Faruk Bildirici'den RTÜK üyeliğinin düşürülmesi hakkında yeni hamle

Faruk Bildirici'den RTÜK üyeliğinin düşürülmesi hakkında yeni hamle
Güncelleme:

CHP kontenjanından RTÜK üyesi olan Faruk Bildirici, üyeliğinin düşürülmesi kararı hakkında yürütmenin durdurulması ve sonrasında iptal edilmesi için mahkemeye başvurdu.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) tarihinde bir ilk olarak Faruk Bildirici’nin üyeliğini, “tarafsızlığını yitirdiği” iddiasıyla AKP ve MHP kontenjanından seçilen üyelerin oylarıyla dün yapılan oylama sonucunda sonlandırmıştı. Bildirici, üyeliğinin düşürülmesi kararı hakkında yürütmenin durdurulması ve sonrasında iptal edilmesi için mahkemeye başvurdu.

Bildirici yürütmenin durdurulması talepli dava dilekçesinde kararın hukuka uygun ve somut gerekçelere dayanmadığını belirtti. Dilekçede, üyeliğinin düşürülmesi için gerekçe gösterilen tüm iddialara tek tek yanıt veren Bildirici, karara dayanak oluşturan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'in başvurusunun kin ve garez saikiyle yapıldığına dikkat çekti. 

Bildirici ayrıca üyeliğinin düşürülmesine gerekçe olarak ileri sürülen iddialarla ilgili savunmasının alınmadan işlem yapıldığı bilgisini de verdi. 

Dilekçede "Görevden çekilmiş sayılma kararının Üst Kurul’da alınması; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkilerinin gaspı niteliğinde olup Anayasa ve kanunlara açıkça aykırıdır" diyen Bildirici şöyle devam etti:

"RTÜK üyeleri Anayasa ve yasa uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütün milletvekillerinin katıldığı oylamayla seçilmektedir. Ben de TBMM’de yapılan oylamada 283 oy ile bu göreve seçildim. 283 milletvekilinin seçtiği bir RTÜK üyesi olarak altı kişinin el kaldırmasıyla görevden çekilmiş sayılmam yetki gaspıdır.

Bu durum 'usulde paralellik ilkesi'ne de aykırı olduğu gibi RTÜK’ün 'özerk, bağımsız ve tarafsız' bir kuruluş olmasına gölge düşürücü niteliktedir. RTÜK’ün 25 yıllık tarihinde ilk kez kullanılan bu yöntemle bundan sonra 9 kişilik kurulda 5’i bulan taraf, susturmak istediği ya da hoşuna gitmeyen azınlıktaki bir üyeyi savunma bile almaya gerek duymadan kuruldan atabilir. Demokrasi ve çoğulculuk açısından açısından vahim bir durum doğmuştur."

"İŞLEM USUL VE ESAS YÖNÜNDEN HUKUKA AÇIKÇA AYKIRIDIR"

Bildirici yürütmenin durdurulması nedenlerini ise şöyle sıraladı:

"Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu işlem usul ve esas yönünden hukuka açıkça aykırıdır. Dava konusu karar derhal tarafıma tebliğ edilmiş olup bunun üzerine kurumdaki odamı boşaltmam ve kurumdan ayrılmam istenmiştir.

Bundan sonraki Üst Kurul toplantılarına katılmam da engellenmiş durumdadır. Ayrıca dava konusu karar sonrasında yeni üye seçimi yapılması için TBMM Başkanlığı’na yazı yazılmıştır. Dava konusu işlemin bu açılardan telafisi imkânsız zarar doğuracağı açıktır. 2577 sayılı Kanunun 27. Maddesinde öngörülen koşulların birlikte gerçekleşmiş olması nedeniyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ediyorum.

Dava konusu görevden çekilmiş sayılmama ilişkin işlem, üyelik görevimi yerine getirememe sonucu doğurmasının yanı sıra TBMM tarafından yeni üye seçimi yapılacak olmasına yol açtığından 2577 sayılı Kanunun 27/2. Maddesi uyarınca UYGULANMAKLA ETKİSİ TÜKENECEK İDARİ İŞLEM niteliğinde olduğundan, yürütülmesinin savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere İDARENİN SAVUNMASI BEKLENMEKSİZİN durdurulmasını talep ediyorum."