Kanser tedavisine sanatsal dokunuş

Kanser tedavisine sanatsal dokunuş

Yaratıcı atölye çalışmaları kanser tedavisini renklendiriyor.

Duygu yoğunluğu ve çeşitliğinin oldukça fazla olduğu kanser tedavi sürecinde kişilerin yaşadığı duygu değişimi, tedaviyi destekleyen terapi ve yaratıcı atölye çalışmaları ile daha kolay tolere ediliyor.

Kanser odaklı tedavi hizmeti sunan Neolife Tıp Merkezi hastalarına sunduğu teşhis ve tedavi hizmetlerinin yanı sıra tedaviyi destekleyici hizmetlerini yaratıcı atölye çalışmaları ile sürdürüyor.

Neolife Tıp Merkezi’nde hafta içi pazartesi ve perşembe, 10:30-15:00 saatleri arasında Sanatçı Burak Delier yönetiminde gerçekleştirilen atölye çalışmalarına hasta ve hasta yakınları ücretsiz olarak katılabiliyor. Atölyede hamurdan boyaya, kolajdan ebruya, seramikten karakalem çalışmasına kadar çeşitli teknikler uygulanıyor. Dokunarak, boyayarak, çizerek, keserek herhangi bir sınırlama, yönlendirme olmadan yapılan bu çalışmalar, kişinin kendini ifade etmesini sağlıyor. Bu etkinlikler sayesinde hasta zaman içerisinde belki de kemoterapi amacıyla değil; resim yapma, bir atölyeye gitme motivasyonu ve hisleriyle tedaviye geliyor.

Yapılan “Yaratıcı Atölye” çalışmalarının  en önemli işlevinin bir uğraş ile düşünce ve duygu halini değiştirmeyi sağladığını vurgulayan Neolife Tıp Merkezi Psikoonkoloji Uzmanı Elçin Biçer, “Kanser tedavisi süresince, ister istemez yaşama dair zorlayıcı temalar zihinde işleniyor. Özellikle tedavi merkezinde uzun saatler hiçbir şey yapmadan alınan kemoterapi sırasında; düşüncelere dalıp gitmek, karamsarlaşmak, 24 saat sonra tekrar aynı yan etkilerin olacağını bilerek kaygılanmak, huzursuzlanmak gibi duygulara sıklıkla rastlanabiliyor. Böyle bir zaman diliminde hastanın sanatla, resimle uğraşması, düşünce odağını olumsuz düşüncelerden farklı bir noktaya yönlendirmesine yardımcı oluyor. Öte yandan, hasta kendi içinde işlediği temaları, yaşadığı duyguları çoğunlukla farkında olmadan sanat ile somut bir nesneye yansıtarak dışa aktarımını gerçekleştiriyor. Yapılan bu yaratıcı atölye çalışmaları, kişinin hastalıktan konuşmadan, ona dair düşünce ve duygularını dışarıya aktarmalarını sağlayan bir araç işlevi görüyor. Bu süreçte hasta koltuğunda serbest olan tek eliyle ve ona refakat eden yakınıyla birlikte bir çalışma yapabildiğinden bir etkileşim ortamı oluşmasına neden oluyor.” diyor. Uzun bir zaman dilimine yayılan kemoterapi ve yarattığı halsizlik, saç kaybı, iştahsızlık gibi bedensel etkilere maruz kalan kişiler, yaratıcı atölye çalışmaları sayesinde, kısa süreliğine de olsa  ‘hasta olmak’ veya ‘hasta gibi hissetmek’ düşüncesi ve duygusundan uzaklaşabiliyor. Bedensel kısıtlıklara rağmen yaratıcılıktaki sınırsızlıkla kendi güçlerini yeniden duyumsayabiliyorlar.

Yaratıcı atölye çalışmalarının klinikte bireylerin yaratıcı  potansiyelini tetikleyecek bir ortam oluşturduğunu belirten Delier “Yaratıcı atölye çalışmaları sanat terapisi değil; daha çok sanat etkinliğinin, malzemelerin, basit ve küçük bir şey ile uğraşmanın, alıştırmalar ve denemeler yapmanın terapik etkisinden faydası üzerine kurgulanmış bir oluşum. Tedavi gören hasta, refakatçi ve çalışanların katılımı ile ortaya çıkan kolektif enerjiyle yaşanan bu süreçte, kişi hem kendindeki potansiyeli keşfediyor, hem de diğer katılımcılarla oluşan grup dinamiğinden faydalanarak, farklı bir düzlemde iletişim kuruyor.” diyor.