Bakan Soylu: Anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık ?

Bakan Soylu: Anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık ?
Güncelleme:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumartesi Anneleri'nin eylemine yapılan müdahaleyle ilgili açıklamada bulundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumartesi annelerine yapılan müdahale hakkında yaptığı açıklamasında “700. gösterilerini yapmak istediler, izin vermedik çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik" dedi.      

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "cumartesi anneleri"nin, 700. hafta gösterisine izin vermediklerini belirterek, "Çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Bu ikiyüzlü kandırmacanın son bulmasını istedik. Ne yapsaydık yani, anneliğin, terör örgütü tarafından istismar edilmesine, anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık?" dedi.

Soylu, Eğitim Daire Başkanlığı Durmuş Yalçın Konferans Salonu'nda düzenlenen "104. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı"na katıldı.

Türkiye'nin küresel terör örgütleriyle eşzamanlı mücadele ettiğini, güneyinden gelen ciddi bir göç dalgasını başarılı ve insani ölçülere göre yönetebildiğine işaret eden Soylu, terörün ana finansman kaynağı uyuşturucu ticaretinin ana geçiş güzergahında bulunan Türkiye'nin buna karşın hem dünya hem de kendi gençliğini korumaya çalıştığını vurguladı.

Soylu, DHKP-C'sinden, PKK'sına FETÖ'den DEAŞ'ına kadar Türkiye'yi tehdit eden hemen hemen bütün terör örgütlerinin, Avrupa Birliği üye ülkelerinden açık veya örtülü destek gördüğünü, sığınma ve korunma taleplerinin karşılandığını, eğitildiğini, silahlandırıldığını ve ceplerine para konulduğunu belirterek, bütün bunlar yapılırken de Türkiye'nin "Batı'nın müttefiki" olarak tarif edildiğini, kamuoyunun buna inandırılmaya çalışıldığını dile getirdi.

Türkiye'de de terör örgütlerinin ele geçirdiği veya etkilediği siyasal yapıların bulunduğunu aktaran Soylu,  şöyle devam etti:

"Doğrudan doğruya terör örgütünün sözcülüğünü yapıyorlar, savunuyorlar, hiçbir şey yapamıyorsa eylemlerine sessiz ve tepkisiz kalıyorlar. Örgütlere bir 'poker yüzü' temin etmeye ve aslında bir meşruiyet alanı açmaya çalışıyorlar. Terör örgütleri Türkiye'de her zaman bir istismar içinde olmuştur. Kadın istismarı yaptılar, çocuk istismarı yaptılar, etkin köken istismarı yaptılar, mezhep istismarı yaptılar. Bugün terör örgütleri, bu odaklar eliyle bir başka istismar alanı peşinde koşuyorlar, anne istismarı. Yapılmak istenen çok açıktır. Annelik kavramı üzerinden bir mağduriyet oluşturup, hem teröre bir mağduriyet maskesi giydirmeye çalışıyorlar, hem de toplumu ayrıştırmaya çalışıyorlar."

"YILLARDIR ANNELİK ÜZERİNDEN BİR İSTİSMAR ORTAYA KONULUYOR"

Bakan Soylu, 1995'den beri süregelen "cumartesi anneleri" adı verilen bir eylemin yapıldığını anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Galatasaray Lisesi önünde toplanıyorlar. Peki bu işin aslı nedir? 1995 yılında, resmi raporlarla ve örgüt içi itiraflarla belgelenmiş, aşırı sol TKP/ML örgütü tarafından gerçekleştirilmiş bir örgüt içi infazın suçunu devlete yıkmaya çalışan bir eylem. Kayıp falan değil, gözaltına alınmış değil, örgüt infaz etmiş, bir kenara bırakmış. Bu olay üzerinden bir mağduriyet hikayesi üretildi ve yıllardır annelik üzerinden bir istismar ortaya konuluyor. Bugün de terör örgütü ve bölge sorumlusunun bahane edildiği bir anlayış söz konusudur. Dikkat edin, son günlerde renkli listelerde aradığımız teröristleri, bölge sorumlularını etkisiz hale getirdikçe bu tepkiyle karşılaşıyoruz. Bu bir tesadüf değildir. Bunu kabul etmek de mümkün değildir.

Hasan Ocak, Galatasaray Meydanı'ndaki eylemlerin başlama sebeplerinden sadece birisidir. Servis ediliyor. Çok affedersiniz, bu kişiler, Eminönü Meydanı'nda gezerken mi kayboldu? Neden her şeyi açık açık konuşmuyorlar? Hasan Ocak, TKP/ML Terör Örgütü üyesi değil miydi? Örgüt tarafından infaz edilmedi mi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bu konuda dava açılmadı mı? Bu davada komisyona ifade veren bir başka örgüt üyesi, bu işin örgüt içinde bir infaz olduğunu anlatmadı mı? Muhatapları bu dediklerimin detaylarını çok iyi bilirler. Bu ve bundan sonra bu eylemlere konu edilmiş kişiler, yasa dışı örgüt üyesi değiller miydi?"

"GÖZ MÜ YUMSAYDIK"

"Cumartesi anneleri"nin 700. gösterilerini yapmak istediğini belirten Soylu, "İzin vermedik, doğrudur. Çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Bu ikiyüzlü kandırmacanın son bulmasını istedik. Ne yapsaydık yani, anneliğin, terör örgütü tarafından istismar edilmesine, anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık? Çocuklarımızı terör örgütü üyeliğine özendirip, 'İstanbul'un göbeğinde anılacaksınız' diye teşvik etmelerine, anneleri gözü yaşlı bir şekilde evlat yolu gözler halde bırakmalarına göz mü yumsaydık?" dedi.

"Ne yapalım yani terörle mücadeleyi rafa mı kaldıralım? DHKP-C kiralık katil tarzı eylemlerine devam etsin, diğer sol gruplar eylemlerine devam etsin, PKK Doğu ve Güneydoğu'da acı üstüne acı yaşatsın, FETÖ Türkiye'nin tamamını eline geçirmek için bir gece topla tüfekle saldırsın, biz sırtımızı mı dönelim, devleti, ülkeyi bunlara teslim mi edelim?" diye soran Soylu, buna asla müsaade edemeyeceklerini bildirdi.

Bakan Soylu, Galatasaray Meydanı'nın, terör örgütlerinin sözde ortak meşruiyet alanı haline getirilmesine de müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, "Anne, devlet, millet gibi kavramları, yıllarca bunların düşmanlığını yapmış terör örgütlerine ve onların çağrısıyla toplanan payandalarına istismar ettirmeyiz. Bu millet yüz yıl önce bunların ağababalarına bu ülkeyi teslim etmemişti, bugün onların paçozlarına da teslim etmez, bunu herkes böyle bilsin." ifadesini kullandı.

Seçiniz...