Erdoğan Bakanlar ve Fuat Oktay için kararını verdi

Erdoğan Bakanlar ve Fuat Oktay için kararını verdi
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Bey'i Ankara'da bir bölgeye milletvekili adayı yapıyoruz. 17 kabine üyemin hemen hemen her birine değişik illerde görevler vereceğiz, onları büyükşehirlerden aday yapmayı belirledik" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı. Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin 45’inci gününde yapılan çalışmalara ilişkin genel bir değerlendirmesi istenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, enkazın kaldırılması, çadır kentler, konteyner kentler ve prefabrik konutların yapılmasına süratle devam edildiğini söyledi.

Kalıcı konutların temellerinin atılmaya başlanacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Yarın temel atmaya başlıyoruz. Bu kalıcı konutları da süratle söz verdiğimiz gibi inşallah bir yıl içerisinde bitirmeye Rabb’im bizleri muvaffak kılsın. Tabii bu ölçüde büyük bir yıkımın karşısında Türkiye’den daha hızlı refleks gösterecek, harekete geçecek başka bir ülke yok. Biz çünkü geçmişte de bunun imtihanlarını başarıyla verdik.

Depremin ilk dakikalarından itibaren çok hızlı şekilde bir durum tespiti yaptık ve Türkiye’nin dört bir yanından ekipleri, araç, gereçleri bölgeye sevk ettik. Kabinemizin tüm üyelerini deprem bölgesine göndererek her birini bir ilin koordinatörü olarak oralarda görevlendirdik. Sağ olsun bakan arkadaşlarım o günden bugüne bölgeden hiç ayrılmadan orada bu koordinatörlük görevlerini yaptılar.

Her ilin milletvekilleri oralarda görev yaptı ve milletvekili arkadaşlarımın orada görev yapmalarıyla yetinmedik, tüm farklı iller de dahil olmak üzere başta o ilin valisi, yine orada bakan arkadaşlarıma, onlar da yardımcı oldular. Diğer illerden tüm belediyelerimizi, belediye başkanlarımızı, başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere buraya sevk ettik. Tabii asker, polis, jandarma, sağlıkçı, madenci, itfaiyeci, aklınıza kim gelirse bölgeye gönderdik. Biliyorsunuz özellikle madencilerin bu yeraltı, maden çalışmalarında büyük kabiliyetleri var. Onları da buralara sevk ederek kendilerinden çok istifade ettik. Binlerce iş makinesini, uçağından helikopterine, gemisinden İHA’sına kadar tüm imkanlarımızı depremzedelerimiz için bu süreçte harekete geçirdik.”

DEPREM SORUŞTURMALARINDA SON DURUM

Depremin ardından ilk birkaç saatte çalışmaların düzene girmesiyle de arama kurtarma, ardından enkaz kaldırma çalışmalarını profesyonelce yerine getirmeye başladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii ki o günlerde bir de ağır kış şartları var. Bu ağır kış şartlarına rağmen burada gerek dahili gerekse harici tüm arama kurtarma ekiplerinin başarılı çalışmalarını gördük. Yılmadılar, usanmadılar ve bu çalışmaları yerine getirdiler” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürütülen soruşturmalara ilişkin son durum hakkında da şunları söyledi:

“Depremde yıkılan binalarda sorumlulukları bulunanlarla ilgili yürütülen soruşturmalarda savcılarımız devrede. 1364 şüpheli hakkında şu ana kadar işlem başlatıldı. Bu arada 302 şüpheli tutuklandı ve 466 şüpheli adli kontrol altına alındı, 312 şüpheli hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Şüphelilerden 4’ünün yurt dışında olduğu, bunun yanında 64’ünün de öldüğü tespit edildi. Tutuklanan 302 kişiden 106’sı müteahhit, 163 kişi yapı sorumlusu, 15 şüpheli yapı sahibi ve 18 şüpheli de binada değişiklik yapan kişi.

Adli kontrol altındaki 466 şüphelinin de 85’i müteahhit, 294’ü yapı sorumlusu, 56’sı yapı sahibi ve 31’i de binada değişiklik yapan kişiler. Adli süreçler devam ediyor. İddianameler de soruşturmaların bitimiyle mahkemelere gönderilecek. Sürecin her aşamasının Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yakın takipçisi olacağız. Milletime bu acıları yaşatan, sorumluluklarını yerine getirmeyen adalet önünde bunun hesabını verecek. Buradan kaçış yok.”

