Atatürk o günleri gençlere böyle anlatmıştı

Atatürk o günleri gençlere böyle anlatmıştı
Güncelleme:

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919'da umudunu yitirmediğini 1937 yılında gençlere “Arkadaşlar! Ben 1919 senesi Mayıs’ı içinde Samsun’a çıktığım gün elimde maddî hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir kuvvet vardı." sözleriyle anlatmıştı.

 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, Kovid-19 nedeniyle tıpkı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi evlerde kutlanacak.

Ata’nın 19 Mayıs 1919’a ait bazı bilinmeyen ve unutulmaya yüz tutan vasiyet niteliğinde anıları ise yıllar sonra gün yüzüne çıkıyor.

Milliyet'te yer alan habere göre: Atatürk’ün 19 Mayıs’a ait en önemli anılardan birini, 6 Mart 1937 tarihli, Bursalı gençlere yaptığı konuşma oluşturuyor. Bu tarihte, Ankara’da eğitim gören Bursalı gençlerle buluşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dönemin Ekonomi Bakanı Celal Bayar’ın yanı sıra Afet İnan’la birlikte, Uludağ Gecesi’ne katılarak Bursalı gençlere seslenerek şunları söyledi:

“Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğumuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Sizler, yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya, yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize, durmadan, yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. Şimdi çocuklar eğleniniz.”

DUYGULANDI

Atatürk, konuşmasının ardından yerine oturduğu sırada, bu kez salondaki herkes ayağa kalkarak hep bir ağızdan Gençlik Marşı’nı söylemeye başladı. Oldukça duygulanan Atatürk, yeniden salonda bulunan gençlere seslenirken, bu kez şunları anlattı: “Arkadaşlar! Ben 1919 senesi Mayıs’ı içinde Samsun’a çıktığım gün elimde maddî hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevî bir kuvvet vardı. İşte ben, bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım. Samsun’dan Anadolu içlerine kırık bir otomobille gidiyordum. Yanımda öteden beri yardımcılığımı yapan Salih ve Cevat Abbas’tan biri bulunuyordu. O kırık otomobil Anadolu yollarında ilerlerken ben daima düşünür ve yardımcıma şimdi sizin şakıdığınız şarkıyı söyletirdim. Ben, Türk ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hareket ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu sanki gözlerimle görüyordum. O şarkıyı okutup tekrar ettirmekten amacım, Türk’ün bu güneşi doğunca başarılı olacağını anlatmaktır. Bu sebepledir ki, demin söylenen şarkı benim on sekiz senelik bir anımı tazeledi.”

‘GERÇEK TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDİYORUZ’

Atatürk’ün, Büyük Millet Meclisi’nin açılışından hemen sonra İngiliz gazetesi The Mail’e 1 Mayıs 1920 tarihinde verdiği röportajın detayları ise 19 Mayıs’ın 101’inci yılında tarihçi Ümit Doğan tarafından gün yüzüne çıkartıldı. 1 Mayıs 1920 tarihli gazetede yayınlanan röportaja “Kemal’in Öfkeli Tafrası” başlığı atılırken, Atatürk’ün “İngiltere’yi cezalandıracağım” sözleri de “tehditkar” olarak değerlendiriliyor. Gazete bir yandan Atatürk’ün açıklamalarına yer verirken, diğer yandan sözleri nedeniyle hedef gösteriyor. Atatürk röportajda, Türk ülkesinin yıkımı, İslamiyet’in ezilmesi ve Ermeni olaylarından İngiltere’yi sorumlu tuttuğunu belirtirken, “İngiltere’yi cezalandıracağım. İngiltere kimle karşı karşıya olduğunu bilmiyor. İngiliz sömürgeleri içinde bir ihtilali başlatma gücü elimde. Bizleri ‘asiler’ ve ‘maceracılar’ olarak göstermek faydasız. Biz gerçek Türkiye’yi temsil ediyoruz. Tüm olanlar müttefiklerin suçudur” ifadelerini kullanıyor.

Milliyet