CHP'den ''Türkiye'ye gelmeyin'' sözü için flaş açıklama

CHP'den ''Türkiye'ye gelmeyin'' sözü için flaş açıklama
Güncelleme:

CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Türkiye'ye gelmeyin'' diye bir söz söylemediğini savundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Bülent Tezcan, "Sayın Genel Başkan'ımızın 'Türkiye'ye gelmeyin' diye hiçbir sözü olmamıştır. Sorumlu bir siyasetçi olarak da hemen konuyu arkadaşlarımız düzeltmiş, 'Biz, bu sözü söylemedik' demişlerdir. Yayın da buna göre, gerekli düzeltmeyi yapmıştır. Samimi olanlar için mesele bundan ibarettir. Samimi olmayıp, kendi kusurlarını örtmek isteyenlerin başka hesabı vardır" dedi.

CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Tezcan, hükümet çevrelerinin, partisine ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dönük bir saldırı kampanyası yürüttüğünü savundu. CHP Tezcan, "Çok net. Sayın Genel Başkan'ımızın 'Türkiye'ye gelmeyin' diye hiçbir sözü olmamıştır. Hiçbir zaman böyle bir ifadede de bulunmaz. Genel başkanımız, Türkiye'de OHAL şartları altında can ve mal güvenliği olmadığını Türkiye'deki bütün konuşmalarında söylemiştir. Demokrasiyi, adaleti, milletin hakkını ve hukukunu savunan bir siyasetçinin; ana muhalefet partisi genel başkanının bu bir görevidir. Bu görevi de Sayın Genel Başkan'ımız layıkıyla yerine getirmektedir. Bu görevi layıkıyla yerine getirmesinden kim rahatsız olur? O adaletsizliğin sebebi olanlar rahatsız olur. Türkiye'yi yaşanmaz hale getirenler rahatsız olur" diye konuştu.

 "YAYIN, GEREKLİ DÜZELTMEYİ YAPMIŞTIR"

Söylemedikleri bir sözün söylenmiş gibi manşet yapıldığını dile getiren Tezcan, "Sorumlu bir siyasetçi olarak da hemen konuyu arkadaşlarımız düzeltmiş, 'Biz, bu sözü söylemedik' demişlerdir. Yayın da buna göre, gerekli düzeltmeyi yapmıştır. Mesele bundan ibarettir; ama samimi olanlar için mesele bundan ibarettir. Samimi olmayıp, kendi kusurlarını örtmek isteyenlerin başka hesabı vardır. AK Parti Genel Başkanı'ndan başlamak üzere bakanlar, Başbakan hepsi sırayla ağız birliği etmişçesine 'Bremen mızıkacıları' gibi bir sakız çiğniyorlar. Neymiş efendim? Biz, Türkiye'yi dışarıya şikayet edip, 'Türkiye'ye gelmesinler' demişiz. Türkiye'nin turizmde güçlü, zengin, para kazanan bir ülke olmasını istiyorsanız bunun gereğini yaparsınız hükümet olarak. Yetki sizde. Yoksa 'Bremen mızıkacıları' gibi aynı sakızı çiğneyerek, suçlarınızı örtmenin telaşında olmaktan vazgeçin" dedi.

'SARHOŞ ŞOFÖR' BENZETMESİ

CHP Sözcüsü Tezcan, şöyle konuştu: "24 Kasım 2015'te Rus uçağı düşürüldü. 'Ben düşürdüm' yarışına girdiler dönemin cumhurbaşkanıyla başbakanı. Bir o atladı 'Ben düşürdüm' diye bir o atladı 'Ben düşürdüm' diye. Bütün bu atlamaların bedelini Türkiye turizmcisi ödedi, millet ödedi. Siz atlayıp, zıplayacaksınız çekirge gibi bedelini vatandaş ödeyecek. Böyle şey olur mu? Alman hükümetine 'Nazi'siniz' dediler. Yaralarını kaşıdılar. Niçin? Referandum sürecinde 'Evet'i nasıl artırırız hesabıyla. Hollanda ile kriz yarattılar. Kulis bilgilerine göre, Başbakan rahatsız. 'Ben size gitmeyin demedim mi?' diyor bakanına; ama bakan, başka yerden emir aldığı için Hollanda'ya gidip, kriz üzerinden bir referandum süreci yönetmeye çalıştılar. Hollanda'yla Almanya'yla Rusya'yla AB ülkeleriyle kavga et; hiçbiriyle iyi geçinme. Ondan sonra adam senin ülkene gelmeyince de başkasını sorumlu bulmaya çalış. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Sarhoş şoförün arabayı devirip, ondan sonra da ehliyeti kaptırmamak için şoför mahalline başka birini getirip, oturtma çabasına benziyor. Bunlar sarhoş şoför gibi arabayı devirdiler. Memleket bu hale düştü, şimdi başka sorumlu arayışındalar. Niye? Ehliyeti kaptırmamak için. O yüzden 'Vay turizm gelirimiz azaldı, sizden dolayı. Adaleti için yürüdünüz, şu konuşmayı yaptınız'. Arabayı doğru sür. Sarhoş binme şoför mahalline. Ne yaparlarsa yapsınlar, çare yok. Ehliyeti kaptıracaklar. Millet ilk seçimde bunlardan ehliyeti alacak"

