“Köprü trafiği ne zaman bitecek?”

“Köprü trafiği ne zaman bitecek?”

İstanbul'da yaşayan ve yolu İstanbul'dan geçen herkesin tek ortak sorusu var: “Köprü trafiği ne zaman bitecek?”

 Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım iki yıl sonrasına işaret ediyor...

“Marmaray, oto tüp geçidi ve üçüncü köprü de yapılınca bu geçişler sorun olmaktan çıkacak.”
218 gün sonra (29 Ekim'de) görücüye çıkacak Marmaray'ın her aşamasını takip eden ve ayda bir brifing alan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım istasyona giriş yapıyor. Bakan Yıldırım, projede gelinen son noktayı Hürriyet'e anlattı...

Açılışa az kaldı, yetişecek mi; sizi uykusuz bıraktığı oluyor mu?

- Başbakanımızın bu konuda İstanbullulara sözü var. Bize de talimatı. Başka yolu yok. Bu proje bitecek. Bizde hiç uyku yok zaten. Sadece bu değil. Ankara metroları da bitecek bu sene sonuna kadar. Ankara-İstanbul hızlı treni de. Onu da 29 Ekim'e yetiştirmeye çalışıyoruz. Üçüncü köprünün kulelerinin de bu sene görünür hale gelmesi için çalışıyoruz. İkinci tüp geçit gibi (Kazlıçeşme-Göztepe arasında denizin 108 metre altına yapılacak lastik tekerlekli araç tüneli) üçüncü köprüyü de 2015'te bitirmeyi hedefliyoruz. İstanbullu'nun yüzde 65'i Avrupa yakasında çalışıyor, Asya yakasında oturuyor. Her gün gerek köprüden, gerek denizden karşıya geçmek durumunda. Marmaray, arkasından ikinci tüp geçit ve üçüncü köprü de olunca bu geçişler artık sorun olmaktan çıkacak. İki kıtada iki ayrı şehir gibi duran istanbul birbiriyle tamamen entegre hale gelmiş olacak. Üsküdar'dan binecek 4 dakika sonra Sirkeci'den çıkacaksınız. Marmaray'ın devreye girmesiyle beraber bulunduğumuz bu Yenikapı terminalinden Taksim metrosuna da bağlantı olacak. Marmaray doğu ile batı arasında bir omurga hat; kuzeye, güneye de bağlantı hatları var. Yani tam bir toplu ulaşım ağı. Birkaç sene içinde İstanbul'da raylı sistemin uzunluğu banliyö hatları hariç 250 kilometreyi geçmiş olacak. Bu sene sonunda deniz altındaki 15 kilometrelik Söğütlüçeşme-Kazlıçeşme hattını açıyoruz. Halkalı-Kazlıçeşme ve Söğütlüçeşme-Pendik hattını da önümüzdeki sene açmış olacağız.

150 yıllık bir rüyanın parçası olmak ne hissettiriyor insana?

- Her faniye nasip olmaz. Sultan Abdülmecid'in hayal ettiği Abdülhamit'in proje çizdirdiği yüzyıl sonra da Ak Parti iktidarında Sayın Başbakanımızın iradesiyle başlanan bir proje. O kadar kendimizi kaptırıyoruz ki evimizi, çocuklarımızı, dostlarımızı, her şeyimizi unutuyoruz.

Dünyanın gözünün bu projede olması bir baskı unsuru oluyor mu üzerinizde?

- Dünya krizle boğuşurken, yaprak kımıldamazken, Türkiye'nin böyle bir projeyle uğraşıyor olması hafif kıskançlık oluşturabilir ama bunu sesli olarak kimse ifade etmiyor. Kıskanan kıskansın. Sadece bizim için değil Çin'den Londra'ya kadar seyahat edecek herkes için gerekli bu proje. Doğu-batı seyahatini rahatlatacak. Her şeyden önemlisi bu hat güzergâhında 2 bin 300 kişi fiilen çalışıyor. 10 binden fazla insan buradan ekmek yiyor.

Sekiz yıldır süren projede sizi en fazla heyecanlandıran ne oldu?

- Ayrılıkçeşme'den tünel açma makinelerinin çalışmaya başladığı an unutulmaz. İkincisi, batırma tüplerinin indirilip yerine yerleştirilmesini görmekti. Bir de tünelin, Anadolu yakasından Sirkeci'deki kara tüneline eriştiği andaki perdenin açılışı... Tarihi bir andı. 26 Şubat 2011. Başbakanımızın doğum günüydü, onu açarken derin bir duygu yoğunluğu oldu. İstanbul'u fethetmek için karadan gemilerini yürüten Fatih'in torunları bu sefer denizin altından Asya ile Avrupa'yı birleştiriyorlar.

Bu heyecanınızı eve de yansıtıyor musunuz? Evde konuşuluyor mu Marmaray?

- Evde konuşulan; “Sen aklını işlerle bozdun, bizi unuttun!” Doğrusu projelerle çok fazla meşgul olduğumuz için zaman zaman evdeki görevlerimizi aksatıyoruz. Allah'tan şimdi torunlarımız var. Eskiden yokluğumuz daha acı veriyordu, hanım torunlarla daha çok meşgul olduğu için şimdi biraz daha rahatladı.

Birçok kişide “Marmaray'dayken deprem, sel, terör saldırısı, yangın olursa” kaygısı var.

- Hiçbir şey olmaz. Depremden de büyük oranda etkilenmez. Çünkü yatay yapı, düşey yapı değil. Aksine belki depremde emniyetle sığınabilecek bir mekân olarak da görmek lazım.