''Belki de siyasi hayatımın sonuna doğru yaklaştık''

''Belki de siyasi hayatımın sonuna doğru yaklaştık''

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, "Birbirlerine mecbur ve mahkum iki alandır, siyaset ve medya alanı" dedi.

    Şahin, Türkiye gazeteciler Federasyonu (TGF) ve Karabük Gazeteciler ve  İletişimciler Derneği tarafından Karabük Üniversitesinde (KBÜ) düzenlenen "Medya  ve siyaset İlişkileri" panelinde yaptığı konuşmada, ne medyanın siyasetsiz  olabildiğini, ne de siyasetçinin medyasız olabildiğini söyledi.

    Birçok demokratik ülkede siyasetçilerle medya mensupları arasında  zaman zaman birtakım gerginlikler olduğunu ifade eden Şahin, "Ama bu birbirlerine  muhtaç oldukları gerçeğini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla birbirlerine mecbur ve  mahkum iki alandır, siyaset ve medya alanı." diye konuştu.

 "Siyasi hayatımın artık sonuna doğru yaklaştık"

    Uzun yıllar İstanbul'da, bir dönem Antalya'da siyaset yaptığını  hatırlatan Şahin, şöyle konuştu:

    "Benim kişisel olarak basın mensuplarıyla ilişkilerim hep düzgün  cereyan etmiştir. Çünkü biz basın yayın organlarımızın, basın mensuplarımızın,  medya dünyasının, toplumun gören gözü olduğuna inanırız, işiten kulağı olduğuna  inanırız. Biz siyasiler her şeyi yakından takip edemeyebiliriz, olup bitenlerle  ilgili bilgileri toplayacak imkanlarımız olmayabilir. Ama olup bitenlerle ilgili  bilgileri getirecek, haberleri getirecek, yorumlarla bizi güçlendirecek, hatta  eğer hata yapmışsak hatamızı da söyleyerek onların düzeltilme imkanını sağlayacak  olan ciddi bir sektör olarak görüyorum medyayı."

    Şahin, uzun süredir siyasetin içinde olduğunu vurgulayarak, "1983  yılından beri fiilen, aktif olarak siyasetin içerisindeyim. Uzun bir zaman olmuş,  belki de siyasi hayatımın artık sonuna doğru yaklaştık. Basın mensubu  arkadaşlarımla birlikte olmaktan her zaman haz duymuşumdur." ifadesini kullandı.

12 MAYIS 2016: AK Parti'de 22 Mayıs'ta yapılacak olağanüstü kongrede genel başkan adayı olacak ismin adının Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanacağı iddia edildi.

''Belki de siyasi hayatımın sonuna doğru yaklaştık'' - Resim : 1

13 MAYIS 2016: AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, partisinin kongre kararının ardından odasını boşalttığı iddialarına ilişkin, " Ben görevimin başındayım. Kongreye kadar genel başkan yardımcısı olarak çalışmalarımı devam ettiriyorum. Bazı basın yayın organları benim böyle bir hazırlık içerisinde olduğumdan bahisle partide çatlak oluştuğunu ileri sürmüşlerdir. Çok şükür çok badirelerden geçmiş olan AK Parti'de kurulduğumuz günden beri bir çatlak oluşmamıştır. Şimdi de oluşmayacaktır. Ufak bir çatlak görsem ben o çatlağı kapatmak için tutkal olurum." dedi.

 Dündar ve Gül'ün yargılanması

    1950 yılında çıkan Basın Kanunu'nu 2003 yılında değiştirdiklerini ve  çağdaş bir Basın Kanunu getirdiklerini belirten Şahin, "Şu anda kamuoyunda çokça  tartışılan iki basın mensubuyla ilgili bir dava cereyan ediyordu. Geçenlerde  ilgili mahkeme bir karar verdi. İki gazeteci bir hüküm aldı ama henüz Yargıtay  aşaması var, kesinleşmiş değil. Herhangi bir tutuklama kararı vermedi. Basın  mensuplarının çok dikkatini çeken, takip ettikleri, kamuoyununda takip ettiği bir  davaydı. Bunlar yargı süreçleridir." değerlendirmesinde bulundu.

    Şahin,  Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Ankara  Temsilcisi Erdem Gül ile MİT'e ait yardım tırlarının durdurulması olayına ilişkin  gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara gazetede yer verdikleri gerekçesiyle  yargılandıkları davaya da değindi. Dündar ve Gül hakkında, aleyhte ve lehte bir  beyanı olmadığını anlatan Şahin, şöyle devam etti.

    "Hatta temennim de şudur. Yargıtay safhasında bu arkadaşlarımızın,  dosyaları dikkatlice incelenerek beraat etmelerini arzu ederim. Ben kimsenin ceza  almasından hoşnut olan biri değilim. Ama bağımsız yargı organları bir karar  vermiştir. Yargı organlarının kararlarını değerlendirirken kendi beklentimize  göre değil, dosya kapsamına göre deliller isabetli değerlendirilmiş mi, adalet  yerini bulmuş mu bulmamış mı? Buna bakmak gerekir."

 "Gazeteyle ilgili araç ve gereçlere el konulacaktı"

    Anayasa'nın 30. maddesini değiştirerek, Anayasa'ya, "medya araçlarına,  matbaalarına el konulmayacağına" dair bir hüküm koyduklarının altını çizen Şahin,  şunları kaydetti:

    "Koymamış olsaydık, devletin güvenliğiyle ilgili, bölünmez  bütünlüğüyle ilgili bir davadan dolayı hüküm giyen gazeteci hakkında sadece hapis  cezası verilmeyecekti, aynı zamanda bu gazeteyi basan matbaaya, gazeteyle ilgili  araç ve gereçlere el konulacaktı. Üstelik de yayından da men ediliyordu.  Anayasa'nın 30. maddesinde bir değişiklik yaparak bunu kaldırdık. 'Müsadere ve el  koyma olamaz' anlamına gelen bir düzenlemeyi eğer Anayasa'ya koymamış olsaydık,  Allah muhafaza şimdi hapis cezası alan arkadaşlarımızın çalıştığı gazetelerle  ilgili de el koyma, müsadere gibi bir hüküm olabilirdi. İyi ki bu değişikliği  yapmışız. Yani 'Sizin iktidarınız döneminde basın için ne yapıldı?' deniliyor ya,  bu çok önemli bir adımdır."

    Şahin, daha sonra moderatörlüğünü KBÜ Rektörü Prof. Dr. Refik Polat'ın  yaptığı, BRTV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çetinkaya ile 21. Dönem Karabük  Milletvekili Mustafa Eren'in konuşmacı olarak katıldığı panelde siyasette olduğu  dönemde özellikle yerel basın için verdiği mücadeleleri anlattı.