Bahçeli'den Tuğrul Türkeş'e yanıt

Bahçeli'den Tuğrul Türkeş'e yanıt

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın ardından soruları yanıtladı. Yeni anayasa görüşmelerinde bir iki pürüz olduğunu söyleyen Bahçeli'ye "Partili Cumhurbaşkanı"nın da bu pürüzler arasında olup olmadığı soruldu. Bahçeli ayrıca, Tuğrul Türkeş'in açıklamalarıyla ilgili de konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli, grup toplantısı çıkışında da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Yeni anayasa görüşmelerinde AK Parti ile mesafe alındı. Yakın zaman içinde, bir iki pürüz aşıldıktan zonra komisyona gelecektir." diyen Bahçeli, "Pürüzler nedir?" sorusuna da, "Başbakan’a intikal ettirildikten sonra söyleyeyim... Yakın zamanda Başbakan'la görüşme ihtimali kuvvetlidir" yanıtı verdi.

MHP lideri, "Partili Cumhurbaşkanı pürüzler arasında mı?" diye soran gazeteciye de, "Bir iki ufak pürüz demiştim o kapsamda aldınız herhalde onu" dedi.

TUĞRUL TÜRKEŞ'İN AÇIKLAMALARI

Devlet Bahçeli'ye, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in, ''AK Parti’yi referanduma itmenin Bahçeli’nin erken seçime yönelik bir siyasi tuzağı olabileceği'' yönündeki açıklamaları da soruldu.

"Bir kere okudum, değerlendirmeyi Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bırakıyorum" diyen Bahçeli şöyle devam etti:

"Özellikle 64. Hükümetin kuruluşu sırasında, MHP Genel Başkan Yardımcısı görevini üstlenirken başbakan yardımcısı olma hikayesini Ahmet Davutoğlu anlatırsa, zannederim bunu da anlatmış olur."

GRUP TOPLANTISINDAKİ KONUŞMASI

Bahçeli, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik müzakerelerini geçici olarak dondurma kararına sert tepki gösterdi.

''Biz AB'ye muhtaç olmadığımız gibi Şanghay meraklısı da değiliz. Türk'üz, Türkçüyüz; Turan'ın sevda ve hedefindeyiz'' diyen MHP Lideri, ''Ne Avrupa Birliği ne Şanghay İşbirliği; biz diyoruz ki sonuna kadar Türk birliği'' ifadesini kullandı.

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

''15 Temmuz FETÖ ihaneti ile ülkemizi teslim almak isteyen alçaklar başarısız olunca bu defa sinsi yöntemleri devreye aldılar. Özellikle ekonomik dengelerle oynanarak, kur üzerinde baskı kurularak Türkiye köşeye sıkıştırılmak istenmektedir. Sıcak para lobisi arkasındaki güçler ekonomik kriz yoluyla ülkemizi terbiye etmeye çalıştı, aynı tezgah yine kurulmaktadır. Krizden medet ummak kurulan ekonomik tuzaklarla işbirlikçilik yapmak Türkiye'ye ihanettir. Kolayını tercih edebilir Türkiye ekonomisinin kötürüm tablosundan ötürü hükümeti en ağır şekilde tenkit edebilirdik.

Elbette ekonomi alarm vermektedir. Döviz fiyatı yükselirken elimizi ovuşturmayız. Hükümet kaybetsin de nasıl kaybederse kaybetsin anlayışı içinde değiliz. Dövizdeki yükselişi tek başına küresel gelişmelerle ilişkilendirmek doğru değildir. Daha fazla demokrasi diyerek ekonomik vurgun peşinde koşanlara engel olabiliriz. Vatandaşlarımızın elinde yok avucunda yoktur. Aç yatıp aç kalkanlara dövizlerinizi bozdurun demek mağdur insanlarımızla alay etmektir. Dövizdeki artıştan istifade eden kaymak tabaka ülkesi ve milleti için fedakarlık yapsın. İşsizlik fren tutmamaktadır. Yabancı varlıkların milli gelire oranı yüzde 80'i aşmıştır. Reel sektörün 200 milyar doları aşan dış borcu korku salmaktadır.

TERÖRLE MÜCADELE

Türkiye milli bekasını korumak için bütün milli güç unsurlarını seferber etmektedir. Terörizmle girdiğimiz yoğun mücadelede acı verici şehadet haberleri de peş peşe gelmektedir. Terörle mücadele Türkiye için geri dönüşü olmayan bir süreçtir. Bu süreçte ya istiklal ya ölüm demekten başka seçeneğimiz yoktur. Terörle mücadeleyi Batı'ya rağmen sürdürmeliyiz. Teröristleri nerelerdeyse hangi delikte saklanıyorlarsa araya araya bulup tümden imha etmeliyiz.

FIRAT KALKANI HAREKATI

Fırat Kalkanı Harekatı El Bab'da yoğunlaşmıştır. Rusya Türk askerine ateş açan savaş uçaklarını kendilerine ait olmadığını açıklamıştır. TSK ise uçakların rejim güçlerine ait olduğunu değerlendirmiştir. El Bab stratejik bir yol ağzıdır. El Bab'ın kontrol altına alınması bölgesel denklemin yeniden kurulması demektir.

AVRUPA PARLAMENTOSU'NUN ''MÜZAKERE DONSUN'' KARARI

24 Kasım'da AP yozlaşmış niyetini yeniden göstermiş aldığı karar tarihe kara bir leke gibi kazınmıştır.

Aralık ayında toplanacak AB Konseyi bu kararı görüşecek ve kesin bir karara bağlayacaktır. İdam cezasının yasallaşması halinde katılım sürecini resmen askıya alınacağı vurgulanmıştır.

Avrupa Parlamentosu madem idam cezasını istemiyor, bunu ilişkilerin sonlandırılması için bahane görüyor, o zaman yarından tezi yok, AKP idam cezasıyla ilgili kanun teklifini TBMM'ye taşımalıdır. El mi yaman bey mi yaman gösterelim. Hepsini birden yıldırım vurmuşa çevirelim..."