Cumhuriyet'i ayağa kaldırma projesi

Cumhuriyet'i ayağa kaldırma projesi

CHP Milletvekili adayı Barış Yarkadaş bugünkü yazısında "CHP, sosyal adaleti sağlayacak ve halkın cumhuriyetle bağlarını daha da güçlendirecek." dedi.

CHP'den Milletvekili adayı olan Barış Yarkadaş gercekgundem.com'daki köşe yazısında CHP'nin Cumhuriyet'i yeniden ayağa kaldıracağını yazdı.

İşte Yarkadaş'ın o yazısı:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, pazar günü açıkladığı bildirgeyle, AKP iktidarının ezberini bozdu. Kılıçdaroğlu'nun ''2015 - Seçim Bildirgesi'' iktidar partisinin ''yoksul dostu'' imajını yerle bir etti, ''emekli - emekçi düşmanı''kimliğini saklanamayacak bir şekilde ortaya çıkardı. AKP Korosu hep bir ağızdan, ''Emekliye verecek para mı var!" demeye başladı.

AKP'liler son 12 yılda Türkiye'nin tüm kaynaklarını kuruttuğu ve taş üstüne taş koymadığı için, CHP'nin başta emekliler olmak üzere, yurttaşlara vaad ettiği"Yaşanacak Bir Türkiye''yi nasıl hayata geçireceğini bir türlü anlayamıyor. Oysa ki; anlamayacak bir şey yok: Kaynak her zaman vardır; önemli olan kaynağı nereye harcayacağınızdır...

CHP, Türkiye'nin yarattığı birikimi ve kaynağı, yoksulluğu yok etmek, işsizliği bitirmek ve halkı daha iyi yaşatmak için kullanacak. AKP ile CHP arasındaki temel fark da böylece daha iyi anlaşılacak. CHP iktidarı, yandaş medyanın sahiplerinin vergi borçlarını silmek yerine, o vergileri tahsil edecek ve halkın çıkarı için kullanacak.

Bakın; AKP iktidarı son 12 yılda, devletin elindeki tüm kaynakları hoyratça kullandı ve en basitinden, teşvikleri bile sadece yandaşlarına verdi. CHP'nin "Bu teşvikler hangi kriterlere göre ve kimlere dağıtılıyor?'' sorusu ise havada kaldı. Sayıştay raporlarını TBMM'ye getirmeyen AKP, milletin kaynaklarının kimlere peşkeş çekildiğinin ortaya çıkmasından korktu.

AKP ve onlardan beslenen yandaş medya, günlerdir bu korkusunu dışa vuruyor ve "Kaynak yok'' türküsünü söylüyor. Bu aslında, ekonomideki iflaslarının da itirafıdır... AKP iktidarı, Türkiye'nin kaynaklarını kuruttuğunu farkına varmadan itiraf ediyor ve "Kasamız tam takır, kuru bakır'' diyor. Bizzat Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hükümetin ekonomi politikalarının Türkiye'yi uçuruma sürüklediğini dile getiriyor.

AKP aslında şu sıralar büyük bir şaşkınlık yaşıyor. CHP'nin alışılageldiği üzere"değerler üzerinden bir seçim kampanyası yapacağı''nı sanan AKP, bu yüzden ''din istismarı''nın dozunu artırmış, tüm hesaplarını CHP'yi "din tartışması tuzağı''na düşürmek üzerine kurmuştu. CHP bu tuzağa düşmedi; seçim kampanyasını ''değerler üzerinden tartışmak'' yerine ''hayatın başka gerçekleri'' üzerine kurdu.

Örneğin; 'emeklilere her dini bayramda bir ikramiye' vaadi, AKP'nin en çok oy aldığı kesimi derinden etkiledi. Emekliler; kendilerine iki maaş ikramiye vermeyi taahhüt eden CHP ile buna karşı çıkan AKP arasındaki farkı kıyaslama imkanı buldu. Ve bu vaad, CHP'ye yaklaşık 2 puan getirdi.

CHP asılnda pazar günü açıkladığı bildirgeyle, sadece seçim vaadinde bulunmuyor; aynı zamanda halk ile cumhuriyet arasındaki bağı da güçlendiriyor.

Nasıl mı?

