapısı, yabancılaştırıcı dünyası ve nitelikli metinlerle dikkat çekici bir polisiye formülü sunmuş. İz bırakıyor, tarihe geçiyor ve uluslararası alanımızı genişletiyor.
4-Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi (2011) Bir tutam Wes Anderson, bir tutam Ulrich Siedl, bir tutam François Ozon, bir tutam Bertrand Blier aşılayan, ama en önemlisi de bunların ‘Türk’ formülünü çıkartmak için ant içen bir yapıt. TV ile alışkanlıklara ve toplu tüketime kayan toplumsal yapımıza özel üslubuyla dikkat çeken, röntgenci sitcom estetiğiyle taçlandırılmış bir kara komedi. “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi”, Onur Ünlü’nün sinemamız için ne kadar şart bir isim olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.