4 yıl sonra bir kez daha yıkıldılar

4 yıl sonra bir kez daha yıkıldılar
Güncelleme:

Erzurum2da omzu çıkan 14 yaşındaki Ebru Odabaş'ın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği olayla ilgili mahkeme kararını verdi.

Erzurum'da yaklaşık 4 yıl önce omzu çıkan 14 yaşındaki Ebru Odabaş'ın kaldırıldığı hastanede ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada, ihmali olduğu iddia edilen Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. S.Ş.'nin şüpheli olduğu dosyada takipsizlik kararı verildi. Takipsizlik kararında, Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın doktorun kıza hatalı teşhiste bulunduğu rapor edildiği belirtilmiş ise de bu raporun bilimsel bir değerinin olmadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli İhtisas Kurulu ve Adli Tıp 3'üncü Üst Kurulu raporlarında doktorun gerekli tetkikleri yaptığını, kusuru bulunmadığı bildirildi.

Pasinler ilçesinde yaşayan Münire- İsrafil Odabaş çiftinin 4 çocuğundan en büyüğü olan Ebru Odabaş'ın 4 Şubat 2015 günü evde altındaki minderi kaldırmak isterken sol kolu omzundan çıktı. O an evde bulunan babası müdahale edip çıkık kolu yerine yerleştirmeye çalıştı. Ardından Pasinler İbrahim Hakkı Devlet Hastanesi'nde ilk müdahale yapılan Ebru, Erzurum'daki Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Acil serviste film çekilen Ebru'nun kolunun yerinde olduğu tespit edildi ve müşahede altına alındı. Burada yaklaşık 4,5 saat kalan Ebru Odabaş'ın kolundaki morarmanın artması üzerine doktorlar, kızı yakındaki Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yakutiye Araştırma Hastanesi'ne sevk etmek istedi, ancak yer olmadığı belirtildi. Bunun üzerine İsrafil Odabaş, kızını acilden çıkararak taksiyle Yakutiye Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Acil serviste muayene edilen Ebru, ortopedi servisine yatırıldı. Tetkikleri yapılıp hayati tehlikesinin bulunmadığı söylenen Ebru'nun, 5 Şubat sabaha karşı saat 04.00 civarında tansiyonu düştü, yapılan müdahalelere rağmen saat 07.30 sıralarında kalbi durdu. Yaklaşık 1- 1,5 saatlik müdahaleye rağmen Ebru yaşama döndürülemedi. Pasinler 13 Mart Ortaokulu 8'inci sınıf öğrencisi Ebru Odabaş'ın kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapıldı. Ebru'nun ailesi kızlarının doktor ihmali yüzünden öldüğünü iddia etti.

Çekik gözlerinden dolayı çevresi tarafından 'Japon' lakabıyla sevilen kızının çok başarılı olduğunu söyleyen baba İsrafil Odabaş, "Kolu, bacağı kopan hastaneye gelip sağlam çıkıyor. Ben kızımı ayakları ile getirdim, şimdi cenazesini alıyorum. Allah böyle acıyı düşmanıma yaşatmasın. Çiçek gibi kızımı getirdim solmuş götürüyorum. Kızım çok başarılı ve zekiydi. Böyle bir acı olamaz. İhmali olan doktorlardan şikayetçiyim, onlardan davacı olacağım" demişti.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ebru Odabaş'ın ölümü ile ilgili soruşturma başlatıldı. Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. S.Ş.'ye soruşturma izni verilmesi üzerine, Ebru'nun ölümünde kusuru olup olmadığı araştırıldı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Etem Gündüz, Ebru Odabaş'ın ölümüyle ilgili dosyada takipsizlik kararı verdi. Savcı Ethem Gündüz, takipsizlik kararında İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporlara yer verdi. Takipsizlik kararında, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli İhtisas Kurulu'nun 23 Kasım 2016 tarihli raporunda Ebru Odabaş'ın kesin ölüm nedeninin 'künt göğüs ve omuz travmasına bağlı yaygın doku içi kanama ve büyük damar yaralanması' sonucu olduğuna değinildi.

Cumhuriyet Savcısı Etem Gündüz, takipsizlik kararında, her ne kadar Sağlık Bakanlığı Denetim Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın 9 Eylül 2016 tarihli raporunda şüpheli Dr. S.Ş.'nin, Ebru Odabaş'ın hastaneye intikal etmesi ile yaptığı muayene ve tedavide gerekli ve yeterli dikkat, özeni göstermediği, hatalı teşhiste bulunduğu, ilgisiz davrandığı rapor edildiği belirtilmiş ise de bu raporun bilimsel bir değerinin olmadığına vurgu yaptı. Gerek İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli İhtisas Kurulu'nun 23 Kasım 2016 ve Adli Tıp 3'üncü Üst Kurulu'nun 1 Mart 2018 tarihli raporlarında Ebru Odabaş'ın sevk edildiği hastanelerde, muayenesinin yapıldığı, gerekli tetkiklerin istediğine işaret edilen 26 Ekim 2018'de verilen takipsizlik kararında şöyle denildi:

"Adli Tıp raporlarında müteveffanın grafilerin çekildiği, kontrol ve ileri tetkik amaçlı, yatırıldığı, tedavilerinin düzenlendiği, konsültasyonlarının yapıldığı, yapılan muayenesinde, radial ve ulnar nabızların mevcut olduğu, saat 04.15'e kadar tansiyon, nabız ve kan değerlerinde dikkat çekecek düzeyde bozulma olmadığı tespitlerine yer verilerek 'büyük damar yaralanmasının' fark edilemeyeceği bu nedenle de muayeneye katılan hekim ve yardımcı sağlık personellerine atfı kabil kusur bulunmadığı, sözü edilen her iki raporun ve şüpheli savunmasının aynı doğrultuda olduğu ve itibar edilebileceği bu itibarla şüphelinin üzerine atılı 'taksirle ölüme neden olma' suçunun kusur yokluğu nedeniyle kanuni unsurlarının teşekkül etmediği eyleminin mevzuatımızda düzenlenen başka bir suça da uymadığını anlaşıldığından, suç yokluğu nedeniyle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi."

DHA