Derya Tunayı affettim
Perihan Savaş'tan hayatına dair açıklamalar
Aşk kadınıyım“Perihan Savaş’ın hayatı, oynadığı filmlerden daha acıklı” diye boşuna demiyorlar. 13 yaşında yapılan ilk evlilik, İbrahim Tatlıses’le kötü biten bir ilişki, Yılmaz Zafer’le gelen mutluluğun ölümcül bir hastalıkla sona ermesi. Onunki bir ayakta kalabilme ve kahramanlık destanı; tüm yaşananlara rağmen dimdik ayakta durmanın hikayesi... Savaş’la 29 Şubat’ta vizyona girecek “Gulyabani”de canlandırdığı falcı kadını konuşmak üzere buluştuk, laf lafı açtı, hayatın falına baktık.(Hürriyet)
* Çocukken de böyle güzel miydiniz? - Çocukken çok kilolu olduğumu hatırlıyorum. Hatta doktor anneme “Ne yaptın bu çocuğa, ne yedirdin? Derhal zayıflamalı” demiş. Tiyatro başlayınca zayıfladım. * Anneci miydiniz, babacı mı?- Babamla daha rahattım. Annem çok kuralcı ve despottu. * Nasıl kurallar koyardı anneniz?- Sokağa çıkarmazdı. 14-15 yaşına gelmişim, bacaklarımda kıllar var, onları aldırtmaz. Bacak tüylerini aldırmak ayıptı ona göre. İnce çorap da giydirmezdi. Tüyler var ve soket çorap giyiyorsun düşün, tam bir facia.
BASKIDAN KURTULMAK İÇİN 13’ÜMDE EVLENDİM* 13 yaşında evlenmişsiniz. Bu erken evlilik o tutucu anneden kaçış mıydı?- Kaçıştı tabii. Ama biz aynı evi paylaşmadık hiç. Nişanlandığım kişi askeri okuldan çıkmak istiyordu ve o dönemde de nikah kıyan öğrenciyi askeriyeden atıyorlardı. Ben de evlenince aile baskısı azalır sanıyordum, o olmayınca bitsin diye söylenmeye başladım.* Ne kadar sürdü?- 6-7 ay. Dediğim gibi benim kabul etmemin nedeni anne baskısından kurtulmaktı. Babam ise amcalarımın baskısı ile “evet” dedi. Amcalarım benim tiyatroya başlamamı istemediler hiç çünkü... 5 yaşında tiyatroya girdim, sırf bu yüzden babamla 1,5 sene hiç konuşmadılar.
* O yaşta tiyatroya girme fikri nasıl doğdu?- Suna Pekuysal annemin arkadaşıydı, çok sık gelirdi bize. Ben de evde şarkılar söyler, taklitler yapardım. Suna Abla “Bu çocukta bir ışık var, bu ışığı köreltmeyelim” demiş babama, o da kabul etmiş. Sonra şehir tiyatrolarının çocuk bölümüne girdim, derken radyo çocuk saatine başladım ve çocuk oyunlarında konuştum. Ardından dublaj... Ve bir gün Muharrem Gürses’in teklifiyle sinema gündeme geldi.* Ne güzel... Peki ilk film?- “Şehzade Sinbad Kafdağı”n-da adlı bir masal filmiydi, Fikret Hakan’la oynuyorduk.* Siz Yeşilçam geleneğini yaşayan birisiniz. Nedir Yeşilçam, neyi ifade eder?- Yeşilçam saygı sevgi, işindeki terbiyen, bir aile ortamı... Benim için bunlar demek...