Başbakan Yardımcısı Işık'tan AP'ye çok sert sözler

Başbakan Yardımcısı Işık'tan AP'ye çok sert sözler
Güncelleme:

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Avrupa Parlamentosu'nun "Zeytin Dalı" çağrısı hakkında çok sert açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Avrupa Parlamentosu'nun  "Zeytin Dalı" kararına ilişkin, "Bu PYD'nin terörist olması için illa Avrupa'da  eylem yapması mı gerekiyor? İlla birkaç tane Avrupalı'nın ölmesi mi gerekiyor ki  siz PYD'yi terör örgütü sayasınız." dedi.

Işık, şubat ayında gerçekleştirilen AK Parti Kocaeli İl Başkanlığı  kongresinde yeniden il başkanı seçilen Şemsettin Ceyhan ve yönetim kurulu  üyelerini ziyaret etti.

Burada konuşan Işık, 2109 seçimlerinin kendileri için çok önemli  olduğunu, önce yerel seçimlerin, arkasından da Cumhurbaşkanlığı ve  milletvekilliği seçimlerinin yapılacağını hatırlattı.

AK Parti'nin kurulduğu günden bugüne kadar girdikleri her seçimin  kendileri için zor olduğuna değinen Işık, "Ama şunu söylemek çok iddialı olmaz,  en zor seçimlerimiz 2019 seçimleri olacak çünkü bir hükümet sistemi değişikliğini  ilk defa hayata geçireceğiz ve 15 yıldır yerelde iktidar olmanın getirdiği bazı  zorluklarla da 2019'da karşılaşacağız ama Allah'ın izniyle hep birlikte elimizden  gelenin en iyisini yaparsak, birlik, beraberlik ve yardımlaşma içerisinde hareket  edersek, Rabbim zorlukları kolay eyler, sıkıntılarımızı giderir." şeklinde  konuştu.

"PYD'nin terörist olması için illa birkaç Avrupalı'nın ölmesi mi  gerekiyor"

Türkiye'nin temel önceliğinin, ülkeye yönelik tehditleri kaynağında  boğma ve etkisiz hale getirme olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:

"Yani birileri binlerce kilometre öteden, 'Ben burada bir tehdit  görüyorum da kaynağında imha ediyorum.' diyecek, onun yaptığı hareket meşru  olacak ama hemen sınırlarının dibinde Türkiye'ye yönelik bir milli güvenlik  tehdidi oluşturan yapıya karşı Türkiye'nin harekete geçmesini birileri  kabullenmeyecek. İstediğiniz kadar kabullenmeyin. Dün Avrupa Parlamentosu'nun  kararı, aslında Avrupa'nın maalesef gelişmeleri okuyamadığının ve bölgenin nereye  doğru gittiğini iyi analiz edememesinin bir göstergesi. Düşünün ki, bir ülkenin  sınırlarının hemen ötesinde o ülkeye ve bölgeye yönelik bir ciddi terör tehdidi  var. Türkiye bu tehdidin ortadan kaldırılması için harekete geçiyor ve Avrupa,  'Efendim sen bu harekatı durdur.' Niye durduracağım? Yani bu PYD'nin terörist  olması için illa Avrupa'da eylem yapması mı gerekiyor? İlla birkaç tane  Avrupalı'nın ölmesi mi gerekiyor ki, siz PYD'yi terör örgütü sayasınız. 'Efendim,  biz PYD'yi terör örgütü saymıyoruz.' Yani bu kafanızı kuma gömmenizden başka bir  şey ifade etmez."

Işık, bugün "Benim istihbarat örgütüm" var diyen bir ülkenin PYD'nin,  PKK'nın Suriye kolu olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Avrupa'daki ülkelerin istihbarat örgütlerinin PYD'nin, PKK'nın Suriye  kolu olduğunu kendi devlet birimlerine söylediklerini ama işlerine gelmediğini  aktaran Işık, "Fakat bu terör örgütleri öyle yapılar ki, bugün size şirin  görünmek için farklı tavır sergileyebilir ama yarın tehdidi doğrudan size  yöneltebilir. Yani bunların terör örgütü sayılması için doğrudan tehditleri size  yönlendirmesi mi gerekiyor? Avrupa'nın temel sıkıntısı, dünyayı okumakta  zorlanıyorlar ve karar verme süreçleri maalesef çok yavaş ve çok zaafları var.  Bunun da bölge ve dünya barışına ciddi olumsuz etkileri oluyor." diye konuştu.

"Bu karar bizim için yok hükmünde"

Avrupa Parlamentosu'nun verdiği kararı Türkiye'nin kabul etmesinin  mümkün olmadığını dile getiren Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu karar bizim için yok hükmünde ama bizim için üzücü olan, bir  tarafta 'Terörle mücadele ediyoruz' diye her konuşmanızda vurgu yapacaksınız ama  diğer tarafta bir ülkenin en meşru terörle mücadelesine bırakın desteklemeyi,  köstek olacak açıklamalar yapacaksınız. Bunu kabul etmek mümkün değil ama onlar  isteseler de istemeseler de Türkiye kendine ve bölgenin istikrarına yönelik  tehditleri ortadan kaldırmak durumunda. Şu anda da bunu yapıyoruz. Bunu  yapabilecek gücümüz var Allah'a şükür. Eğer bunu yapacak gücümüz olmasaydı o  zaman Türkiye bir milli beka problemiyle karşı karşıya kalabilirdi. Bütün terör  örgütleriyle ayrı ayrı mücadele ediyoruz. PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ ve aşırı sol terör  örgütlerinin tamamıyla mücadele ediyoruz. Türkiye bu mücadeleleri sürdürürken  yoluna emin adımlarla devam ediyor."