KALICI KONUTLARLA İLGİLİ AÇIKLAMA

Kalıcı konutların yapımına ilişkin planlamanın ne aşamada olduğu sorusu üzerine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hem geçmiş deneyimleri hem de tip projeleri olduğunu söyledi.

Şehirlerin yeniden inşa ve ihya döneminin resmen ve fiilen başladığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişte attığımız adımlar var. Hep söylüyorum Van’da, Bingöl’de, İzmir’de, Antalya’da, Muğla’da, Manavgat’ta bu işleri yaşadık. Biz sadece şehirlerde o devasa dikey mimari tarzı değil, bir taraftan zemin artı 3-4 türü binalar yaparken bir taraftan da köy evlerini yapmak suretiyle de bunları ispatladık. Yani biz bu işte çırak değiliz, kalfalığı da geçtik ustalığı yakaladık.” dedi.

Binlerce mimar, mühendis, yüzlerce akademisyen, on binlerce işçinin yeni yerleşim yerlerine ilişkin sahada kapsamlı bir çalışma yürüttüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bir taraftan zemin etütleri hızla devam ediyor. Bu zemin etütleriyle birlikte de artık öyle sulak yumuşak zemin değil, sert zeminlerde kalıcı konutların yapılması çalışmalarını sürdürüyoruz. 21 Şubat’tan bugüne kadar Gaziantep’te 13 bin 629, Adıyaman’da 2 bin 280, Kilis’te 645, Hatay’da 2 bin 928, Kahramanmaraş’ta 8 bin 773, Şanlıurfa’da 897, Malatya’da 6 bin 644, Elazığ’da 505, Adana’da 1171, Osmaniye’de 1657 ve Diyarbakır’da 1122 olmak üzere toplam 40 bin 104 afet konutunun ihalesi yapıldı.

Yine Osmaniye’de 600, Kahramanmaraş’ta 620, Malatya’da 2 bin 800, Adıyaman’da 1500, Şanlıurfa’da 300, Gaziantep’te 310 ve Kilis’te 93 olmak üzere 6 bin 223 köy evinin de ihalesi yapıldı. Böylelikle afet bölgelerinde toplamda 46 bin 327 afet konutu ve köy evinin yapım süreci başladı ve inşallah bir yıl içerisinde 11 ilimizde 319 bin, toplamda 650 bin konut inşa ederek bunu hak sahiplerine teslim edeceğiz. Yarın ziyaret edeceğimiz Kahramanmaraş’ta 8 bin 773 konutumuzun temelini Devlet Bey’le birlikte atacağız.”

“FAY HATTININ ÜZERİNDE KONUTLAR YAPILMIŞ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Artçı sarsıntılar sürerken kalıcı konutlar için temel atmanın sağlıklı olmadığı’ eleştirilerinin hatırlatılması üzerine şu yanıtı verdi:

“Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Bu konularda ilk defa bu adımları atmıyoruz. Bunu söyleyenlerin tabii geçmişinde bu tür adımlar yok. Yani sen bir seneyi hedef olarak koyarsın da bu 13 ay olur, 14 ay olur, 15 ay olur. Bunu Van gibi o devasa depremde ispat ettik. Van’ın merkezinden ta Erciş’ine kadar. Şu anda bu işi yaşamak, görmek isteyenler Van’a giderler, şöyle Edremit ilçesinden bir Van Denizi’ni seyrederler.

Van Denizi’ne nazır böyle bir yeri o depremin ardından gerçekleştirmiş olan bu iktidar. Aynı şekilde Erciş’i baştan aşağı yaptık, gerçekleştirdik. Mesela İzmir’de, aynı şekilde dikey mimariye girmiyoruz ve dikkat edin ilk yaptığımız iş hemen süratle zemin kontrollerini yapmak oldu. Yani o sulak zeminlerde, bölgelerde değil. Tabii Hatay’da düşünün, yani Amik Ovası’nın uzantılarında maalesef bu konutlar, bu inşaatlar yapıldı. Bunlar yapılınca da ne oldu? Şimdi aldığımız bilgilerde buraların tamamen fay hattı olduğu söyleniyor.”

