KADEM'den İstanbul Sözleşmesi açıklaması

KADEM'den İstanbul Sözleşmesi açıklaması
Güncelleme:

Yönetim kurulu üyeleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un eşi Fatmanur Altun'un da bulunduğu Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), İstanbul Sözleşmesi'ne destek verdi.

KADEM, neden sözleşmenin yanında olduklarına 16 maddelik bilgilendirme metniyle açıklık getirdi. KADEM’den, sözleşmeye ilişkin başlıca sorular ve yanıtlar özetle şöyle:

 İstanbul Sözleşmesi nedir?

Tam adı ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir. 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış, 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girmiştir. İstanbul’da imzaya açılması sebebiyle bu şekilde isimlendirilmiştir. 

FIRSAT EŞİTLİĞİ

Sözleşmenin amacı nedir?

Kadınları her türlü şiddete karşı korumak, aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak. Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak.

Bu sözleşmeyle kadınların kanunları kendi çıkarları için kullanabilecekleri iddiaları gerçeği yansıtıyor mu?

Düzenlemelerden faydalanabilecek olanlar kadın ya da erkek fark etmeksizin ‘mağdur’lardır. Polise başvurulması çoğunlukta mağdur can korkusu yaşamaya başladığında gerçekleşir. Şiddet bu boyuta geldikten sonra ise her geçen dakika mağdurun aleyhine işler. Bu sebeple koruma başvurusu durumunda, delillendirme zaman alacağından hâkim, şiddet mağduru lehine tedbir kararına hükmedebilmektedir. Bu karar gözaltına alınma değildir.

 KÖTÜ NİYETLİLİK

Sadece kadınları mı kapsıyor?

Hayır. Sözleşme sadece kadınları kapsamamakla birlikte daha çok kadınlar için geçerlidir. Çünkü kadınların erkeklere kıyasla daha fazla maruz kaldıkları türden (cinsel taciz ve ırza geçme, ısrarlı takip, aile içi şiddet, zorla evlendirme, zorla kısırlaştırma) şiddet türlerini kapsamaktadır. 

Sözleşmede LGBT gibi yönelimlere kapı aralayan maddeler var mı?

Hayır. Sözleşme, üçüncü bir tür oluşturmaya ya da LGBT eğilimlerini hukuk normu olarak belirlemeye veya teşvik etmeye yönelik bir hüküm taşımamaktadır. Bu sözleşmenin eşcinsel yönelimlerin meşrulaşmasına sebep olduğunu iddia etmek en hafif tabirle kötü niyetliliktir.  

İNSAN ONURU...

İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili ailenin yatak odasına kadar karışılıp “kocaları tecavüzcü” ilan ettiği iddiası doğru mu?

“Koca tecavüzü” denilen durum normal, sağlıklı ilişkiler değil, insan onuruna da İslam değer yargılarına da ters biçimde yaşanan zorbalıklardır. Bu tür zorbalıklara maruz kalan bir insanın yaşadığı şiddetten kurtulması için imkân sağlamak mazluma yardım etmek olarak nitelenmelidir.

 Sözleşmedeki “kadının beyanının esas” alınması ne demektir?

 “Kadının beyanı” olarak sıklıkla ifade edilen konu, şiddet mağdurunun beyanıdır. Şiddet mağduru erkek de olabilir.

6284, aileyi yıkan bir kanun mu?

Hayır. Sürekli şiddet olan bir evde zaten sağlıklı aile birliğinden bahsedilemez.

Şiddet uygulayan bir erkeği evden uzaklaştırmak yerine aileyi barıştırmak için arabuluculuk yoluna gidilebilir mi?

Eşleri uzlaştırmak, çoğunlukla daha sorunlar şiddet boyutuna varmadan işleyebilecek bir mekanizmadır.

Sözleşmedeki ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ kadını erkekleştirme mi?

“Toplumsal Cinsiyet” eşcinsellik ya da cinsiyetsizleştirme değildir. Kadın ve erkeğe eşit fırsat anlamına gelir. 

İstanbul Sözleşmesi’nden sonra 18 yaş altında evlenen erkekler tecavüzcülerle aynı cezaları mı alıyorlar?

Bahsedilen durumun İstanbul Sözleşmesi ya da 6284 sayılı kanunla bir ilişkisi bulunmayıp cinsel istismar, Türk Ceza Kanunu uyarınca suç olarak düzenlenmiştir.