 "AYHAN OGAN SÖYLEMEDİ, ONA SÖYLETTİRDİLER"

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'a partisinin MKYK eski üyesi Ayhan Ogan'a bir yaptırım uygulanmayacağı yönündeki açıklaması üzerinde tepki gösteren Tezcan, "Bir 'Ayhan Ogan' meselesi vardı. Onu çözemedikleri için yine bir başka tartışma alanı açarak, milletin dikkatini oradan çekmeye çalışıyorlar. Asıl niyet, Türkiye'de cumhuriyet devrimiyle kurulan devleti değiştirmek; Ayhan Ogan'ın tabiriyle yeni bir devlet kurmak. Aslında Ayhan Ogan söylemedi, ona söylettirdiler. Dün AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, 'Disiplin işlemi yapmayacağız' demiş. Belli; çünkü siz söylettiniz. Kendi kendine çıkmadı. AK Parti döneminde bu kadar cumhuriyet ve devlet düşmanlığının sistematik ve organize bir şekilde ifade edilmesi bir tesadüf mü? Hayır, bir teşvik ürünü. Sanayiye, ekonomiye ve turizme teşvik vermek yerine cumhuriyet ve devlet düşmanlığına teşvik verilen bir iktidar dönemi yarattınız Türkiye'de" dedi.

"REHİN ALMA OPERASYONU BOŞA ÇIKACAK"

CHP'ye dönük bir kumpas girişimi olduğunu ileri süren CHP Sözcüsü Tezcan, şunları söyledi: "Bir kumpas davası var. Bu kumpas girişiminde Sayın Enis Berberoğlu haksız yere rehin alınmıştır ve o siyasi rehinelik üzerinden de CHP'ye ulaşma çabası vardır. Bunların hepsi boşa çıkacaktır. Bunda bir tereddüdümüz yok. Ne Sayın Enis Berberoğlu'nu ne de bizi teslim alamayacaklar. Bu rehine operasyonu boşa çıkacak. Bu rehin alma operasyonu, rehine kurtarma operasyonu değil; boşa çıkacaktır. Bu süreç içerisinde ahlaksızca ve alçakça başka tutumlarla karşılaşıyoruz. Sistematik bir biçimde milletvekilimiz Enis Berberoğlu'nun ailesine dönük iftira ve hakaret kampanyaları yürütülmeye başlanıyor. AK Parti Genel Başkanı başta olmak üzere hükümetin bütün yetkililerine ve devleti yönetenlere sesleniyorum. Onların hepsini hem sorumluluğa hem vicdana davet ediyorum. Hapishanede yatan bir vatandaşın, bırakın vekil olmayı, ailesi üzerinden ahlaksızca ve alçakça kampanya yürütmek bu milletin kaldırabileceği ve tahammül edebileceği bir şey değildir. Bu ahlaksız ve alçakça saldırıların üzerine şiddetle gideceğiz. Siyasette siyasi saldırıya karşı her zaman siyasi duruşla mücadele edilir; ama bu ahlak dışı ve alçakça bir saldırıdır. Bu saldırıyı yapanlar bunun bedellerini hukuk ve vicdan karşısında ödeyecekler. Hükümetin üzerine düşen de bir görev vardır. Bu ahlaksızlığı durduracaklar. O gazetelerin manşetlerinin nasıl atıldığını biliyoruz. Belirli merkezlerde manşetlerin hazırlanıp, gazetelere gönderildiğini, haberlerin hazırlanıp, servis edildiğini ve özel bir kampanya başlatıldığını biliyoruz. Ahlaksızlığınıza aileleri ve çocukları bulaştırmayın."

DHA