Erdoğan, fay hattının üzerinde yapılan konutların hepsinin 1999’dan önceki dönemlere ait olduklarını ifade etti.

KAMU İNŞAATLARINDA SİSMİK İZOLATÖRLER KULLANILACAK

Deprem bölgesindeki vatandaşların uyarıya rağmen hasarlı evlere girdiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bundan sonraki süreçte temennimiz odur ki bu uyarılara uyarlar. Biz de hedefimizi zemin artı 3, zemin artı 4 şeklinde elimizdeki tip projelerle hareket ederek bu adımları atacağız. Hatta devletin konutları veya kendine ait olan inşaatlarını da sismik izolatör kullanarak yapacağız. Maliyeti her ne kadar biraz artsa da bunların talimatını da Murat bakanıma verdim, maliyetlerden de kaçınmayalım, sismik izolatörleri de kullanarak inşaatlarımızı böyle yapalım. Kısa bir süre önce biliyorsunuz İstanbul’da devlet yetkilileri ve akademisyenlerle 110 kişilik bir toplantı yaptık. O toplantının ikincisi Gaziantep’te Murat bakanımın riyasetinde yapıldı.

Van ve Kütahya depremleri sonrası öğrendiğimiz, zemin etüdü doğru yapıldığı, zemin dayanıklılığı iyi tespit edildiği, zemin yeterli güçlendirme olduğu takdirde ve en önemlisi fay hatlarından uzak bölgeler seçildiği takdirde o bölgede inşaatlar yapılabilir. Biz zaten Elazığ depreminin üzerinden 15-20 gün geçtikten hemen sonra artçılar da devam ederken temellerimizi attık. Bugün hamdolsun yaşadığımız son depremde özellikle o gün inşa ettiğimiz konutlarımızın hiçbirinde en küçük hasar dahi meydana gelmedi. Şayet artçı depremler nedeniyle döktüğümüz beton ve kalıplarda herhangi bir hasar veya çatlak meydana gelirse çok hızlı bir şekilde çeşitli bazı tekniklerle onarımı yapılır. Şu an bölgede inşaatları tamamen bu kriterler üzerine planlıyor ve başlatıyoruz. Beton prizlenme, çatlak ve tahribat oluşumuna dair hassasiyetlerimiz var. Bu noktada beton döküm süreçlerini mühendislerimiz çok titiz ve dikkatli bir şekilde yapıyorlar.”

“İSTANBUL’A GİRMENİN BİR BEDELİNİN OLMASI LAZIM”

“Türkiye’de başta İstanbul olmak üzere şehirlerimiz deprem riski altında. İstanbul, depreme hazır mı? Bu konularla ilgili ne gibi hazırlıklar var?” sorusu üzerine Erdoğan, İstanbul’da doğup büyüdüğünü, yaklaşık 5 yıl İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını, kenti iyi tanıdığını söyledi.

Ankara da dahil depremin tehdit etmeyeceği hiçbir şehrin olmadığını belirten Erdoğan, ‘Deprem felaketi tellallığı’ yapmayı doğru bulmadığını kaydetti.

İstanbul’un belediye başkanıyken “İstanbul’a girişi vizeye tabi tutma” diye bir tezinin olduğunu hatırlatan Erdoğan şöyle konuştu:

“Yani İstanbul’a her gelen rahatlıkla girsin, bu olamaz. Yani İstanbul’a girmenin bir bedelinin olması lazım. Bakın Londra’ya giremezsiniz. Londra’da belli kuralları var bu işin. Eğer bu varsa sizde, o zaman size müsaade ederler, girersiniz. Bunun sebebi nedir? Yani deprem olarak kastetmiyorum, nedir? Trafiktir. Oralarda araç, otoparklar, bütün bunlarla ilgili olarak bunlara belli yasaklar koymuştur. İstanbul’da da belediye başkanlığımda benim, 8 milyondu İstanbul’un nüfusu. Ama şu anda İstanbul’un nüfusu 15 milyonu geçti, böyle bir durumda. Bir de planlama noktasında, İstanbul maalesef zannedildiği gibi planlanmadı, zannedildiği gibi planlar uygulamaya konulmadı. Çünkü kimse o planlara ne yapmıyor? Uymuyor.”

