DEAŞ davasında ceza yağdı

DEAŞ davasında ceza yağdı
Güncelleme:

"Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "DEAŞ terör örgütüne üye olmak" suçlarından 33 tutuksuz sanığın yargılandığı davada karar çıktı.

“Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “DEAŞ terör örgütüne üye olmak” suçlarından 33 tutuksuz sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 26 sanık hakkında “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan ceza verirken, 7 sanığın ise beraatine karar verdi. “Anayasal düzeni ortadan kaldırma” suçunu “örgüt üyeliği” kapsamında değerlendiren mahkeme, aralarında Sultanbeyli’de örgüt mensuplarının çocuklarına özel derslerin verildiği iddia edilen Ribat Eğitim Kurumu’nun yöneticisi olduğu ileri sürülen Orhan Küçük ile eşi Fatma Küçük’ün de bulunduğu 6 sanığı 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırdı. Diğer 20 sanık ise 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı.

İddianamede, sanıkların çocuklarını IŞİD /DEAŞ silahlı terör örgütü ideolojisi doğrultusunda eğitim veren, illegal olarak faaliyet gösteren ve sanıklar tarafından finanse edilen Ribat Eğitim Kurumu’na gönderdikleri, örgüt ideolojisi kapsamında faaliyet gösteren illegal mescide gittikleri, sanıkların bir kısmının 2015 yılının genel seçimleri öncesinde Sultanbeyli bölgesi ve civarında oy kullanmayı ve TBMM’yi sözde dini gerekçelerle kötüleyen ve tahkir eden afişler ve pankartlar astıkları, illegal mescitte bulunan piknik ve yemek gibi etkinliklere katıldıkları iddia ediliyordu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın 23’üncü celsesi görüldü. Duruşmaya tutuksuz 10 sanık ve avukatları katıldı. Bazı sanık avukatlarının duruşmaya katılmayarak mazeret dilekçesi sunmaları üzerine heyet, mazeret taleplerini reddetti.

Mahkeme heyeti oybirliğiyle alınan kararda, 7 sanık hakkında kesin ve yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle beraat kararı verdi.

6 SANIĞA 7 YIL 6’ŞAR AY HAPİS CEZASI

Sanıklar Ali Karataş, Emin Güneş, Fatma Küçük, Orhan Küçük ve Selim Sumeli hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan kamu davası açılmışsa da suçun “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçunu oluşturduğu kanaatine varıldığı kaydedildi. Sanıkların örgüt içindeki konumu ve faaliyetleri dikkate alınarak 7 yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırılmalarına karar verildi. Sanıklardan  Veysi Salman da “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

20 SANIĞA 6 YIL 3’ER AY HAPİS

Heyet, sanıklar Abdullah Basatuğrul, Ali Davşan, Duran Gürbüz, Emin Sumeli, Ercan Tekin, Erhan Gürlük, Gönül Alpat, İbrahim Abusuutoğlu, İdris Öztürk, Kurbani Karakış, Lokman Kesik, Orhan Düzenli, Orhan Tekin, Rukiye Karakış, Sadullah Basatuğrul, Saim Özsoy, Sinan Altun, Tugay Buğda, Yaşar İli ve Yunus Emre Doğan hakkında ise “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırdı.

SANIKLAR YARGILAMA SÜRECİNDE TAHLİYE EDİLMİŞTİ

Savcılıkça 7 Ekim 2020’de sunulan mütalaada ise sanıklardan Orhan Küçük’ün Ribat Eğitim Kurumu’nun yöneticisi olduğu ve illegal mescitte hocalık yaptığı, IŞİD / DEAŞ örgütü ideolojisi doğrultusunda mescide gelenlerin eğitimleriyle yakından ilgilendiği kaydedilmişti.

“Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Orhan Küçük, hakkında tüm dellillerin toplanmış olduğu ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak 26 Ocak 2018 tarihinde tahliye edilmişti. Sanık Selim Sumeli’nin ise çatışma bölgelerinde IŞİD/ DEAŞ örgütü bünyesinde emir düzeyinde faaliyet gösteren teröristler ile doğrudan irtibatlı olduğu, sanığın terör örgütlerinden talimatları Truecrypt ve Teamviewer adlı programlar vasıtasıyla aldığı, sanığın örgüt adına eylem yapmak üzere keşif faaliyetlerinde bulunduğu, Ankara’da TBMM, AK Parti İl Başkanlığı civarında, İstanbul’da Caferilerin kullandığı Zeynebiye Camii çevresinde eylem amaçlı keşif çalışması yaptığı ve eylemi gerçekleştirecek eylemci arayışında olduğu belirtilmişti.

Sanıklar savunmalarında, Ribat Eğitim Kurumu’nu sübyan mektebi olduğu ve çocuklarını buraya Kur’an eğitimi görmeleri için gönderdiklerini belirterek suçlamaları reddetmişlerdi. Çoğu tutuklu bulunan sanıklar, yargılanmaları kapsamında tahliye edilmişlerdi.