Ön seçim sürecinde CHP örgütleriyle yüzün üzerinde toplantı gerçekleştirdim ve yaklaşık 20 bin insana seslendim. Konuşmalarımda hep ''sosyal adalet''vurgusu yaptım. ''Cumhuriyet'i sosyal adalet ile taçlandırmalı, halkın cumhuriyetle olan bağlarını güçlendirmeliyiz'' dedim. Ardından da İngiliz gazetecinin sözünü hatırlattım: "Aç insan inançlarını yer...''

Bu söz, tam da bugün için söylenmiş sanki...

Yoksulluğa ve işsizliğe mahkum edilmiş milyonlarca kişi, en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Çocuğuna süt, oğluna ayakkabı, babasına gömlek alamayan milyonlarca kişi, bunun yarattığı mutsuzluk ve umutsuzluk yüzünden, Türkiye'nin temel sorunlarıyla ilgilenmiyor. Vatanla olan bağları zayıflarken, cumhuriyetin temel değerlerinin yok edilmesine de sesini çıkarmıyor. Zira; yoksulluğunun sebebi olarak, mevcut sistemi görüyor. İşte bu çarpık durum, yurttaşın cumhuriyete ve onun değerlerine sahip çıkmasını da engelliyor.

CHP şimdi, "Yaşanacak Bir Türkiye''yi inşa edeceğini söyleyerek, halkın büyük bir kesimini yeniden umutlandırıyor. ''Sosyal devlet'' ilkesine vurgu yaparak, ''Cumhuriyet'in kimsesizlerin kimsesi'' olduğunu hatırlatıyor.

Bakın, göreceksiniz; CHP seçim bildirgesinde ortaya koyduğu projeleri hayata geçirme imkanı bulsun; Türkiye bir daha AKP gibi gerici - yobaz ve dikta heveslisi bir yönetimin tuzağına düşmeyecektir!

Sosyal adaletle tanışan ve devletin güvencesinde olduğunu gören milyonlar, cumhuriyete ve onun değerlerine daha çok sahip çıkacaktır. Bu bağlamda,CHP'nin seçim bildirgesi, cumhuriyeti yeniden ayağa kaldıracak bir projeler bütünüdür. CHP, ortaya koyduğu son bildirgeyle, Mustafa Kemal Atatürk'ün ''karma ekonomi'' olarak formüle ettiği sistemi uygulayacağını da ortaya koymuştur.

AKP'nin en büyük korkusu da budur... CHP'nin cumhuriyetin kalkınma tezlerine sahip çıkması ve onu yeniden formüle etmesi, iktidar partisini panikletmiştir. Zira; ''özgür insan - güçlü yurttaş'' AKP'nin en büyük korkusudur. Ekonomik bağımsızlığına kavuşmuş milyonlarca kişinin tercihlerinin her zaman cumhuriyetten yana olacağını bilen AKP'liler, bu yüzden CHP'nin bildirgesine hücum etmektedir. Onlar; yoksuluğu yok etmek yerine, istismar etmeyi tercih etmektedirler.

AKP'nin içine düştüğü duruma bakar mısınız! Maliye Bakanı hazineyi kuruttuğunu, Başbakanları ise ''çözüm süreci''ni ''yolda düşürdükleri''ni  söylüyor! İçlerinde durumu en vahim olanları ise kuşkusuz ki ''sözde Başbakan'' Davutoğlu... Eline tutuşturulan bildirgeyi okurken, "kendisini imha etmeyi vaad eden bir siyasetçi'' olarak tarihe geçiyor!

Davutoğlu, eline tutuşturulan bildirgede yer alan ''Başkanlık'' maddesine vurgu yapıyor. Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine hazırlatılan bildirgede yer alan Başkanlık modeli, Davutoğlunun görevini ortadan kaldırıyor. Erdoğan"Başbakanlık'ın olmadığı bir başkanlık sistemi'' öngörüyor... Davutoğlu ise büyük bir çaresizlik içinde bu maddeyi satır satır okuyor!

Ya diğer çelişkiye ne demeli?

Davutoğlu hem Başkanlık vaad ediyor, hem de iktidar olabilirse yapacaklarını...

İyi de; Erdoğan'ın hayalini kurduğu Başkanlık modeli hayata geçerse, hükümet ortada kalmıyor ki! Davutoğlu, kime hangi vaadi veriyor!

Neyse ki; Türkiye çaresiz de değil, AKP'ye mahkum da...

7 Haziran seçimleri, Türkiye'nin içine çekildiği karanlıktan kurtulmasının miladıdır. CHP'nin ortaya koyduğu bildirge, gelecek güzel günlerin müjdecisidir...