Erdoğan, belediye başkanlığından beri ‘Kentsel dönüşüm’ dediğini hatırlatarak “Bunları büyük ölçüde hayata geçirdik. Ama bu projelere biz şimdi devlet olarak devam ediyoruz. Fakat muhalefet, bunun karşılığında çıktı, sağda solda kentsel dönüşümü, ‘rantsal dönüşüm’ diye tanımlamaya başladı. Çünkü işlerine gelmiyor, rant toplama işi maalesef muhalefete ait. Bu işi onlar iyi beceriyorlar, iyi başarıyorlar” diye konuştu.

“HİÇBİR VATANDAŞIMIZI ÇÜRÜK EVDE YAŞATMAYACAĞIZ”

Şimdiden tedbirlerin alınmasının önemini işaret eden Erdoğan şöyle konuştu:

“Elazığ, Malatya depremini yaşadık. Oralarda bütün yaşadıklarımız ortada. Van ortada, Kütahya ortada, bütün buralarda bunları yaşadık. Türkiye, bir deprem ülkesi. Onun için bütün tedbirlerimizi alıyoruz, alacağız. Başta büyük şehirler olmak üzere hummalı çalışmalarla, en az hasarla bunları atlatmaya gayret edeceğiz. Hiçbir vatandaşımızı çürük bir yapıda, evde yaşatmayacağız. İnşallah CHP ve ortakları bu depremden ders çıkarmış olurlar da kentsel dönüşüm projelerinin karşısında durmaktan vazgeçerler.”

“YÖK’E GEREKTİĞİ TALİMATLARI ZATEN VERDİK”

“Üniversitelerde yüz yüze eğitime ne zaman geçilecek?” sorusuna Erdoğan, “Bu konuyla ilgili YÖK’e gerektiği talimatları zaten verdik. YÖK de bu süreç içerisinde yüz yüze eğitimle alakalı nasıl Kovid döneminde belli bir süre, yaklaşık iki sene sürdü, ne yaptık, online sistemle işi götürdük. Burada böyle uzun bir süre olmayacak ama şu anda diyoruz ki online sistemle biraz devam edelim. Çünkü şu anda KYK yurtlarımız çok işimizi görüyor. “yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerin KYK yurtlarına yerleştiğini hatırlatarak Osmaniye’de 2 bin 500 kişilik bir yurda gittiğini, yurt binasının güven verdiğini dile getirdi.

“HER TÜRLÜ AFETE HAZIRLIKLI OLMALIYIZ”

“Şartlar yeniden süratle elverişli olursa, uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitimin harmanlandığı hibrit öğretim seçeneği tabii ki değerlendirilecektir. Bunun için öncelikle depremzede vatandaşlarımızın güvenle ve huzurla barınacakları kapasitenin oluşturulması gerekiyor.” diyen Erdoğan gelişmeleri yakından takip ettiklerini, YÖK Başkanı ile bu konuda irtibat halinde olduklarını bildirdi.

Yüz yüze eğitim ile online eğitimin mukayese edilemeyeceğinin altını çizen Erdoğan adımların atılmasıyla yeniden normal hayata dönülmüş olacağını söyledi.

“MÜZİKSİZ BİR KAMPANYA SÜRECİ YAŞAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi’nde AK Parti’nin nasıl bir kampanya süreci yöneteceğinin sorulması üzerine de “Alışılmış bir seçim kampanyası düşünmüyoruz. Çünkü ortada bir hüzün var. Yani bu hüznün olduğu bir dönemde, dedik ki biz müziksiz bir kampanya süreci yaşayacağız. Şehirlerimizin tamamında, her bir vatandaşımızın kapısını çalacak, neler yaptık, neler yapacağız, tek tek bunu anlatacağız. Çünkü bizim bagajımız elhamdülillah dolu.” diye konuştu.

