Dini nikahlı eş dehşetinde ihbara giden polisler hayatlarının şokunu yaşadı

Dini nikahlı eş dehşetinde ihbara giden polisler hayatlarının şokunu yaşadı
Güncelleme:

Geçtiğimiz yıl İzmir'de yaşanan kadına şiddet olayında ihbar üzerine olay yerine giden polis memurları yaşadıkları kabusu "İçerisi kan kokuyordu, dışarı çıkınca kustuk" diyerek anlattı.

İzmir'in Buca ilçesi Çamlık Mahallesi'nde geçen 30 Ağustos'ta meydana gelen olayda; uyuşturucu madde bağımlısı olduğu ileri sürülen F.D. ile dini nikahlı yaşadığı A.P. arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine F.D., iddiaya göre 1 yaşındaki çocuğunun yanında A.P.'ü darbedip defalarca bıçak darbesiyle yaraladı. A.P.'ün çığlıklarını duyan komşuları, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Ağır yaralanan A.P., sağlık ekiplerince Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılıp, tedaviye alındı.

Polis tarafından gözaltına alınan F.D. ise sevk edildiği adliyede tutuklandı. Olayla ilgili hazırlanan iddianamede F.D. için 'tasarlayarak' ve 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek' öldürmeye teşebbüs suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istendi. Hazırlanan iddianame İzmir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

İzmir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün üçüncü kez görülen davaya tutuklu sanık F.D., şikayetçi A.P. ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada olay günü adrese giden polis memurları tanık olarak dinlendi. İlk olarak söz verilen polis memuru S.B., eve girdiklerinde sanık F.D.'ı yardım isterken bulduklarını söyledi. S.B., "O gün kadına şiddet ihbarı geldi ve adrese intikal ettik. Sokağa vardığımızda kalabalık ve bağırış sesleri vardı. İnsanlar 'Adam cinnet getirip eşini bıçakladı' diyordu. Ekip arkadaşımla içeri girdiğimizde iç kapı açıktı. Evde de kan kokusu vardı. Zaten dışarı çıkınca kustuk. Banyodan 'İmdat yetişin' diye erkek sesi geliyordu. Sese gittiğimizde erkek oturuyordu, bayan ise kucağındaydı. Gözleri açıktı ama vücudunda kesikler vardı. Ben de takviye ekip ve 112 sağlık ekibi istedim. Kadını ambulansa koydular, erkeği ise gözaltına aldık. Kadının durumuna bakmak için ambulansın içine girdim. Şuuru yerinde değildi ve konuşamıyordu" diye konuştu.

 Olay günü S.B. ile birlikte olan polis memuru Z.K. ise, "İçeri girdiğimizde bir erkek yardım istiyordu. Sesin geldiği banyoya yöneldik. Banyoya girdimizde F.D., "'Eşim madde bağımlısı, kendine zarar vermiş, ambulans çağırın' dedi. Kadın ambulansa bindirilince şüpheliyi gözaltına aldık. Şüpheli, eşinin yanına gitmek istediğini söyledi ama müsaade etmedik" dedi.

Tanıkların ardından söz verilen A.P. ise "Polis memurları beni baygın olarak gördüklerini söylediler. O halde bıçağı nasıl saklayabilirim? Sanıktan çok korkuyorum. Dışarı çıkarsa yarım kaldığı işi tamamlayacak. Adalete inanıyorum" diye konuştu. Duruşmada söz alan A.P.'ün avukatı Abdi Yaşar, F.D.'ın müvekkiline sistematik olarak işkence yaptığını belirtti. Sanık avukatı Hüsnü Okan İzcan ise F.D.'ın suçsuz olduğunu yineleyerek, tahliye talebinde bulundu. İzcan savunma yaparken, salondan kendisine birkaç kez tepki gösterildi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, salonun boşaltılmasına karar verdi.

Heyet son sözü tutuklu sanığa verdi. Beraatini talep eden F.D., "Aysel'in hayatını kurtarma çabalarım ortadadır. Hayatımı Aysel ve ailesi mahvetti. Yalanları yüzünden 10 aydır hapisteyim. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Konuşmaların ardından heyet ara kararını açıkladı. F.D.'ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.