İYİ Partili Ağıralioğlu: AK Parti terörle arasında mesafe koysun

İYİ Partili Ağıralioğlu: AK Parti terörle arasında mesafe koysun
Güncelleme:

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, İYİ Parti Genel Merkezi'nde yanıtladığı sorularda AK Parti, CHP ve HDP'nin terörle arasında mesafe koyması gerektiğini söyledi.

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, İYİ Parti Genel Merkezi'nde Independent Türkçe muhabiri Can Bursalı’nın sorularını yanıtladı.

“Genel Başkan daha önce, HDP'nin gölgesinin düştüğü yerde biz olmayız dedi. Biz geçen sene TBMM'de defalarca çocuklarımızın katilleriyle bir arada olmayız dedik. Bazı şeyler, devlet terbiyesiyle konuşulması gerekir. Bakıyoruz ki, bizim söylediklerimiz, manasından başka yerlere çekiliyor. Biz, daha önce bu süreçte söylediklerimizin çok daha şiddetlilerini AK Parti'ye söyledik. Terörle arasına mesafe koyması gereken tek parti CHP mi, HDP mi? AK Parti de terörle arasına mesafe koysun” diyen İYİ Partili Ağıralioğlu, AKP’ye yönelik eleştirilerine şöyle devam etti:

“Seçim kazanacağım diye terörist başına mektup yazdırmak nedir? Osman Öcalan'ı televizyona çıkarmak nedir? Normal şartlarda CHP'liler ya da HDP'liler, Osman Öcalan'ı bir yerde bulup röportaj yapsalardı, onların kanalında yayınlansaydı sokağa çıkabilirler miydi? Bu ne nezaketsizliktir. Osman Öcalan'ı televizyona biz mi çıkarttırdık? Abdullah Öcalan'ın mektubunu Tayyip Erdoğan'a biz mi yorumlattırdık?

Ahmet Türk'ü dışarıda tedavi olsun diye dışarı çıkarttırmadılar mı? Kabaca, evinde ölsün dediler. Evinde ölsün diye çıkarılan adam belediye başkanı oldu. Hem çıkarma iradesini gösteriyorsun hem de dışarı çıkıp başkan olunca görevden alıyorsun ve görevden aldılar çok iyi oldu Allah razı olsun diyorsun. Bu kadar gayri ciddi olunamaz. Biraz terbiyeli olmamız lazım.”

Meral Akşener ile İYİ Parti'li bazı vekillerin Millet İttifakı konusunda farklı söylemleri var. Partinizde bir dil birliği yok mu?

Basının haberlere karşı dikkatinde yoğunluk azalması ya da artması oluyor. Genel Başkan daha önce, HDP'nin gölgesinin düştüğü yerde biz olmayız dedi. Biz geçen sene TBMM'de defalarca çocuklarımızın katilleriyle bir arada olmayız dedik. Bazı şeyler, devlet terbiyesiyle konuşulması gerekir. Bakıyoruz ki, bizim söylediklerimiz, manasından başka yerlere çekiliyor. Biz, daha önce bu süreçte söylediklerimizin çok daha şiddetlilerini AK Parti'ye söyledik. Terörle arasına mesafe koyması gereken tek parti CHP mi, HDP mi? AK Parti de terörle arasına mesafe koysun.

"ÖCALAN'IN MEKTUBUNU BİZ Mİ YORUMLATTIK"

Seçim kazanacağım diye terörist başına mektup yazdırmak nedir? Osman Öcalan'ı televizyona çıkarmak nedir? Normal şartlarda CHP'liler ya da HDP'liler, Osman Öcalan'ı bir yerde bulup röportaj yapsalardı, onların kanalında yayınlansaydı sokağa çıkabilirler miydi? Bu ne nezaketsizliktir. Osman Öcalan'ı televizyona biz mi çıkarttırdık? Abdullah Öcalan'ın mektubunu Tayyip Erdoğan'a biz mi yorumlattırdık?

Ahmet Türk'ü dışarıda tedavi olsun diye dışarı çıkarttırmadılar mı? Kabaca, evinde ölsün dediler. Evinde ölsün diye çıkarılan adam belediye başkanı oldu. Hem çıkarma iradesini gösteriyorsun hem de dışarı çıkıp başkan olunca görevden alıyorsun ve görevden aldılar çok iyi oldu Allah razı olsun diyorsun. Bu kadar gayri ciddi olunamaz. Biraz terbiyeli olmamız lazım.