“SAĞLIKTA BAŞARILI OLMAYA MECBURUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Hastaneler noktasında, sağlıkta bizler, Sayın Kılıçdaroğlu’nun, bay bay Kemal’in SSK’nın genel müdürü olduğu dönemleri biliyoruz. Rahmetli Savaş Ay bir program yapmıştı. Savaş Ay’ın programında Beyefendi’yi gayet iyi anlatıyordu. Okmeydanı SSK… Benim de semtimin olduğu yerdi. Okmeydanı SSK’da affedersiniz ölüp de rehine alınanları anlatıyordu. Bunları yaşadık. Şimdi orası Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi oldu, biz yaptık. Nereden nereye…

Şimdi biz, şehir hastanelerinden bahsediyoruz, çıkıyor bay bay Kemal ‘Biz, şehir hastanesi falan yapmayacağız.’ diyor. Eğer şu şehir hastaneleri olmasaydı, Ankara’da şu iki tane şehir hastanemiz olmasaydı, İstanbul’da olmasaydı, biz Kovid’de falan ne yapardık? Eğer biz, Kovid’i falan başarılı bir şekilde atlattıysak, işte bu şehir hastaneleri vasıtasıyla atlattık. Isparta’daki şehir hastanesini düşünün, Mersin’i, Adana’yı düşünün. Yani oralarda şehir hastaneleri, bizim bu süreci başarıyla atlatmamıza vesile oldu.”

“DAĞIT SANDALYELERİ AL CUMHURBAŞKANLIĞINI HAVALARINDA”

Şu anda o masanın ortaya çıkardığı aday, biz Cumhurbaşkanı olduğumuz zaman bir cumhurbaşkanı yardımcımızı çıkardık diye bizimle alay ediyordu. Şu anda bay bay Kemal, ‘Cumhurbaşkanına böyle bir soru sorulamaz, bu 15 de olur’ diyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Şu anda Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarını Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak taltif ettiğini söylüyor.

Terör örgütünün siyasi uzantısını da masaya koydu. Devlet yönetiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti değildir. Öyle lafla sadece ‘ben buradan Cumhurbaşkanlığı kaparsam, herkese sandayeler dağıtırsam Cumhurbaşkanlığını alırım’ diye ülke yönetilemez. Tam anlamıyla eski Türkiye’deki koalisyon mantığı ile çalışıyorlar. Dağıt sandalyeleri al Cumhurbaşkanlığı havalarında, bu kadar basit.

“HDP MASANIN ALTINDAN ÜSTÜNE ÇIKTI”

HDP en başından beri bu masanın yedinci ortağı idi. Biz masanın altında demiştik. Şimdi masanın altından üstüne çıktı. CHP’nin HDP ile asgari müşterekleri olduğunu biliyoruz. HDP eşittir PKK’dır, YPG, PYD’dir. Bu denklemde CHP’nin yeri nerede kalıyor? Bunu benim milletim düşünsün. Benim vatandaşım millidir, yerlidir, özellikle dışarılardan yönetilen emperyal kafaların mahkumu değildir. Emperyal kafaların tamamen dışında milli ve yerli olan yönetime benim vatandaşım layıktır.

Benim vatandaşlarımı Kürt de olsa, Zaza da olsa, bunların ölümüne neden olanları dışarı çıkartmak için gayret sarf ediyorsak bunun hesabını ne bu dünyada ne de ebedi alemde veremeyiz? HDP’nin planları arasında neler var? Kandil’deki talimatlarını uygulamak var. Altılı Masa’nın görüştüğü HDP budur. Kandil’deki terörist elebaşları da zaten Altılı Masa’nın kendileri için umut verdiğini söylüyor. Meral Hanım ‘HDP de HDP’nin talepleri de masaya gelemez’ demişti. Şimdi HDP kumar masasına oturmuş durumda. HDP elbette taleplerinin karşılanmasını isteyeceklerini açıkça belirtiyor. Bu talepleri Kandil belirliyor. 14 Mayıs’ta inşallah hepsine gereken dersi benim aziz milletim verecek.

“BURADAN BAŞARI BEKLEMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Bu masanın ilkesizlik üzerine kurulu olduğunu hep söyledik. Masadakilerin birbirine pusu kurduğunu dile getirdik. Meral Hanım bu masayı kumar masası olarak anlattı, ‘Biz noterden gelecek talimatlarla hareket etmeyiz’ dedi. Hile hurda hainlik bu masada her şey var. Herkes birbirine çalım atıyor. İçlerinden bazılarının hakikati dile getirmesi tabii ki önemli. Yapılan açıklamalara baktığımızda. Buradan başarı beklemek mümkün değil.

