Kılıçdaroğlu: 'İstanbul'u alacağız, Ankara'yı, Bursa'yı, Mersin'i alacağız'

Kılıçdaroğlu: 'İstanbul'u alacağız, Ankara'yı, Bursa'yı, Mersin'i alacağız'
Güncelleme:

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal D'de canlı yayınlanan 'Seçim Özel' programında Buket Aydın'ın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu yerel seçimler için 'İstanbul'u alacağız, Ankara'yı, Bursa'yı, Mersin'i alacağız' dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "AKP'ye, MHP'ye oy veren değerli kardeşlerime de sesleniyorum. Çağdaş bir belediyecilik görmek istiyorsanız, kırsalda yaşayan ve kentte yaşayan vatandaşlar arasında uçurum olmasın istiyorsanız CHP'ye oy vermelisiniz. Tekirdağ'da Hatay'da Aydın'da ne yapıyorsak diğer kentlerde de bunu yapacağız. Yemyeşil bir kent olsun, beton olmasın" diye konuştu.

CHP lideri, "Ankara ve İzmir'de hiç proje gelmiyor mu?" sorusuna, "İstanbul büyükşehir Belediye Başkan adayımız projelerini açıkladı. Ama onlar duymak istemiyorlar projelerimizi. Neler olduklarını da görmek istemiyorlar. Bize ait bütün projeleri yeni kazanacağımız büyükşehir belediyelerinde de hayata geçirmek istiyoruz. Süt kooperatiferi ile anlaşma yapıyoruz. Bütün mahallelere kreş yapacağız. İstanbul'da Sancaktepe'de bir tane kreş yok. Biz alacağız, göreceksiniz bütün mahallelere kreş yapılacak" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Seçmeni ürküterek, korkutarak oy almaya çalışıyorlar. Projelerimizi yarıştırabiliriz. Sayın Özhaseki projeleri yok diyor. Sayın Mansur Yavaş çıkacak ama Özhaseki diyor ki, izin aldıktan sonra çıkacağım diyor. Seni cumhurbaşkanı mı seçiyor, Ankara halkı mı seçiyor.

İYİ Partiyle işbirliği yaptık. Belli yerlerde belediye başkan adaylığı için özel görüşmeler yapıldı. O yüzden adayları açıklamada gecikmeler olmuş olabilir. Parti içinde hiçbir sıkıntı yok. Arkadaşlarımız çalışıyor.

"17 YIL ÖNCE BEKA SORUNU YOKTU, ŞİMDİ NİYE VAR?"

Türkiye Cumhuriyeti devleti için beka sorunu var diyemezler. Terör örgütü var diye beka sorunu mu var? Rusya'nın, Kanada'nın, İngiltere'nin de beka sorunu var. Her ülke yarışır, beka sorunu yaratmak istemezler. Üretimde kim daha güçlüyse o bu sorunu aşar.

Biz beka sorununu terör örgütüne bağlıyoruz. Milletin gözünü korkutmak için. Bir terör örgütüne Türkiye gidecek de teslim olacak da.. Bunları geçiniz. Eğer bir beka sorunu varsa, şu soruyu sormak lazım. 17 yıl önce bir beka sorunu yoktu. Şimdi niye var? Siz canlı hayvanı, nohutu dışardan getirirseniz ekonomik anlamda beka sorununuz var demektir.

Kendi tank palet fabrikasını, askeri fabrikasını başka bir ülkeye satan başka bir ülke gösterin. Kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya satan bir ülke örnek gösterin. Sonra beka sorunu var diyorlar. Bana hesap soruyorlar. Sanki ben yönetiyorum. Bunlar beceriksiz insanlar.

Muhalefet ne dedi, emekliye 2 maaş dedi. Rahatsız oldu. Muhalefe, "tank palet fabrikasını niye satıyorsun Katarlılara" dedi. Niçin sattın? Bedava bir uçak için. Bunları söyledim. Bundan rahatsız oldu.

"BAY KEMAL OLMAK KOLAY DEĞİL, SARAYDA OTURMAK KOLAYDIR"

Çiftçi perişan vaziyette. Bunları söyleyince Bay Kemal konuşuyor diyor. Elbette konuşuyorum. Biz halkın çıkarlarını savunuyoruz. Bay Kemal, bu ülkede ilk kez sokak ekonomisi diye çalıştay yaptı. Bay Kemal bu ülkede asgari ücret 2200 TL olsun dedi. Bay Kemal olmak kolay değil ama sarayda oturmak kolaydır. Sarayda oturanın halkla ilişkisi yoktur. 3 bin kişilik koruma ordusuyla geziyorsun. Hani sen halk adamıydın. Badem sütüyle beslenecek beyefendi. Kibir abideleri Türkiye'nin kaderini çizmeye çalışıyor. Yanında bir de yandaşı var. İstediğinizi söyleyin, ben bu ülkede herkesin hakkını savunacağım."

