İSTANBUL'DA HATAY GÜNLERİ -HATAY VALİLİĞİ VE HATAYDER'İN FESHANE'DE 'İSTANBUL'DA HATAY GÜNLERİ ETKİNLİĞİ DÜZENLEDİ -NEY YAPIM USTASI KAHİLOĞULLARI'NIN DÜNYADA SADECE HATAY'IN SAMANDAĞ İLÇESİNDE ASİ NEHRİ'NİN DEN

İSTANBUL'DA HATAY GÜNLERİ     -HATAY VALİLİĞİ VE HATAYDER'İN FESHANE'DE 'İSTANBUL'DA HATAY GÜNLERİ ETKİNLİĞİ DÜZENLEDİ     -NEY YAPIM USTASI KAHİLOĞULLARI'NIN DÜNYADA SADECE      HATAY'IN SAMANDAĞ İLÇESİNDE ASİ NEHRİ'NİN DEN

Ney yapım ustası Cemil Kahiloğulları'nın dünyada sadece Hatay'ın Samandağ ilçesinde Asi Nehri'nin denize döküldüğü alanda çıkan kamışlardan ürettiği neyler, Kanada başta olmak üzere birçok ülkeden büyük ilgi görüyor.

Ney yapım ustası Cemil Kahiloğulları'nın dünyada sadece Hatay'ın Samandağ ilçesinde Asi Nehri'nin denize döküldüğü alanda çıkan kamışlardan ürettiği neyler, Kanada başta olmak üzere birçok ülkeden büyük ilgi görüyor.

Hatay Valiliği ve Hatay Eğitim Kültür Tanıtım ve Dayanışma Derneğince (HATAYDER) Feshane'de "İstanbul'da Hatay Günleri" etkinliği düzenlendi.

Bugün sona erecek olan etkinlikte, kentin tarihi doğal güzellikleri ile yöresel el sanatları ve yemeklerini tanıtan stantları gezen vatandaşlar, çeşitli hediyelik eşya almayı ihmal etmedi.

"İstanbul'da Hatay Günleri" etkinliği kapsamında İstanbul'a gelen Kahiloğlulları, ney yapımını AA muhabirine anlattı.

Ney yapımının çok zahmetli bir iş olduğunu, 100 bin kamıştan sadece bir veya iki tane ney çıktığını ifade eden Kahiloğlulları, kısa boğumlu olan ve ender çıkan bu neylerin ölçüsünün Sümerler tarafından 7 bin yıl önce bulunmasından itibaren değişmediğini bildirdi.

Önceden Nil Nehri kenarında kısa boğumlu kamışlardan görüldüğünü, artık orada bu türde kamışın yetişmediğini aktaran Kahiloğlulları, "Bu kamış sadece Samandağ'da yetişiyor. Asi Nehri'nin denize döküldüğü Tekebaşı Köyü ile Meydan Köyü arasındaki sazlıklarda bulunuyor" dedi.

1976 yılında askerliğini İstanbul Askeri Mehteran Bölüğü'nde yaptığını, notaları bildiği için de ney takımına seçildiğini anlatan Kahiloğlulları, şunları kaydetti:

"Ben çocukluğundan beri müzisyenim. Nota biliyorum. Bu nedenle mehter takımına seçilerek gittim. Orada neyzen takımında görev yaptım. Neyzen arkadaşlarımdan ölçü gibi konularda bilgi edindim. Askerliğim bittikten sonra çok uzun yıllar neyin üretildiği kamışla ilgili araştırma yaptım. Bunun sonucunda bu kamışın dünyada sadece Samandağ'da yetiştiğini öğrendim. Neyleri evimde üretiyorum. Hatay'da benim gibi nota bilgisi olup da ney üreten kimse yok. Ben de sadece çocuklarıma öğreteceğim. Her gün bir tane ney yapabiliyorum."

Neyleri internet kanalıyla bütün dünyaya sattığını ifade eden Kahiloğlulları, en fazla ilgiyi Kanada'nın gösterdiğini, bunun dışında Suudi Arabistan, ABD, Almanya ve Fransa'nın da ilgi gösterdiğini belirtti.

