ERDOĞAN'DAN SERT TEPKİ: KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİMİ SÖYLÜYORLAR...

ERDOĞAN'DAN SERT TEPKİ: KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİMİ SÖYLÜYORLAR...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılay Genel Kurulu'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılay Genel Kurulu'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ABD'de kalp krizi geçirdiği iddiasıyla ilgili  ''Dimdik ayaktayım kalp krizi geçirdi yalanını uydurdular. Bu hastalıklı ruh halini izah edecek bir kelime bulamıyorum.'' dedi.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:

Kızılay küresel bir yardım kuruluşu haline geldi. Arkanızda millet varsa kimse sizi engelleyemez. Kızılay 2015'te ülkemizin kan ihtiyacının yüzde 85'ini karşılar hale gelmiştir.

Geçtiğimiz hafta Nükleer Zirvesi vesilesi ile ABD'ye seyahatimiz oldu, çeşitli görüşmelerimiz oldu. Biz oraya çok önemli bir toplantıda ülkemizi temsil etmek için gittik. Buradaki bazı çevreler ise bizim orada attığımız her adımın başarısızlığa uğraması için adeta kendilerini yırttılar. Bölücü terör örgütünün, ermeni çetelerine destek vermekten, kalp krizi yalanına kadar sergilemedik çirkinlik bırakmadılar. Yapılanları, söylenenleri gördükten sonra dedim ki, ''Allah milletimizi bunlardan korusun.''

KALP KRİZİ GEÇİRDİ DİYORLAR...

Dimdik ayaktayım, kalp krizi geçirdi diyorlar. Basın veya internet yoluyla işlenen hakaret, tehdit, terörü ve terörü övme gibi suçlar Avrupa'da düşünce ve ifade hürriyetiyle ilgili görülmez. Tüm dünyada bu tür suçlar adi bir vaka olarak değerlendirilir. Konu Türkiye olunca bir anda ölçüler değişiyor. Bakıyorsunuz şahıs terör örgütü mensubu, asker vurmuş, yakmış, yıkmış ama bu eylemleri yaparken cebinde de güya bir derginin kartı var. Sarı basın kartı değil, tanıtım kartı. Yakalandığında ben gazeteciyim diyor. İyi de sen gazetecilikten değil, terör örgütü adına eylem yapmaktan yakalanıyorsun.

ANAYASA MAHKEMESİ DE BUNUN ETKİSİ ALTINDA KALIYOR

Gerçekten gazeteci dahi olsa yargılandığı konu casusluk gibi somut tanımı olan suçlar. Bunun takdirini yapacak olan yargı. Ama ülkemizde hemen bir yaygara oluyor hatta Anayasa Mahkemesi bile bunun etkisinde kalarak, Anayasa'ya aykırı karar verebiliyor. Böyle olmaz. Amerika'da bir Azeri gazeteci önümü kesti. O sabahta Azerbaycan ve Ermenistan sınırında çatışma olmuş. O kızımız bana soruyu sorarken baktım gözleri yaşardı, ağlamaya başladı. Azeri kardeşlerimiz şehit oldu. Ne diyorsunuz dedi. Ben de düşüncelerimi kendisine anlattım. anlattıkça ağladı. Yanımda diyanet işleri başkanı, eşim vs. Tabi onlar da duygulandı. Bir bu gazeteci kızımıza bakıyorsun bir de bizimkilere bakıyorsun. Fark bu.

BİR TARAFTA BUNLAR BİR TARAFTA BİZİM AZERİ KIZIMIZ

Bizimkiler, Brooking Enstitüsü'nde konferans vericem, bir grup var, o grubun içerisinde de bir tane bayan var. PKK'lı var, ASALA var, bunun yanında paralel devlet yapılanmasından var, hepsi bir araya gelmiş bağırıp çağırıyorlar. Bir tarafta bunlar bir taraftada Azeri kızımız. Bütün bunları görerek, attığımız her adıda hukuk devleti ilkesine azami derecede uyuyor, temel hak ve hürriyetlere hassasiyet gösteriyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın, onların keyfi için kendi bekamızı tehlikeye atmayacağız. Biz bu zamana kadar demokrasiyi birileri istediği için, dayattığı için değil, milletimizin buna layık olduğu için savunduk. Milletimiz layık olduğu için demokrasiyi de savunmaya devam edeceğiz. Bize demokrasi dersi vermeye kalkanlar, kendi ayıplarını görsünler. Kimlerin insan haklarından söz etmeye hakkı olduğunu, kimlerin de olmadığını görüyoruz.

SON TERÖRİST İMHA EDİLENE KADAR...

Terörle mücadele son terörist imha edilene kadar devam edecek. Teröristler ya teslim olacaklar ya da etkisiz hale getirilecekler.

Güvenlik güçlerimizi eleştirmeye kalkanlar karşılarında beni bulurlar.