200 gün boyunca alışveriş yapmazsak ne olur?

200 gün boyunca alışveriş yapmazsak ne olur?

Temel ihtiyaçlarınız dışında yaklaşık 7 ay boyunca alışveriş yapmadığınızda neler olabileceğini biliyor musunuz?

Hiç hayatını kaybeden bir yakınınızın ardından sahip olduğu eşyaları toparlamak zorunda kaldınız mı? Küçük bir daireyi dolduran eşyaları bile temizlemek haftalar alır. Mutfak eşyaları, kıyafetler, mobilyalar, ofis malzemeleri ve çok daha fazlasıyla dolu kutuları satmak, bağışlamak, geri dönüşüme vermek ya da atmakla geçen haftalar…

Tüm bu şeyleri elde etmek için sonsuz zaman, para ve çaba harcıyoruz. Gelecek nesillere kalacak olan gezegeni yok ediyoruz; çoğunlukla nadiren kullanılan, gereksiz, kolaylıkla unutulan malzemelerle dolu kısa bir hayattan keyif alabilmek adına.

Peki, 200 gün boyunca yeni bir şey satın almayarak bir deney yapmaya ne dersiniz? Alışveriş merkezlerini onurlandırmadan 200 gün boyunca hayatta kalabilir misiniz? Elbette. Gıda, ilaç ve temel tuvalet ihtiyaçlarınızı deney dışında tutarak 200 gün boyunca yeni bir şey almayıp bu tecrübeden birçok şey öğrenebilirsiniz:

1. An itibariyle dünyada zaten çok fazla şey var

İkinci el dükkanlara, hayır kurumlarına, online satış mağazalarına, Facebook alım/satım gruplarına bir göz atın; biz insanların çoktan yaratmış olduğu şeylerin miktarı ile şok olacaksınız. Milyonlarca kıyafet, tonlarca mobilya, mutfak eşyası... Kısacası hayal edebileceğiniz her şeyi içinde barındıran bir okyanus. Ne kadarı atılırsa, o kadarı yeniden üretiliyor. Daha fazlasına ihtiyacımız yok.

2. İnsanlar anlık dürtülerle alışveriş yapıyorlar

İkinci el dükkânlarını gezdiğinizde, birçok ürünün hiç kullanılmamış olduğunu, etiketleri ile birlikte orijinal ambalajları içerisinde olduklarını göreceksiniz. Yepyeni kokulu mumlardan yeni giysilere, ikinci el rafları kullanılmamış eşyalarla dolu. Satın alma konseptinin ihtiyaçla ve hatta istekle bile ilgisi kalmamış gibi görünüyor. Yalnızca tatmin edilmesi gereken anlık dürtüler…

3. İkinci el ürünlere karşı anlamsız bir önyargı var

Birçok insan, yenilerinin yerine kullanılmış kıyafetler, mobilyalar vs almanın pis ve barbarca olduğunu düşünüyor. Ne kadar da tuhaf bir düşünme şekli! Bunları söyleyen insanlar, bir yandan da kullanılmış eşyalarını hayır kurumlarına bağışlıyorlar. O halde ‘fakir’ insanlar için bir sorun yok, ‘bizim’ için var.

4. Her şey, her yerde bulunabiliyor

200 gün boyunca, ihtiyacınız olan şeyleri almak için büyük mağazalara gitmek zorunda olmadığınızı öğreneceksiniz. Lokal ikinci el dükkânlarda ihtiyacınız olan birçok eşyayı bulabilirsiniz.

5. Yeni hiçbir şey olmayınca, pahalı bir şey de olmuyor

İkinci el eşya kullanmak, beraberinde inanılmaz bir tasarruf imkânı getiriyor. Bu 200 gün boyunca banka hesabınız rahat bir nefes alacak!

6. Bir firma yerine, bir kişiye ödeme yapmak çok daha iyi

Özellikle de küçük ikinci el dükkânlarda ya da eskicilerde, satıcılar genelde dürüst ve yardımseverdirler. Mükemmel şekilde kullanılabilir ürünler satan normal insanlar. Paranızın yüzü olmayan bir firma yerine, doğrudan sizin gibi birine gidiyor olması çok ferahlatıcı!

7. Sahip olduğunuz şeylerin çoğuna ihtiyacınız yok

Gerçek şu ki bazı eşyaların kullanılmış olanlarını bulmak çok zor. Birçok şeyi, en yaygın şekilde kullanılanları bile, ikinci el bulmak ya imkânsız ya da mantıksız. Kendinizi bunları almamaya zorladığınızda, bir süre sonra çoğunlukla hiçbir şeyin değişmediğini görüp hayretler içerisinde kalacaksınız. Sağlığınız, mutluluğunuz ya da iç huzurunuz; hiçbir şey. Birçok şeyin yalnızca ‘sahip olması hoş şeyler’ olduğunu, gerçek ihtiyaçların son derece sınırlı sayıda olduğunu fark edeceksiniz.

HT Hayat