-HER NOTAYA BİR NEY-

Ney yapan kişinin mutlaka nota bilmesi gerektiğini bildiren Kahiloğulları, şöyle konuştu:

"Çünkü ney yapıldıktan sonra saz gibi akort edilmez. Bu nedenle nota bilmeyen kimse ney yapamaz. Neyin üzerindeki bütün delikler bir notanın sesini veriyor. Bunlar bir milim yanlış açılırsa o notayı doğru vermez. Her notanın bir neyi vardır. Bütün konservatuvar ve kurumlarda öğretilen ney ise kız neyidir. Davud ney do notasına, şah ney si notasına, mansur ney la notasına, kız ney ise sol notasına tekabül eder. Erkek sesine en yakın olanı kız neyidir. Kızlara ise en yakın olan ses ise mansur neydir. Ben hepsini üretiyorum. Kız neyin boyu 689 milimden 715 milime kadardır. Bu milimlerde olan her kamış 9 boğum olmalıdır."

"Dünyanın en iyi neylerini ben yapıyorum" diyen Kahiloğulları, vitrinlerde çok ney gördüğünü, ancak hiçbirinin orijinal olmadığını bildirdi.

-KOZADAN ÇIKAN MUCİZE-

Antakya'dan gelen ipek üreticisi Yılmaz Büyükkaşık da 3 kuşaktan bu yana ipekçilikle uğraştıklarını belirterek, dedelerinin ipekçiliği Antakya'da Halep Ermenilerinden öğrendiğini söyledi.

Eski usulde üretim yaptıklarını anlatan Büyükkaşık, bir ipek böceğinin kozadan çıkarak, ipek üretimini nasıl gerçekleştiğini şöyle anlattı:

"İpek böceği tohumunu köylülere dağıtıyoruz. Nisan ayında dutlar yaprak çıkarmaya başladığında tırtıl çıkıyor. Köylüler ellerinde ipek böceğinin bu yapraklardan 40 gün beslenmesini sağlıyor. Bunun ardından böcek ağızından 1500 metre ipek ipi çıkarıp kendini koza içine hapsediyor. Biz de bu günlerde ipeği buradan almamız gerekiyor. O günler içinde almazsak o böcek kendiliğinden kelebeğe dönüşür. Kelebek kendine bir eş bularak yumurta yapar. Bu yumurtalar erken zamanda çıkarsa tekrar tırtıl olur ve koza yaparlar. Daha geç olursa gelecek sene içinde bu yumurtaları buzdolabında saklıyoruz. Yine nisan ayında çıkarıp aynı işlemi uyguluyoruz."

Bir ipek iplik yumağının yaklaşık 60 kozadan meydana geldiğini ifade eden Büyükkaşık, bu ipliklerin de atölyelerinde el tezgahlarında dokunduğunu bildirdi.

Atölyelerinde 30 tezgah olduğunu ve burada el emeğiyle ham ipek ve şantuk ipekle hamam peştamalı, şal, fular, örtü gibi dokumalar yaptıklarını söyleyen Büyükkaşık, "İpliği kendimiz ürettiğimiz için bizim gibi üretim yapan Türkiye'de yok. Perdelik, döşemelik gibi çeşitli kıyafetler, akla gelebilecek her şeyi geleneksel yöntemlerle yapabiliyoruz. Yılda 500 kilo ham ipek çıkarıyoruz. Ürünlerimizi iyi tanıtmak için fiyatları oldukça düşük seviyede tutuyoruz. Ürünlerimiz hepsi saf ipek. En ince kumaştan fırça boya ve baskı yaptığımız şallar ve peştamalları 15-150 TL arasında satıyoruz" diye konuştu.

-ANTAKYA DEFNE SABUNU-

Defne sabunu üretimi yapan Mehmet Çetinkaya da defne tohumundan yağ çıkardıklarını belirterek, bu yağdan da doğal defne sabunu ürettiklerini bildirdi.

Antakya'da butik olarak üretim yaptıklarını ifade eden Çetinkaya, yıllık 10 ton yağ ve sabun üretimi gerçekleştirdiklerini söyledi. Çetinkaya, sabunun kilosunu 41 TL'den sattığını belirtti.

Defne yağının özellikle saç ve cilt konusunda çok büyük faydaları olduğunu anlatan Çetinkaya, "Saçı yıpratmaz, dökülmesini ve kepeği önler. Sabun da aynı özeliği taşıyor. Defne yağının antiseptik özelliği vardır. Egzamaya, siyatiğe, romatizmaya iyi gelir. Bel fıtığında masaj yağı olarak kullanılır" dedi.

Çetinkaya, sabun yapımını da şöyle anlattı:

"Yüzde 85 saf defne yağı, yüzde 15 zeytinyağıyla sabunu kazanlarda pişirip, kalıplara döküyoruz. Bir gün sonra da bu sabunu elde kesiyoruz. Sabunu 4-5 ay kuruttuktan sonra ambalajlayıp tüketicilere sunuyoruz."