Depresyonu tetikleyen şeyler

Depresyonu tetikleyen şeyler

İşte depresyonun bilinmeyen 10 tetikleyicisi...

Beslenme alışkanlıklarınızın, aldığınız ilaçların ya da tükettiğiniz kahvenin depresyona neden olabileceğini biliyor muydunuz?

Artık çoğumuz sıklıkla bunalımın eşiğine geliyoruz. Antidepresan reçeteleri, dünya genelinde rekorlar kırıyor... Ancak depresyonun iyi bilinen tetikleyicilerinin yanı sıra stres, para ve ilişkiler gibi modunuzun düşmesine sebep olan sürpriz nedenler de var. İşte depresyonun bilinmeyen 10 tetikleyicisi...

1. Kırmızı et tüketmeyi bıraktınız: Sağlık sebepleri yüzünden kırmızı et tüketimini azalttıysanız, demir eksikliği kendinizi hüzünlü hissetmenizin sebeplerinden olabilir. Bu temel besleyici madde, kırmızı kan hücrelerinde bulunan ve vücuda oksijen taşıyan hemoglobinlerin oluşumu için elzemdir. Eğer demir eksikliği çekiyorsanız, kendinizi halsiz ve yorgun hissedersiniz ve bu durum sosyalleşmenizi engelleyip ruh halinizi bozarak hayatınızı etkileyebilir.

2. Televizyon açıkken uyuyorsunuz: Televizyondan gelen hafif ışığın uyumanıza yardımcı olduğunu zannediyorsanız, çok yanılıyorsunuz! Yapılan araştırmalara göre, televizyondan ya da bilgisayar gibi elektronik cihazlardan yayılan loş ışık, ruh halimizi etkileyebiliyor. Güneş doğduğunda, gözümüzün arkasındaki retinada bulunan ışık reseptörleri, uykumuzun gelmesini sağlayan melatonin hormonunu kısıtlama vaktinin geldiğini söylerler. Gece ise tam tersi olur; bu yüzden uyku vakti yaklaştığında ışıkları kısmak idealdir.

3. Tutkulu bir gece geçirdiniz: Seks, keyifli bir aktivite olabilir; ancak seks sonrası hüznün pek de öyle olduğu söylenemez. Avustralya’da yapılan bir araştırmada katılımcı kadınların 200’ünden fazlası seksten sonra üzüntü yaaşdığı rotaya çıktı. Araştırmacılar, seks sonrası depresyonun beynin orgazm esnasında daha az aktif olan sonrasında ise yoğun bir şekilde yeniden aktifleşen duygusal bölgesi amigdala ile ilişkili olduğunu düşünüyor.

4. Kamburunuzu çıkarmaya eğilimlisiniz: Kendimizi üzgün hissettiğimizde, öne doğru bükülür, başımızı ellerimiz üzerine yerleştirerek vücudumuzu kaparız. Fakat vücudunuzun nazik bir şekilde daha dik bir pozisyon almasını sağlayarak ruh halinizi yoğun ve hızlı bir şekilde etkileyebilirsiniz.

5. Gıcırdayan eklemlerden şikâyetçisiniz: Yapılan araştırmalara göre, kireçlenme şikâyeti olan her 3 yetişkinden 1’i aynı zamanda da kaygı ve depresyondan muzdarip. Ancak moral çöküşlerinin tek sebebi çektikleri acı olmayabilir. Tartışmalı bir teoriye göre, depresyon gibi bazı mental rahatsızlıkların eklem iltihabı gibi inflamatuvar sorunlarla ilişkili. İnflamatuvar moleküllerin merkezi sinir sisteminde iltihaplanmaya sebep olduğu iddia ediliyor.

6. Çok fazla ilaç aldınız: Daha iyi hissetmek amacıyla ilaç kullanmamıza rağmen, bazı ilaçlar, yan etki olarak depresyonu tetikliyor. Örneğin, codaine ya da cocodamol gibi yapısında uyuşturucu maddeler bulunduran ilaçlar bu etkiyi yaratabiliyor. Bu ilaçlar, aynı zamanda ruh halimiz üzerinde etkili olan enkefalin adındaki doğal ağrı kesici beyin kimyasallarını taklit ederek harekete geçiyor. Ağrı konusunda yararlı olsalar da bu ilaçların uzun süreli kullanımı, vücudun kendine ait iyi-hissettiren kimyasal depolarına tepki vermesinde daha az verimli olmasına sebep oluyor. Ve bu durum da kötü ruh halini beraberinde getiriyor.

7. Yeterince muz yemiyorsunuz: Tatlıya zaafınız var ancak modunuz genelde düşük mü? O halde yeterince lif tüketmiyor olabilirsiniz. Aç karnına çikolata yediğinizde, aldığınız şeker sayesinde yarım saat boyunca kendinizi iyi hissedersiniz. Ancak yaklaşık bir saat sonra, kan şekeriniz düşmeye başlar ve kendinizi halsiz ve yorgun hissedebilirsiniz. Lif ise kan şekerinin yavaşça yükselmesini sağladığından ruh halinizi stabilize eder. Alternatif bir çözüm olarak şeker açlığınızı muzla yatıştırabilirsiniz. Muz, yüksek miktarda şeker içerir ama aynı zamanda da bolca lif bulundurduğundan kan şekerinizin düzenlenmesine yardımcı olur.

8. Kafein çok yakın bir dostunuz: Güne başlamak için ihtiyaç duyduğunuz bir-iki fincan çay ya da kahve, nihayetinde ruh halinizi kötü bir şekilde etkileyebilir. İçerken iyi hissedersiniz. Ancak bir süre sonra kendinizi oldukça huzursuz ve kaygılı hissederken bulabilirsiniz.

9. Zihniniz çok dalgın: Elinizdeki sıkıcı işi yapmaya çalışırken düşünceleriniz geçmiş pişmanlıklarınıza ya da gelecek hakkındaki endişelerinize doğru mu sürükleniyor? İnsan zihninin bu dalgınlık eğilimi beraberinde mutsuzluk getirebilir. İnsanlar zihinlerini meşgul eden şeylerle uğraşırken genelde mutludurlar. Mücadele gerektiren bir aktivite olabilir. Ancak hayal kırıklığı yaratacak kadar değil, yalnızca zihninizin odaklanabilmesine yetecek kadar zorlu olmalıdır.

10. Hormonlarınız yaramazlık yapıyor: Kendinizi sürekli duygusal mı hissediyorsunuz? Belki de gerçekten hormonlarınızı suçlayabilirsiniz. Çünkü çeşitli hormonsal durumların ruh halimizi etkilediği düşünülüyor. Bunların en yaygını, 40 yaş üstü kadınların %3-10’ununu etkilediği düşünülen yetersiz tiroit. Vücudunuz yeterli miktarda tiroksin hormonu salgılamadığında halsiz ve düşük enerjili hissedersiniz. Bir diğer potansiyel tetikleyici ise menopoz. Kadının östrojen hormonu üretimi ciddi derecede azaldığında, ruh halinde bozukluk görülebilir. Aynı etki, erkekte düşük testosteron seviyesine ulaşıldığında da görülür.

HT Hayat