"CUMHURBAŞKANI 'GEVŞETTİĞİMİZ KONTROLLERİ PKK AVANTAJA ÇEVİRMİŞ' DEDİ, BU CÜMLE ASGARİ İSTİFA GEREKTİRİR"

Kendinizi eşit hissediyor musunuz Türkiye'de?

Asla eşit değiliz. Haksız rekabet var. Mücadele ederiz, buna alışkınız ama hakkına hukukuna vekalet ettiğimiz insanlar adına cümleler kuruyoruz. Devlet yönetene kadar, parti yetkilisi oluruz. Devlet yönetimini aldıktan sonra hepimizin hükümetisiniz, Cumhurbaşkanısınız. Sana oy vermemiş olmamız, senin siyasi tasarrufun dışında kalmamız anlamına gelmiyor. Seçim kazanacağım diye çocuklarımızın katiline nasıl mektup yazdırırsın? Biz devletimizin başını, çocuklarımızın katilinin yazdığı mektubu yorumlarken niye göreceğiz? Ne anlatacağız insanlara? Öcalan'a mektup yazdıracaksınız, bundan hiç mahcubiyet duymayacaksınız. Hiç mahcubiyet duymadan televizyona çıkıp 'Abdullah Öcalan demek istiyor ki...' diyeceksiniz. Devletimizin başı, çocuklarımızın katilinin mektupta yazdıklarını anlatmaya teşebbüs eder mi? Böyle bir şeye tevessül ediyorsunuz sonra da terörle aranıza mesafe koyun diyorsunuz. Siz koyun be. Hükümetimiz lütfen terörle arasına mesafe koysun. Abdullah Öcalan'la aranıza lütfen mesafe koyun.

Sizin PKK'ya gösterdiğiniz tolerans yüzünden, kazılmış çukurlara 793 vatan evladını gömdük biz. Kaybettirdiğiniz devlet itibarını tekrar kazanmak için 793 vatan evladı canını verdi. Cumhurbaşkanımız, 'Gevşettiğimiz kontrolleri PKK silahlanma avantajına çevirmiş' dedi. Dünyanın herhangi bir hukuk ülkesinde böyle bir cümlenin gerektirdiği bir ifade vardır. Asgarisi istifadır. Bunların hesabını verirsiniz. Milletinin vazifesi her şartta ölmekmiş gibi davranmak, devlet yönetme mahareti değildir.

"TARİKATLARIN, TEKKELERİN, STK'LARIN KAYITLARININ DEVLETİN GÖZÜ ÖNÜNDE OLMASI LAZIM"

Tarikatlar konusu çokça tartışılıyor Türkiye'de. Nasıl bakıyorsunuz duruma?

Siz bize oy verin, biz size bina yapmak için izin verelim. Siz bize destek olun, biz size para verelim. Biz size para verelim, siz bize dua edin. Bu böyle çapraz gidiyor. Bu yanlış korelasyon. Bunun da bedelini ödedik işte 15 Temmuz'da.

Nakşilere hükümet tolerans tanıyor, Alevilerimize de CHP tolerans tanıyor. Bütün cemaatlerin, tarikatların, tekkelerin, bütün STK'ların, bütün bu organizasyonların kayıtları devletin gözünün önünde olması lazım. 

Medeniyetimizin köklerinde bir tasavvuf geleneği var. Hacı Bektaşlar lazım bize, nerede bunlar? Aynı milletiz, pınarlarımızı kim kuruttuysa bu pınarları açacağız. Bizim derdimiz tarikat şu bu filan değil. Derdimiz şu: Bu tasavvuf halen buralarda olmasına rağmen niçin Yunus çıkmadı hâlâ? Niçin bizim Yunusumuz vardı diye 400-500 yıllık güzellemeler yapıyoruz.

"TAYYİP BEY'E ÇOK KIRGINIM"

Muhsin Başkan'ın soruşturması konusunda Tayyip Bey'e çok kırgınım. Hamiyetle arkasında durmadılar. Sessiz kaldılar. Belki de göz yumdular. Helikopterin kara kutusunu sökerken görüntüleri çıkan Dursun Özmen adında bir adam vardı. Bu adam Tayyip Erdoğan'a suikast için giden timin de içindeydi. Bu adama sadece hırsızlıktan dava açıldı. Böyle bir şerefsizliğin Türk siyasi hayatında olmasına nasıl müsaade etti Tayyip Bey. 'Hatıra olsun' diye söktüm dedi bu adam. Sen bu adamı nasıl kevgire çevirmezsin, nasıl bırakırsın? Bu adam 'Ben devletten korkmuyorum' diyordu. Tayyip Bey'e kızmayalım da kime kızalım biz.”

Independent Türkçe