Meclis'te 17 ve 25 Aralık tartışması

Meclis'te 17 ve 25 Aralık tartışması

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının yeni baştan ele alınmasını isteyince ortalık karıştı.

Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın başkanlığında saat 15.00’te toplanan Genel Kurul'da 17 ve 25 Aralık tartışması yaşandı.

Saat 15.00’te toplanan Genel Kurul’da, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının sil baştan TBMM’de ele alınmasını istedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Kâbe’den örtü getirseniz 17-25 Aralık’ın üstünü örtemezsiniz.” dedi. İki sene geçmesine karşın hâlâ konuşulduğunu belirten Altay, “Yemin ediyorum, vallahi de billahi de bu işi, bu hesabı sormazsak, bu rüşvetin, bu yolsuzluğun hesabını sormazsak yirmi sene daha biz bu işi konuşuruz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nun 11. birleşimi açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın yönetiyor. TBMM Genel Kurulu’nda yaşanan 17/25 Aralık tartışması sırasında Aydın’ın tutumu sebebiyle usül tartışması yapıldı.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Anayasa ve İçtüzük gereğince milletvekiline verilen denetim hakkının yok edildiğini söyledi. “Fiilî durumda zaten bu fezlekelerin başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi.” diyen Vural, şöyle devam etti: “Fezlekeler gitti, geldi; 35 klasör 10 klasöre indi, okundu, okunmadı; o kadar çok badireler atlattık ki karşımıza gelen fezlekenin ne olduğunu bile bilmiyoruz. Bununla ilgili gerçekten fiilî olarak Meclis iradesinin teşekkülünü engelleyen fiilî bir uygulama vardır. Meclis Başkanlığına gelen fezleke ve eklerini milletvekillerinin incelemesine açması Meclis Başkanlığının görevidir. Bu, görevi ihmalin ötesinde, görevi kötüye kullanmaya kadar götürebilir. Fiilen benim bu konuda bilgi edinme hakkımı, denetim yollarıyla bilgi edinme hakkımı engelleyemezsiniz. Başkanın bu uygulaması, bundan önce 17-25 Aralık ve fezlekelerle ilgili uygulamanın milletvekillerinin denetim hakkını gasp ettiğini, bilgi edinme hakkını ortadan kaldırdığını ve bu yönüyle fiilî olarak 17-25 Aralık soruşturmasına bir karartma uygulandığının da tescilidir.”

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise “Bu 17-25 Aralık dosyalarıyla ilgili AKP Grubu’nun müthiş bir korkusu var. Yani, ne zaman bu konuyla ilgili bir söz açılsa, Meclis bu konuyla ilgili bir çalışma yürütmeye kalksa, AKP Grubu’nda büyük bir panikle hemen bu olayın üzerini örtme ve gündemi farklı yere çekme anlayışı oluyor. Geçmişe dair burada, Meclis’te usulsüz bir işlem yapılmış. Bir savcı Meclis’e fezlekeyle ilgili dosyaları gönderdiği zaman milletvekillerinin tamamının o dosyaları inceleme ve ona göre kendi denetim yetkilerini kullanma hakkı var.” şeklinde konuştu.

AK PARTİLİ BOSTANCI’DAN HUKUKA ‘KABALA METİNLERİ’ BENZETMESİ

AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da “Hukuk esnektir. Burada hukuk okumuş birçok arkadaş var. Biz de Mülkiye’de okuduk hukuku. Okumaya da gerek yok, Türkiye’de zaten herkes hukukla dolmuş vaziyette -Anayasa tartışmaları, yasa tartışmaları- hukuk bilgisi olmayan hiç kimse yok. Maşallah, herkes her konudan anlıyor. Fakat, hukuk metinleri bu kadar da Kabala metinleri gibi okuyanın kendi keyfine göre yorumlayacağı metinler de değil, ucu belli, sonu belli, başı belli. Burada yapmış olduğunuz uygulama da tamamen İçtüzük’ün ruhuna da, lafzına uygun bir uygulamadır. Tabii, metinleri bu kadar esnetir, bu kadar genişletir, biraz da keyfî bir şekilde konuşmaya kalkarsak emin olun, bu yüce Meclis’in, hepimizin meşruiyetini borçlu olduğumuz ve kendi görüşlerimizi anlatmaya kalktığımızda da hep kendisine atıf yaptığımız Yüce Meclis’in çalışmasına da mâni oluruz diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

“AKP, CEMİL ÇİÇEK ELİYLE MECLİS’E YASAMA DARBESİ YAPMIŞTIR”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlarının usul ya da esasta uyacakları ellerinde bir şu kitap var, Anayasa ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü. İşte efendim, Anayasa’nın 138′i şöyleydi, böyleydi. Çok açık söylemek gerekirse keşke kendisi de burada olsa cevap verse. Sayın Cemil Çiçek yasama yetkimize 24′üncü Dönemde fiilî darbe yapmıştır, bunun adı tam olarak budur. İçinizde Parlamento’ya yeni gelen milletvekili arkadaşlarımız var, bu arkadaşlarımızın da önümüzdeki yıllarda, dönemlerde böyle darbelerle karşı karşıya kalmamaları için Meclis bu tartışmaya muhtaç. Şimdi, Sayın Cemil Çiçek de Sayın İsmail Kahraman da aynı partinin oylarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçilmişler. Şu anki yapılan uygulama olması gereken, o zaman da bunun böyle olması gerektiğini söyledik. Sayın Vural söyledi: Dosyalar gitti geldi, şöyleydi, böyleydi. Bin dereden su geçirildi ve o zaman dedim ki bu kürsüden -dün gibi hatırlıyorum- Kâbe’den örtü getirseniz 17-25 Aralık’ın üstünü örtemezsiniz. Bak iki sene geçti hâlâ konuşuyoruz. Yemin ediyorum, vallahi de billahi de bu işi, bu hesabı sormazsak, bu rüşvetin, bu yolsuzluğun hesabını sormazsak yirmi sene daha biz bu işi konuşuruz. Yazıktır, günahtır, orta yerde rüşvet, nüfuz suistimali var, görevi kötüye kullanma var, her şey var. Biz buraya bu milletin kör kuruşunu korumak için gelmedik mi, burada hepimiz yemin etmedik mi? Milletin huzuru, refahı, mutluluğu için Anayasa’ya sadık kalarak hukukun üstünlüğü çerçevesinde çalışacağız namusumuz ve şerefimiz üzerine diye yemin etmedik mi? Ettik. 4 bakanın 3′ünü mü verelim, 1′ini mi verelim tartışmaları oldu. Ben onu bunu bilmem, AKP burada Sayın Cemil Çiçek eliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir yasama darbesi yapmıştır. Cemil Çiçek de hukuk fakültesi mezunu, