Ankara'da skandal iddia: Bakan Soylu'nun telefonları mı dinleniyor ?

Ankara'da skandal iddia: Bakan Soylu'nun telefonları mı dinleniyor ?
Güncelleme:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun telefonlarını usulsüz olarak dinlendiği iddiası gündeme bomba gibi düştü. İçişleri Bakanlığı'ndan konuyla ilgili açıklama geldi.

Cumhuriyet gazetesinde Ahmet Şık'ın imzasını taşıyan habere göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kullandığı mobil telefonlar yasa dışı biçimde, emrindeki polisler tarafından takip edildi.

Ancak bu haberin gündeme gelmesinden kısa bir süre sonra İçişleri Bakanlığı'ndan da bir açıklama geldi.

İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Cumhuriyet Gazetesi’nin 12 Nisan 2018 tarihli nüshası ve internet sitesinde yer alan "Ankara’da deprem! Soylu’ya polis takibi!" başlıklı haber; maksatlı bir haber olup, esas maksadı, eski Türkiye’de olduğu gibi bu tip iddiaların ortaya konularak güvensizlik ortamı oluşturulmasıdır. Başarılı bir şekilde devam eden terör, asayiş, trafik, uyuşturucu gibi önemli operasyonları yürüterek, kamu düzenini sağlamaya çalışan güvenlik güçlerinin yıpratılmaya çalışılması ve toplum nezdinde korku, itibarsızlık ve güvensizlik ortamı oluşturulmak istenmesidir." denildi.

Gazetenin haberinde konunun ortaya çıkması üzerine müfettişler tarafından Ankara ve İstanbul’da iki ayrı inceleme başlatılırken, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcılarından biri ile Ankara ve İstanbul’da 6 polisin görev yeri değiştirildiği de iddia edilmişti.

Ahmet Şık imzası taşıyan habere göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kullandığı mobil telefon hatlarının emniyetin bilgisayar takip sisteminde sorgulandığı birkaç ay önce ortaya çıktı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerince yapıldığı belirlenen yasadışı takip üzerine İçişleri Bakanlığı müfettişleri görevlendirilerek Ankara ve İstanbul’da iki ayrı inceleme başlatıldı. Konuyla ilgileri olduğu belirlenen polisler müfettişlere verdikleri ifadelerde suçlamaları reddederek yasadışı takibin “sehven” yapıldığını söylediler.

"GÜVENSİZLİK ORTAMI OLUŞTURULMAK İSTENİYOR"

"Haberle eski Türkiye'de olduğu gibi bu tip iddialar ortaya konularak güvensizlik ortamı oluşturulmasının amaçlandığı" belirtilen açıklamada, başarılı bir şekilde devam eden terör, asayiş, trafik, uyuşturucu gibi önemli operasyonları yürüterek, kamu düzenini sağlamaya çalışan güvenlik güçlerinin yıpratılması ve toplum nezdinde korku, itibarsızlık ve güvensizlik ortamı oluşturulması istendiği belirtildi.

Söz konusu haberde yer aldığı şekliyle, bu tip dinleme takip ve izlemelerin, yargı kararı olmadan kesinlikle yapılamayacağı aktarılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: 

"Bu maksatla 2559 sayılı Polis Vazife Salahiyeti Kanunu'nun Ek 7'nci maddesi uyarınca, her yıl istihbarat birimleri 81 ili kapsayacak şekilde iş ve işlemlerinin hukuka uygun olarak yapılıp yapılmadığı yönünden denetlenmektedir. Bu denetlemelerde herhangi bir hukuka aykırılık tespiti yapılması halinde gerekli soruşturma yapılmakta ve soruşturma sonucuna göre hukuki işlem tesis edilmektedir.  Haberde yer alan konu ile ilgili 2017'de yapılan denetimlerde usulüne uygun olmayan, yargı kararından yoksun bir dinleme tespit edilmemiştir. Diğer konularda tespit edilen eksiklikler hukuka uygunluk yönünden soruşturulmaktadır. İddia edildiği gibi böyle bir soruşturma ile görevinden alınan personel bulunmamaktadır. İdari bir tasarruf olarak görev yeri değişikliği yapılmış ancak bu soruşturmalar süresince herhangi bir görev yeri değişikliği söz konusu olmamıştır." 

"Güvenlik önemlidir ancak özgürlük ve kişisel haklar daha önemlidir" 

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi: 

"Değil Sayın İçişleri Bakanı veya bir devlet büyüğü herhangi bir vatandaşımızla ilgili olarak kasıtlı veya yanlışlıkla dahi olsa hukuk dışında bir işlem gerçekleştirmesi halinde gereği derhal yerine getirilmektedir. Herhangi bir konuda şikayet veya bilgi ulaştığında derhal gerekli inceleme ve soruşturma başlatılmakta ve yasal gereği yerine getirilmektedir. Aslında bu bir itibarsızlaştırma ile kafa karıştırma ve güvensizlik ortamı oluşturma operasyonudur. Güvenlik önemlidir, ancak özgürlük ve kişisel haklar daha önemlidir. Özgürlük güvenlik dengesi yaklaşımı icat edilmiş bir yaklaşımdır. Esas olan hürriyet ve özgürlüktür." 

Seçiniz...