Daha yolun yarısındaydı
Derya Arbaş'ın 35 yılda sona eren kısacık yaşam öyküsünün özeti.
YOLUN YARISINDA GİTTİ‘‘Hiçbir şeyden korkmuyorum. Yaşamayı seviyorum. Başarmak istediğim çok şey var. Dünya starlarından biri olmak istiyorum. Bunun için de bekliyorum. Evet beklemenin sonu yok ama Michelle Pfeiffer da tam on yıl sonra keşfedildi. Benim de acelem yok’’ diyordu. Sabırlıydı ve birikimini geliştirmek için elinden geleni yapıyordu. Ama ne yazık ki olmadı. Ünlü şair Cahit Sıtkı'nın "yolun yarısı" dediği yaşta, uykusunda bu dünyaya veda etti. Oysa daha yapmak istediği bir çok şey vardı. İşte, Beyaz Bisiklet adlı filmle Yeşilçam'a hızlı bir giriş yapan Derya Arbaş'ın 35 yılda sona eren kısacık yaşam öyküsünün özeti.
1968 yılının 17 Haziran'ında ABD'de Santa Monica'da dünyaya gelen Arbaş eski Türkiye güzeli olan annesi Zerrin Arbaş'ın birebir kopyası gibiydi. Güzelliğini ondan almıştı. Babası ise Kızılderili kökenli aktör Dehl Berti'ydi. Arbaş aynı zamanda Türk resim sanatının kilometre taşlarından Avni Arbaş'ın da torunuydu.
Küçük yaşlardan itibaren güzelliğiyle dikkat çekmeye başladı Derya Arbaş. Babası Berti aktör olduğu için yapımcıların da gözünden kaçmıyordu bu etkileyici güzellik. Zaten onun amacı da Hollywood'da isim yapmaktı. Ama tesadüf mü kaderin bir oyunu mu bilinmez, şöhret basamaklarını Türkiye'de tırmanmaya başladı.
Yeşilçam'ın ünlü aktörlerinden Talat Bulut ile birlikte Kuyucaklı Yusuf filmi için kamera karşısına geçtiğinde henüz 17 yaşındaydı. Bunun ardından Bir Günlük Aşk, Bitmeyen Sevda, Dilan, Alev Gibi, Beyaz Bisiklet gibi filmler geldi. Atıf Yılmaz'ın yönettiği Gece, Melek ve Bizim Çocuklar da Arbaş'ın unutulmaz filmlerinden.