30 yıl, 100 bin kare! Kendini doğaya adayan emekli öğretmenin eşsiz mirası!
Edirne'de yaşayan emekli öğretmen Ali Çitak (75), 30 yıldır çektiği yaban hayatı fotoğraflarıyla, geleceğe büyük bir kaynak bırakmaya hazırlanıyor. Çitak, 100 bin fotoğraflık arşiviyle üniversite öğrencleri ve akademisyenlerin araştırmalarına da katkı sunuyor.

Edirne'de yaşayan 2 çocuk babası Ali Çitak, 1965 yılında bir yandan lise eğitimine devam ederken, mahallesinde bulunan fotoğrafçıda çalışmaya başladı. Çitak, ardından eğitimini tamamlayarak 1969 yılında ilkokul öğretmeni olarak göreve başladı. Öğretmenlik yıllarında fotoğraf çekimlerine hobi olarak devam eden Ali Çitak, 1995'te emekli olmasından sonra hayatının tamamını fotoğrafa adadı.

İlk olarak doğup büyüdüğü Edirne'nin Uzunköprü ilçesine giderek, buradaki yaban hayatını fotoğraflamaya başlayan Çitak, zamanla arşivini genişletti.

Yılan, çıyan, çekirge, kurbağa, çakal ve çok sayıda kuştan oluşan 100 bine yakın fotoğraf arşivi biriktiren Ali Çitak, üniversite öğrencileri ve akademisyenlerin de araştırmalarına katkı sunmaya başladı.

'GELECEĞE BİR BELGE BIRAKMAK ÖNEMLİYDİ'
Çitak, mahalledeki fotoğrafçı dükkanında çalışmaya başlamasıyla fotoğraf çekmeye başladığını belirterek, "Fotoğrafın karanlık odası başta olmak üzere o dönemlerde siyah beyaz fotoğrafın bütün detaylarını öğrendim. Ama daha sonra uzun süre pek fotoğraf çekemedim. Çünkü yaşam koşulları nedeniyle öğretmenlik yapmak zorundaydım. 1980 yılından itibaren fotoğrafa daha ağırlık verdim. Çünkü 1980 yılında doğup büyüdüğüm, liseye gittiğim Uzunköprü'de tarihi eserlerin büyük bir bölümü yok olmaya başlamıştı, bunu fark ettim. Bunu fark edince kalan hallerinin ve eski hallerinin fotoğraflarını bulmaya çalıştım. Kalan hallerini fotoğrafladım ve böylece onları geleceğe aktarma yönünde bir aşama kaydettim. Daha sonra doğa fotoğrafçılığına geçtim. Bunun nedeni de Edirne'nin var olan bütün çekirgesinden kaplumbağasına, yılanına çıyanına tarihi eserlerine ait olan bölümlere yöneldim. Bir şeyleri bırakmak istiyordum. Fotoğraf, benim için daha çok bir belge niteliğini taşıyan fotoğraf olmalıydı ve bir işe yaramalıydı. Geleceğe bir belge bırakmak önemliydi. Çünkü var olan değerlerimizin büyük bir bölümünü kaybettiğimizi, zaman içerisinde görünce bunları benden sonraki nesillere devretmek amacıyla fotoğrafıma ağırlık verdim" diye konuştu.