Cinayet zanlısı emniyet müdür yardımcısının yakalanması aileyi umutlandırdı

Cinayet zanlısı emniyet müdür yardımcısının yakalanması aileyi umutlandırdı
Güncelleme:

İstanbul Halkalı’da trafikte tartıştığı Ahmet Sülüşoğlu’nu (32) üç kurşunla öldürdükten ceza almayıp daha sonra kayıplara karışan İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz'ın Antalya'da yakalanması acılı aileyi umutlandırdı.

Hürriyet gazetesinden Burcu Purtul Uçar'ın haberine göre; Halkalı’da trafikte tartıştığı Ahmet Sülüşoğlu’nu (32) üç kurşunla öldürdükten sonra ilk yargılamada ceza almayan, ancak kararın Yargıtay tarafından bozulmasından sonra ortadan kaybolan İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz ‘ın 1,5 yıl sonra Antalya’da yakalanması Sülüşoğlu Ailesini umutlandırdı.

Annesini çocukken kaybeden Ahmet Sülüşoğlu için “elimde büyüdü” diyen yengesi Serpil Sülüşoğlu sanığın yakalanması üzerine, “Şaşırdık çünkü yakalanacağını asla düşünmüyorduk. İlk yargılama tiyatroydu. Zaten 2,5 ay sürdü.

 
Sonucu belliydi. Adalet caniyi korumuştu. Ahmet’in öldürülüşü düpedüz bir cinayetti ancak o adam ceza almamıştı. Bakalım adalet bu kez tecelli edecek mi. Umarız bize yaşattıkları acıları tekrar yaşatmazlar. Umarız bu kez yargı yaptığı hatayı telafi eder” dedi.

18 YIL HAPSİ İSTENDİ

KHK ile meslekten ihraç edilen İstanbul eski Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Yılmaz, 17 Ağustos 2015 günü Halkalı’da trafikte kendisiyle tartışıp sonrasında oturduğu siteye kadar takip eden ve elinde kuru sıkı silahı bulunan motosiklet sürücüsü Ahmet Sülüşoğlu’nu 3 kurşunla öldürdü.

Tutuklanan Celal Yılmaz hakkında “haksız tahrik altında kasten öldürme” suçundan 18 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Yılmaz, tutuklandıktan 8 gün sonra avukatlarının itirazı üzerine tahliye edildi.

Bakırköy 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 19 Kasım 2015’te görülen ve gazetecilerin de içeri alınmadığı ilk duruşmada tekrar tutuklanmasına karar verdi.

CEZA ALMADI

Ahmet Sülüşoğlu’nu hedef gözeterek peşpeşe ateş edip vurması kamera kayıtlarına yansımasına rağmen yargılama sonunda mahkeme Celal Yılmaz hakkında “eylemi meşru müdafaa savunma sınırlarını mazur görülebilecek heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşarak” gerçekleştirdiği belirtilerek ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.

Mahkeme başkanı Asuman Yetişkin karara muhalefet şerhi koyarak sanığın cezalandırılması yönündeki görüşünü bildirdi. Yılmaz aynı gün tahliye edildi. Sülüşoğlu’nun avukatı dosyayı temyiz etti.

 
YARGITAY ‘MEŞRU MÜDAFA DEĞİL’ DİYEREK KARARI BOZDU

Yargıtay, maktulün elinde silah olmasına rağmen sanığa yönelik silahlı fiili bir saldırısının bulunmadığını bu nedenle de meşru müdafaa koşullarının oluşmadığını belirterek kararı bozdu.

Davayı yeniden görmeye başlayan Bakırköy 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi 19 Aralık 2018’de sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Tahliye edildikten sonra ortadan kaybolan Yılmaz duruşmalara gelmedi.

1,5 YIL SONRA YAKALANDI

Tüm aramalara rağmen bulunamayan Yılmaz, hakkında yakalama kararı verildikten yaklaşık 1,5 yıl sonra önceki gür Antalya’da Gazipaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından düzenlenen operasyonla şakalandı. Yılmaz tutuklanarak Alanya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderildi.

“İLK MAHKEME TİYATROYDU”

Sanık eski polisin yakalanmasına sevindiğini söyleyen Sülüşoğlu’nun yengesi Serpil Sülüşoğlu, şöyle konuştu: “Şaşırdım. En başından beri korunuyordu, kollanıyordu çünkü. Boşuna bir yargılamaydı.

 
Tiyatroydu. 2,5 ay sürdü zaten. Hangi yargılama 2,5 ay sürer ki. Cinayet sonrası delilleri karartmak için senaryo yazmak için Ahmet’in ölümünü 9 saat sonra bize söylemişlerdi. Biz evladımızın öldürüldüğünü bilmeden uyuduk o gece yataklarımızda. Ne acı.

“ADAM MEMLEKETİNDE SAKLANMIŞ”

Bakın Ağustos’ta Ahmet öleli 5 yıl olacak. Bu adam 5 yıldır korunuyor. Zaten Antalyalı bir aile. Orada olduğunu biz bile duymuştuk. Ama yakalanamadı işte bu kadar zaman.

Yurtdışına kaçmıştır diyordum. Adam memleketinde saklanmış. Bu adam Fetö’den ihraç edildi. Demek ki birileri artık onu gözden çıkardı. Babası bugün yakalandığını söyledi bana telefonda ağladı. Biz hiçbir zaman yakalanmayacak diye düşünüyorduk.

Çünkü mahkeme de onu tuttu. Biz hiç konuşturulmadık onların tarafı saatlerce konuşturuldu. Bizim başımıza polisler dikildi. Psikolojik baskı uygulandı tüm dava sürecinde. Suçluymuş gibi hissettirildik. Ahmet’i terörist diye lanse etmeye çalıştı karşı taraf. Ahmet Atatürkçüydü.

“İNŞALLAH ADALET BU SEFER BİZİ GÜLDÜRÜR”

Şimdi ise gerçek anlamda yargılanacak mı onu merak ediyoruz. Adalet bu kez tecelli edecek mi? Sanık ceza almadığında avukatı bir dizini ve ellerini havaya kaldırıp başardık hareketi yaptı bizim önümüzde. Acılı bir ailenin karşısında yapılır mı. Duruşmadan gülerek çıktılar. Dilerim onları güldüren o adalet o kapıdan bizi güldürerek çıkartır. O hareketi bize yaptırır.

Her canlının yaşam hakkı vardır. Madem o deneyimli bir polis etkisiz hale getirseydi. İstese karakolu oraya yığardı. Karın eve çıkıyor sen de çıksana ne bekliyorsun kapıda Ahmet’i. Çocuğu dövmüşsün üstünü başını paralamışsın kışkırtmışsın sonra da silahınla kapıda onu öldürmeyi bekliyorsun. O öldürmeyi seçti. Bu yüzden o bir cani, bu yüzden de bir katil. Bu olayda düpedüz bir cinayet. Adalete güvenim yok kesinlikle. Çünkü biz adaletin bize karşı ne kadar adaletsiz olduğunu yaşayarak gördük. Umarım bize aynı acıları tekrar yaşatmazlar.”