Davutoğlu'ndna çok kritik açıklamalar

Davutoğlu'ndna çok kritik açıklamalar

Başbakan Davutoğlu, 1 Kasım seçimi ve koalisyon hakkında çok kritik açıklamalarda bulundu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:

"ANKETLERE GÖRE..."

-Beyannameyi biz değil halk yazdı. Halkla beraber bir fikir olması sürecini yaşadık. Şu anki tüm anketler gösteriyor. Biz 1 Kasım'da iktidar olması neredeyse kesin olan bir partiyiz. Şuandaki tüm veriler tek başına iktidar olmamızı gösteriyor. Ama ne olursa olsun Ak Parti lokomotif olacak. AK Parti'nin olmadığı bir hükümet imkansız gibi.

-Biz 2 Kasım sabahı iktidar olması kesin olan bir partiyiz. AK Parti'siz bir hükümet zaten imkansız. Gençlerimize, kadınlarımıza, esnafımıza, çiftçimize yeni vaatlerimiz olacak. Ciddi çalışmalar yaptık. Bol keseden vaatlerin faydası olsaydı CHP yüzde 25'in üstünde oy alırdı. AK Parti döneminde gençlerin beklenti çıtası yükseldi.

'CHP İLE KOALİSYONA GİDEMEMİZİN NEDENİ...'

-CHP ile koalisyona gidememizin nedenleri de eğitim ve dış politikadır. CHP, imam hatipleri kapatmayacağız diyor ama son 4 yıla bırakacağız diyor. Bu 28 Şubat zihniyeti. Bu okullar, bu ülkenin çocuklarının okuduğu yerler. Ayrımcılığa tabi tutulamazlar.

-1 Kasım'da sandıkların birleştirilmesinin siyasi bir yönü yok, hukuki bir karardır. Eğer reform hükümeti kurma yetkimiz olsaydı bunlardan biri de bu yasal değişikliği yapmaktı. Şimdi yapılmak istenen de bu.

SANDIKLARIN TAŞINMASI

Yüksek Seçim Kurulu sandıkların yerini tespit ediyor şuanda. Gelen talebi doğru okumak lazım. 1 Kasım'da sandıkların birleştirilmesinin siyasi bir yönü yok. Hukuki bir karardır. Biz AK Parti olarak YSK'nın verdiği kararı hukuken doğru buluruz. YSK, AK Parti'ye veya hükümete bağlı değil. AK Parti'nin tüm dediklerini kabul etmiyor. Bütün partilere eşit mesafede. Hatta bizim Tunceli'de itirazımız vardı bunu kabul etmediler. Biz gidip başka yerde mitingimizi yaptık.

'ELEŞTİRİ YAPMAYA HAKLARI YOK'

Seçim güvenliği kesin bir şekilde sağlanacak. Bu konuda CHP, HDP ve MHP bir sorumluluk hissetselerdi milletvekillerinin bakan olmasına engel olmazlardı. Mem bu konularda duyarlılığınız vardı niçin bu hükümete katılmadınız? Biz Türkiye'yi hükümetsiz bırakmadık. Bu sorumluluğu almayanların seçim güvenliği konusunda eleştiri yapmaya hakkı yok.

HDP'ye sesleniyorum; Vekilleriniz operasyon bölgelerine gidecek, terörist cenazelerinde hükümete meydan okuyacak sonra da gelip seçim güvenliği kararlarına itiraz edeceksiniz. Karşılığı ne olursa olsun halkımızın güvenliği için gerekeni yaparız. Selahattin Demirtaş'ın barış ve özgürlük söylemlerini inandırıcı bulmuyorum.

Uçaksavarlar bulunuyor. Bunlar kimlere karşı peki? Diyarbakırlılar artık bıktı. Halk bana gelip 'Allah sizden razı olsun' diyor. Bayram Namazı'nda Ulu Cami'de bunları duydum. Türkiye'nin ordusu milli bir ordudur, her kentten asker vardır.

Gezi provokasyonu çözüm sürecini baltalamak için yapıldı. Biz bunları biliyoruz.

Bizi eleştiren MHP, HDP'yle birlikte yasalara karşı çıktı. CHP çıktı onlarla birlikte eylem yaptı.

BM'deki tek konu neredeyse sadece Suriye'ydi. Bize bu kadar çok sayıda görüşme talebinin gelmesinde Türkiye'nin geçmişte söylediklerinin hepsinin birebir çıkmasıydı.

BASINA YAPILAN SALDIRILAR

Türkiye bir hukuk devletidir. Muhatap kim olursa olsun yapılan suçtur hem de büyük bir suçtur. Star’a Akit’e ya da Ahmet Hakan’a… Kim oldukları önemli değil. Şiddetin her türlüsü lanetlenmeli, kınanmalıdır. Hukuk çerçevesinde de sorumlular yakalanmalıdır.

İlkesel tutum varken, olayın mahiyeti araştırılırken hükümeti suçlamak doğru değil.  Bu konu üzerine gidildi ve sorumlular yakalandı.

Koruma meselesini iner inmez sordum. Daha önce istenmemiş. 10 gün önce istenmiş. 2 gün önce de son yazı onaylanmış. Koruma hemen verilmeliydi. Ama bunun bir hukuki prosedürü var. ‘Hemen vereceksiniz’ o arada da prosedür tamamlanacak. Hepsine geçmiş olsun dileğimi iletiyorum. Bana ne kadar karşı olurlarsa olsunlar, onun yanındayım bu konuda yine de.

Şunu ifade edeyim. Bir yaklaşım da şu: Gazetecilere, gazetelere olursa tepki şunlara olursa hükümet suçlanır demek de doğru değil. Bu tür saldırılara karşı ilkeli bir duruşumuz var."