Feyzioğlu'nu istifaya çağırdılar !

Feyzioğlu'nu istifaya çağırdılar !

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, CHP için söylediği sözler hakkında istifaya çağrıldı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun seçimlerden sonra Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklama sonrası istifa daveti geldi

Feyzioğlu; "#CHPninCikisYolu kurultaya giderek önce güvenoyu almak ve güven veren bir kadro ile koalisyon müzakeresi yapmaktır." demiş ve gerekçelerini sıralamıştı.

Ankara Barosu da akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, CHP'ye kurultay çağrısı yapan TbbBaşkanı Metin Feyzioğlu'nu tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle istifaya davet etti.

Ankara Barosu'ndan yapılan açıklama şöyle:

BASINA VE KAMUOYUNA

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, sosyal medya üzerinden milletvekili genel seçimleri hakkındaki değerlendirmelerini paylaşmıştır.

Ancak Sayın Başkan, açıklamasında görevi gereği üzerinde durması gereken demokrasi, hukuk, seçim güvenliği ile seçim hukukuna dair konular dışında üyesi ve eski parti meclisi üyesi olduğu partiye ilişkin seçim sonuçlarını değerlendirmiş ve bu partiye seçimli kurultay çağrısında bulunmuştur.

Sayın Birlik Başkanı'nın söz konusu çağrısının muhatabı, kuşkusuz meslektaşları ve meslek örgütü olan barolar değildir. Ancak anılan açıklamalar ve yapmış olduğu kurultay çağrısı, Birlik Başkanı'nın bu saatten sonra bağımsız ve tarafsız olarak 87 bin avukatı temsil edemeyeceğini ne yazık ki göstermektedir.

 Kendisinin siyasi ve meslek ahlakının, mesleğimizin ve Türkiye Barolar Birliği'nin kurumsal kimliği üzerine bu gölgenin düşmesine izin vermeyeceğine inanıyor ve ilk iş olarak gereğini yapmasını bekliyoruz. Sayın Feyzioğlu'na, aklında ve gönlünde olduğunu ilan ettiği siyasi mücadelesinde meslektaşları olarak başarılar diliyoruz.

 ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI

* * *

İŞTE METİN FEYZİOĞLU'NUN O AÇIKLAMASI

SEÇİMİN ARDINDAN CUMHURİYET HALK PARTİSİ ÖZELİNDE BİR DEĞERLENDİRME

1- Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan döneminin kapanmasının mutluluğu yaşanmaktadır. Bu sonuç, demokrasiye gönül vermiş vatandaşlarımızın, yıllarca omuz omuza yürüttüğü büyük mücadelenin eseridir. Hiçbir tehditten yılmadan ve yorulmadan mücadele eden tüm yurttaşlarımıza teşekkürü borç biliriz. Parti ayrımı gözetmeksizin seçilmiş milletvekilleri ve demokrasi yarışına katılmış tüm adayları; seçimin şaibesiz geçmesi için katkı sunmuş bütün sivil toplum örgütlerini kutluyorum.

2- Ancak bu durum, Cumhuriyet Halk Partisi'nin başarısızlık sebeplerinin sorgulanmasına engel değildir. Aksi takdirde, Recep Tayyip Erdoğan sonrası Türkiye'sinin şekillenmesinde, Cumhuriyet Halk Partisi'nin herhangi bir katkısı olmayacaktır. Çünkü HDP'nin, solun sahipliğine talip olduğu tereddütsüz ortaya çıkmıştır.

3- İktidar alternatifi olması gereken Cumhuriyet Halk Partisi, AKP'deki büyük düşüşe rağmen oy oranını ve milletvekili sayısını arttıramamış, tam aksine geriletmiştir. OYSA ANA MUHALEFET PARTİSİ DIŞINDAKİ BÜTÜN MUHALEFET PARTİLERİ, HEM OY ORANLARINI, HEM MİLELTVEKİLİ SAYILARINI ARTTIRMIŞTIR. CHP İSE KENDİ YEREL ÖRGÜTLERİNİN İNSAN ÜSTÜ ÇABASINA VE FEDAKARLIKLARINA RAĞMEN AZALTMIŞTIR.

4- Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu'nun hiç kimsenin inkar edemeyeceği kadar çok çalışmış olmasına, dudak uçuklatan maliyetlere ulaşmış reklam kampanyalarına ve uzun yıllardır görülmemiş kapsamdaki basın desteğine rağmen ortaya çıkan bu başarısızlığın sebebi, sadeceCHP'nin değil, Türkiye'nin geleceği açısından sorgulanmalıdır. Şöyle ki, Türkiye merkez sağ alternatifinden yoksun kaldığında AKP nasıl radikalleşmiş ise, HDP de, Cumhuriyet Halk Partisi'nin eridiği bir ortamda hem solu temsil etmeye başlayacak, hem de giderek radikalleşecektir.

5- Cumhurbaşkanlığı seçimi hezimeti tartışılmadan, göstermelik bir kurultayla yola devam edilmesinin sonucunda, genel seçim hezimeti gelmiştir. CHP'nin, kuruluş felsefesine gönül vermiş, kuruluş ilkelerini 21. yüzyılın ihtiyaçlarına göre yorumlayarak hayata geçirmeye kararlı, güven veren bir kadro tarafından yönetilmemesi durumunda, bırakınız iktidar alternatifi olmayı, ilk genel seçimde ana muhalefet partisi olma niteliğini kaybedeceği aşikardır.

6- Cumhuriyet Halk Partisi'nin koalisyon ortağı olabileceğine dair söylemler veya böyle bir ihtimal, Partinin seçimde başarısız olduğu gerçeğini değiştirmez. Genel Başkan önce yüzde 35 hedefi koymuş, sonra bunu yüzde 30'a, ardından yüzde 26'ya çekmiştir. Bu hedeflerin hiçbirinde tek başına iktidar iddiası yoktur. Neticede, yüzde 24.96 ile, gösterilen bütün hedeflerin altıyla yetinilmek zorunda kalınmıştır. Hal böyleyken, koalisyon ortağı olabilme ihtimalini, bazı parti yöneticileri, kendi başarısızlıklarını perdelemek ve bu başarısızlıklarının sebeplerinin sorgulanmasını erteleyerek, parti içi iktidarı korumak için kullanmaktadır.

7- Bu açıklamalarımız, Cumhuriyet Halk Partisi'nin hiçbir şartta koalisyona girmesini istemediğimiz anlamına gelmemelidir. Elbette, Cumhuriyet Halk Partisi koalisyon ortağı olabilir. Elbette Türkiye hükümetsiz kalmamalıdır. Açıkça ve doğrudan söylediğimiz şudur: Diğer siyasi partilerle koalisyon görüşmesi yapılacak olsa bile, bunu yapacak parti temsilcileri, geçici koalisyon hevesi içinde olanlar değil, CHP'yi tek başına iktidara taşıyacak, güvenilir, ilkeli, tabanı temsil eden ve en üst organ olan Kurultaydan güvenoyu almış ve yine Genel Kurul tarafından koalisyon şartları konusunda talimatlandırılmış kadrolar olmalıdır.

8- Koalisyon görüşmelerinin sonucu ne olursa olsun, ufukta bir erken seçim görünmektedir. Erken seçime son anda değil, bugünden başlayan bir kadro hareketi içinde ve iktidar hedefi konularak yürünmelidir.

Netice:

Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanı ve Parti Meclisi, hiç kuşku duymadığımız ilkeli duruşlarının gereğini yapmalı; seçim sonuçlarının, koalisyon konusunun ve Partiyi iktidara taşıyacak ilkelerin görüşüleceği, delegenin Partinin gidişine yön vereceği ve seçimli Büyük Kurultayı derhal toplamalıdır.