Diyanet İşleri Başkanı: Bu haince, kahpece bir savaştır

Diyanet İşleri Başkanı: Bu haince, kahpece bir savaştır
Güncelleme:

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, sabah namazında verdiği verdiği vaazda Suriye'de yaşananlara değindi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bu sabah namazını Adapazarı'nda Orhan Gazi Camii'nde kıldı. Namaz öncesinde Fetih Suresi okunarak Zeytin Dalı Harekatı'na katılan güvenlik güçleri için dualar yapıldı. Sabah namazını Prof. Dr. Ali Erbaş kıldırdı. Namazdan sonra cemaate dua yaptıran Prof. Dr. Erbaş, ardından verdiği vaazda, Suriye iç savaşına değindi. Prof. Dr. Ali Erbaş, "Bütün hainler, bütün dış güçler birleşmişler, bir vekalet savaşı yürütüyorlar. Vekalet savaşı haince bir savaştır, kahpece bir savaştır. Artık mertçe savaş bitmiş, haince, münafıkça bir savaş dönemi başlamıştır. Ülkemizin güney sınırlarına çeşitli terör örgütleri silahlandırarak yerleştirmek aslında bir savaş ilanıdır. Biz de ülke olarak bunun tedbirlerini alıyoruz, aldık. Elhamdülillah şu anda büyük bir ilerleme kat ediyoruz. Zaman zaman şehitlerimiz oluyor. Şehitlik mertebelerin en yücesidir. Askere yolladığımız çocuklarımızı bu şekilde yolluyoruz. Kınalı kuzumuz diyoruz. Kınalı kuzu ne demek? Kesilen kurbanların kanını sürerek 'Ya şehit olacaksın, ya gazi' uğurlamalarıyla yolluyoruz çocuklarımızı. Vatansız bağımsızlık olmaz. Devletsiz, ezanlarımız okunamaz. Devlet olmayınca biz inancımızı da yaşayamayız. Tarihte bu millet hep bağımsızlığı yaşamış, bağımsızlığına alışmış bir milletiz biz" dedi.

Prof. Dr. Erbaş, ülkenin güneyine 5 bin TIR silahın gönderildiğini kaydederek, "Sosyalist, komünist başka bir örgüt var PKK ve bir bakıyorsun arka taraflarda görüşmeler, birbirlerinden silah almalar, birbirlerine silah vermeler. Hani birisi İslam devletiydi. Ne oluyor böyle? Demek ki amaç İslam'la savaşmak. Bundan 100 yıl önce bir hain, bir İngiliz ajanı İslam dünyasını dolaştı. İslam dünyasında o günün şartlarıyla ırkçılığı körükledi. Arapları Türklere, Türkleri Araplara. Böyle bir tefrika ortaya çıkarmaya çalıştı. İslam dünyasında kürsülere kadar çıktı sarığıyla sakalıyla. Daha sonra onun Lavrens olduğu anlaşıldı. Bugünkülerin acaba daha sonra isimlerinin ne olduğu ortaya çıkacak. Öyle bir durumla karşı karşıyayız. Buna vekalet savaşları denir. 4 bin, 5 bin TIR silah ülkemizin güneyine neden gönderilir?" diye konuştu.

Kilis'te camiye düzenlenen roketli saldırıda şehit olan Muzaffer Aydemir'in 'Orada savaşıp şehit olayım' dedikten kısa süre sonra şehadete kavuştuğunu belirten Ali Erbaş, şöyle konuştu:

"Peygamber efendimizin bir sözü vardır, cennet kılıçların gölgesi altındadır diye. Müslümanın kılıcı hem zalimin karşısında mazlumu korumak için kalkmış. O yüzden cennet kılıçların gölgesi altındadır. Bugün bizim ordumuzun, askerimizin silahı zalimin karşısındadır. Cami bombalıyorlar. Camide iki şehidimiz var. Şehitlerimizin ailesini ziyaret ettim, oğullarını. Demiş ki 10 saat, 20 saat önce, 'Ne olur bana müsaade edin gideyim, orada savaşayım ve şehit olayım'. Vali Bey bana anlattı, tam otururken bu sözü söylediği anda fotoğraflamışlar işte Muzaffer amca diyor ki, 'Ne olur bize müsaade edin gidelim, oralarda şehit olalım, şehit olalım' dedi Muzaffer amca diyor ve Allah ona şehitliği nasip etti. Camide namazlarını kılarken bombalıyorlar."