Gökçeada'da altın madenine tepkiler artıyor

Gökçeada'da altın madenine tepkiler artıyor
Güncelleme:

Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'da altın ve gümüş madeni arama çalışmaları için başvuru yapılmasına tepki yağıyor.

Çanakkale'nin Kuzey Ege Denizi'nde bulunan, Türkiye'nin en büyük adası Gökçeada'da, Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin altın ve gümüş madeni arama başvurusu yapmasına tepkiler, giderek artıyor. Ada halkı ve çok sayıda çevreciyle altın madeniyle ilgili yaşadıkları endişeyi dile getirmek, tepkilerini göstermek için bir araya gelen Gökçeada Belediye Başkanı İYİ Parti'li Ünal Çetin, "Gökçeada'da maden arama faaliyetine yol vermek, tam anlamıyla çarpıklık, aymazlık, hatta ekonomik bir cinayettir" dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale İl Müdürlüğü, Gökçeada ilçesi Yuvacık mevkisinde, Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın ve gümüş madeni arama projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başladığını kamuoyuna duyurdu. Bunun üzerine başta ada sakinleri olmak üzere çok sayıda çevreci, kaygılanmaya başladı. Adalılar, bu haber üzerine maden arama faaliyetine karşı mücadele başlattı. Kısa sürede altın ve gümüş madeni başvurusuna karşı olanlar, bir araya gelerek, seslerini duyurmaya çalıştı. Gökçeada Belediye Başkanı Çetin ve adalılar, seslerini duyurmak için bu sabah feribotla Çanakkale merkeze geldi. Kalabalık, İskele Meydanı'ndan toplantının yapılacağı otele kadar yürüdü.

'Organik Ada Gökçeada'da Altın Arama' sloganıyla düzenlenen toplantıya, Gökçeadalıların yanı sıra Çanakkale ile çevre kentlerden de çevreciler katıldı. Başkan Çetin, ilk olarak adanın özellikleri ve maden aranacak sahayla ilgili bilgileri slayt gösterisi eşliğinde anlattı. Çetin, doğal ve kültürel zenginlikleriyle hem tarım hem de turizm alanında son yıllarda önemli mesafeler kat eden 'Türkiye'nin organik adası' Gökçeada'nın, altın madeni tehdidi altında olduğuna vurgu yaptı. 

Gökçeada'da altın madenine tepkiler artıyor - Resim : 1

'EKONOMİK BİR CİNAYETTİR'

Merih Madencilik Şirketi A.Ş.'nin başvurusu üzerine başlatılan ÇED sürecinin, adanın doğal kaynakları, turizmi ve halkın sağlığı açısından telafisi mümkün olmayacak sonuçlar doğuracağını savunan Başkan Çetin, şunları söyledi:

"Gökçeada, Türkiye'nin en büyük adası olmasının yanı sıra tatlı su kaynakları dünya üzerinde kendisine yetebilen 4 adadan biri olma özelliğini taşır. Adamız, bakir doğasında göz alabildiğince uzanan kumsalları, pırıl pırıl denizi, yeşille maviyi birleştiren kendine has dokusuyla geçmişle bugünün birlikte yaşandığı harika bir doğa güzelliğidir. 2011 yılında almış olduğu Cittaslow (sakin şehir) unvanı ile dünyanın ilk ve tek sakin adası seçilmiştir. Turizmin, organik tarımın, serbest dolaşma sistemiyle yapılan hayvancılığın ve balıkçılığın bir arada yapılabildiği çok özel coğrafyalardan biridir. Maden arama süreciyle ilgili gelişen bu son durum, bizleri derin bir hayal kırıklığı ve endişeye sevk etmiştir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2017 yılı 'İkinci Altı Aylık Eylem Planı' kapsamında, Gökçeada ve Bozcaada'nın 'Organik Tarım Adası' ilan edilmesi çalışmaları devam etmektedir. Türk ekonomisinin her geçen gün tarım ve hayvancılığa ne kadar hayati önemde ihtiyacının görüldüğü şu günlerde Gökçeada'da maden arama faaliyetine yol vermek, tam anlamıyla çarpıklık, aymazlık, hatta ekonomik bir cinayettir." 
Gökçeada'da yapılması olası bir maden arama faaliyetinin çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerinin telafi edilemez düzeyde olacağını dile getiren Çetin, şöyle devam etti:

"Proje tanıtım dosyasındaki verilere göre, adanın güney kesiminde, 44 noktada, toplam 1100 metre sondaj gerçekleştirilecek. Toplam 229 bin TL'lik projenin arama aşamasında 423 ton kazı toprağı ortaya çıkacak. İşletme ruhsatı alındığında ise çok daha fazla toprağın kazılacağı tahmin edilebilmektedir. Gökçeada'da tarım bölgelerine, deniz kıyısına, derelere, Su Altı Milli Parkı'na, Tuz Gölü'ne yakın olan altın madeni projesi, 279 kilometrekare ile sınırlı bir yüzölçümü olan adanın ekolojik yapısı üzerinde yıkıcı bir etki yaratacaktır. Bu nedenle biz, tüm Gökçeada halkı olarak, Gökçeada'yı seven dostlarımız ve Gökçeada'yı korumaya gönül vermiş sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte adamızda her türlü maden faaliyetine karşı mücadele etmeye hazırız. Adamızı hep birlikte koruyacak ve madencilik faaliyetlerine asla izin vermeyeceğiz. Tüm yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya çağırıyor ve bu yanlıştan bir an önce dönmek için gerekenlerin yapılacağını umuyoruz. Adada söz konusu girişim için başvuran şirketi de çevre için bu geri dönülmez yola girmekten dönmeye davet ediyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gökçeada'yı 'Organik Tarım Adası' olarak ilan etmek üzereyken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın adada zehirli kimyasallarla altın ve gümüş aranmasına geçit vermesi tutarsızlık, plansızlık hatta telafisi imkansız akıl almaz ekonomik kayıplar doğuracak bir öngörüsüzlüktür."
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün konuyla ilgili belediyenin görüşünü sorduğunu da belirten Başkan Çetin, "7 Aralık itibarıyla ÇED sürecinin başlamasıyla alakalı Gökçeada Belediyesi'nin görüşü istenmektedir. Ben de belediyede çalışan bütün arkadaşlarıma gerekli talimatı verdim. Biliyorsunuz, kurum görüşlerinde 30 gün esastır. Yasal süresi içerisinde cevap vermeniz gerekir. Biz, bütün gerekçeleriyle birlikte uygun olmayacağını belirtir bir yazı yazacağız ve gerekirse Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 7.12.2017 tarihli yazısı nasıl sosyal medya kanalıyla basına yansıtıldıysa Gökçeada Belediyesi'nin de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne cevabı yazısı sizlerle paylaşılacaktır" dedi. 

Toplantı, İstanbul'da avukatlık yapan Uğur Yetimoğlu'nun moderatörlüğünde soru- cevap ile devam etti.

Gökçeada'da altın madenine tepkiler artıyor - Resim : 2

DHA