“HÜDAPAR’IN CUMHUR İTTİFAKI’NA DESTEĞİNİ KIYMETLİ BULUYORUM”

Cumhur İttifakı’nın 14 Mayıs’tan zaferle çıkacağından ittifak olarak hiç kuşkumuz yok. Cumhur İttifakı’nın yerli, milliliğin, samimiyetin adresi. Şu anda Cumhur İttifakı’nın içerisinde yer alan BBP, HÜDAPAR’la ilgili uydurma yaklaşımlar var. Biz ittifakımızın ilkelerinde zaten uyumlu olmuşuz. Uyum olmasa Cumhur İttifakı’nın içerisinde yol yürümeyiz.

Şu anda HÜDAPAR’a yakıştırılmak üzere çirkinlikler var. HÜDAPAR bunları kabul etmiyor, ‘Bizim terörle hiçbir ilgimiz olmaz’ diyor, tamamen yerli ve milli yapı. HÜDAPAR’ın Cumhur İttifakına desteğini önemli ve kıymetli buluyorum. Eğer Karabağ’da, Kızılelma’da buluşabiliyorsak, eğitim, sağlık, adalet, emniyette aynı istikamette buluşabiliyorsak bizim ayrı kalmamız diye bir şey yok. Süreç içerisinde takvimi aynen uygulayabiliyorsak kapımızı kapatmamız mümkün değil. Şurada fazla bir zaman kalmadı.

“YENİ BAŞLANGIÇLAR YAPMAYA HER ZAMAN İHTİYAÇ VAR”

Yenilenmeye, tazelenmeye, yeni başlangıçlar yapmaya her zaman ihtiyaç var. Kongre süreçlerimizde parti kadrolarını yeniliyor ve tabii ki gençleştiriyoruz. Beşeri sermayemiz çok zengin. Kabinede görev alabilecek yetkinlikle çok sayıda arkadaşımız mevcut. Dünyadaki siyasi liderler içerisinde baktığımızda kıdem konusunda en büyük, en ileri kıdeme bu kardeşiniz sahip.

20 yıldır Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığa kadar görevleri ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdik. Bütün bu hizmetlerimizde uluslararası kuruluşların, kurumların tüm organizasyonlarını yaşamış irisi olarak, uluslararası imzaları atan kimse olarak bu işin içerisinde bulundum. Kabineden olan arkadaşlarımın her birisinin şu anda belli illere adaylar olarak görevlendirdik. Hem deprem kuşağında hem de verdiğimiz illere gidecekler. Ağırlıklı olarak deprem illerindeki görevlerini daha çok önemsiyorum.

“17 KABİNE ÜYESİNE DEĞİŞİK İLLERDE GÖREVLER VERECEĞİZ”

17 kabine üyemin hemen hemen her birine değişik illerde görevler vereceğiz, onları büyükşehirlerden aday yapmayı belirledik. Fuat Bey Ankara’dan bir bölgeye onu da aday yapıyoruz. Bu adaylıkları belirlerken, Fuat Bey örneğin nereli? Yozgatlı. Ankara’da Yozgat nüfusu nerede yoğun? Diyelim ki ikinci bölgede. Fuat Bey’i de orada görevlendirip. Fuat Bey siyasete bizimle teknokrat, bürokrat girdi, şimdi siyasi formayı da giyerek koşturacak. Büyükşehirler bakan arkadaşlarım için en uygun yerlerdir. Onları büyükşehirlerden belirledik, çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

MUHARREM İNCE AÇIKLAMASI

Muharrem Bey’le ağız dalaşına, zihinsel repliğe girmeyi doğru bulmuyorum. Kendisi ne diyordu ‘yenmiş de yenmiş, yenmiş de yenmiş’ diyor. Bunu bay bay Kemal için söyledi. Ne oldu sonunda, mağlup oldu. Biz ne yaptık, bunlarla milletimizin karşısındayız. Eğitimde sağlıkta, adalette, ulaşımda neler yaptık. Dış politikada neler yaptık, bunlarla konuştuk. Bugün Amerika’nın göbeğinde BM’ni tam karşısına Türk Evi’ni inşa ettik. Buralarda kiralık yer bulamayız.”