"EMEKLİYE 2 MAAŞ HAKKINI SAVUNMAK SAĞCILIK MI?"

Kılıçdaroğlu, "CHP sağa mı yöneliyor?" sorusuna ise, "Taşeronların hakkını savunmak sağcılık mı, solculuk mu? Emekliye 2 maaş hakkını sauvnmak sağcılık mı, solculuk mu? Aç yatan binlerce çocuğumuz var. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Biz halktan yana bir politika yürütüyoruz.

21. yüzyıl sorunları 18., 19. yüzyılın kavramlarıyla çözülemez. Bilimde teknolojide olağanüstü teknolojiler oldu. Halkın, yoksulun yanında olmak, gelir dağılımını eşitlemek bizim görevimiz. Bütün siyasal partiler bunu görev olarak almaya başladılar. Olay sağ sol kavramı değil; demokrasiden yana olanlar ve demokrasiye karşı olanlar savaşıyorlar.

Cumhurbaşkanı, ülkenin yarısını oluşturan vatandaşlara terörist diyebilir mi? Halk bir ders verecek. Geri adımı o atacak. Herkes perişan. Ben onların hakkını savunacağım. Bana oy verseler de vermeseler de savunacağım." dedi.

SARIGÜL'E EYÜP'Ü TEKLİF ETTİK, 'İSTEMİYORUM' DEDİ

DSP’yi hiç eleştirmeyeceğim. Bir siyasal parti. Tercihlerine saygı duyarım. Ben tüm ülkücüleri seviyorum. Kendi ülkenizin çıkarlarını savunuyorsunuz, örgütlü bir toplumu, hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesini savunuyorsunuz. Bu bağlamda ben de ülkücüyüm.

DSP’ye giden arkadaşlarım var etik bulmuyorum. Kendi tercihleridir. Sarıgül’e Eyüp Belediye Başkan adaylığını verelim dedik. ‘İstemiyorum’ dedi. Kendi takdiridir. Herkes şunu çok iyi bilmeli bir kişi başarılı ise… İmamoğlu Beylikdüzü Belediye başkanımızdı… Yoksa ben aynı belediyeye aday olayım… Bir şey çıkmaz.

İstanbul'u alacağız, Ankara'yı, Bursa'yı, Mersin'i alacağız.

"VATANDAŞ CHP KURULTAY YAPACAK MI?" DİYE DÜŞÜNMÜYOR

Kılıçdaroğlu, "Eğer kazanamazsanız olağanüstü kurultay olacak mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Kazanacağız. İstanbul'u alacağız, Ankara'yı, Bursa'yı, Mersin'i alacağız. Kurultay olursa, aday olur musunuz, olmaz mısınız? O zaman göreceğiz. Bu kadar sorun varken, hangi vatandaş CHP kurultay yapacak mı yapmayacak mı diye düşünür. Vatandaşların böyle bir derdi yok. CHP kurultay yapsa ne olur yapmasa ne olur. Yeri zamanı gelir, yaparız kurultay. Biri genel başkan olur. Normal bunlar.

"AKP'DE BİR KİŞİ KONUŞUYOR, BIRAK BELEDİYE BAŞKANLARI KONUŞSUN"

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"AKP'de bir kişi konuşuyor. Ya arkadaş sen belediye başkanı mı olacaksın. Bırak belediye başkanları konuşsun. Ankara'ya Kayseri'den adam ithal ettiler.

Beylikdüzü'ne gitsin de yeşil alan neymiş görsün. Beyefendi önce sarayın dışına çıkacak, yoksul mahalleleri görecek. Önceden ayarlıyorlar, sanki halkın içindeymiş gibi. 3 bin kişilik koruma ordusuyla gezen kişi bu ülkeye bir fayda getiremez."

KILIÇDAROĞLU'NDAN KADINLARA ÇAĞRI

Kılıçdaroğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajı olarak, "Bütün kadınların mutlu olmasını isterim. Mutluluk kadınların hakkıdır. Ekonomik krizin bütün yükünü taşıyorlar. Bir babanın çocuğuna veremez noktada olması, bir annenin akşam evinde çocuğuna yemek veremez noktada olması acı bir tablodur. Yüz binlerce ev var böyle. Yoksulluğun bitmesi lazım. 17 yıldır Türkiye'yi yönetenler ülkeyi bu noktaya getirdiler.

Kadın haklarında geriye doğru bir gidiş var. Kadına şiddet çok fazla. Ekonomik krizin yükünü çeken kadınlar şiddetin de yükünü çekiyorlar.

Sandığa gidecek bütün kadın arkadşalarıma sesleniyorum. Çocuğunuzu düşünüyorsanız, CHP'li belediyeleri düşünün diyorum onlara" diye konuştu.