AYM’den Ahmet Altan’ın başvurusuna ret

AYM’den Ahmet Altan’ın başvurusuna ret
Güncelleme:

Anayasa Mahkemesi (AYM) İkinci Bölümü, tutuklu gazeteci-yazar Ahmet Altan’ın bireysel başvurusunu kabul edilemez buldu.

AA’nın haberine göre, AYM’nin gerekçesinde, Anayasa’nın kişilerin fiziksel hürriyetlerini güvence altına alan 19’uncu maddesinin kişi hürriyetinin kısıtlanmasına imkan tanıdığı durumlardan birinin de ‘mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi’ olarak belirlendiği kaydedildi.

Bu nedenle mahkumiyet kararları kapsamında hapis cezasının veya güvenlik tedbirlerinin infaz edilmesinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal etmeyeceği belirtilen gerekçede, ancak Anayasa’nın 19’uncu maddesinin amacının kişileri keyfi bir şekilde hürriyetten yoksun bırakılmaya karşı korumak olduğu, kişi hürriyetine getirilecek sınırlamaların da maddenin amacına uygun olması gerektiği vurgulandı.

‘Mahkumiyete bağlı tutuklama’

Altan’ın tahliyesinin ardından yeniden tutuklandığı anımsatılan kararda, yazarın tutuklanmasından sonraki döneme ilişkin olarak hürriyetinden yoksun kalmasının, ‘suç isnadına bağlı tutma’ değil, ‘mahkumiyete bağlı tutma’ niteliğinde olduğuna işaret edilen gerekçede, bu nitelikteki bir tutmayla ilgili yapılan bireysel başvuruda suç isnadına bağlı tutmaya ilişkin güvencelerin uygulanmasının mümkün olmadığı aktarıldı.

‘Hak ihlali yok’

Yazarın tutuklanma sürecinin yetkisiz makamlar tarafından başlatılıp neticelendirilmesi ve böylelikle mahkumiyete bağlı tutma kararını veren mercinin bir mahkeme olmadığı iddiasının dayanaktan yoksun olduğu savunulan gerekçede, Altan’ın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan, başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği belirtildi. 

Gerekçede, Altan’ın, tutuklama kararı veren ve bu karara karşı itirazını inceleyen ağır ceza mahkemelerinin bağımsız ve tarafsız olmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü de hatırlatıldı.

‘İddiası soyut’

Başvurucunun bu ihlal iddiasına dair hiçbir belirleyici ya da ayırt edici ifade kullanmadığı ve iddiasını herhangi bir olgu veya olay belirtmeksizin soyut olarak dile getirdiği aktarılan gerekçede, bu nedenle başvurunun bu kısmının da kabul edilemez bulunduğu ifade edildi.

Ne olmuştu?

Altan, 23 Eylül 2016’da ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından tutuklandı. 

İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Altan, 16 Şubat 2018’deki ‘cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Temyiz üzerine Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, 5 Temmuz 2019’da ‘darbeye teşebbüs’ suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozarak Altan’a ‘silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan ceza verilmesine hükmetti. 

Bozmaya uyan yerel mahkeme, 4 Kasım 2019’da bu kez ‘terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan 10 yıl altı ay hapis cezası verdiği Altan’ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.

İstanbul başsavcılığının 6 Kasım 2019’da tahliye kararına itiraz etmesi üzerine Ahmet Altan, İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla 13 Kasım 2019’da tekrar tutuklandı.

Altan’ın başvurusu

Tutuklama kararına yaptığı itirazlardan sonuç alamayan Altan, 21 Kasım 2019’da AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.

‘Hapis cezasına mahkum edildiğini, adli kontrol kararıyla tahliye olduğunu ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tahliye kararına yaptığı itirazın kabulü üzerine, tutuklama için gereken şartlar bulunmamasına rağmen tekrar tutuklandığını’ belirten Altan, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın hürriyetlerinin ihlal edildiğini savundu.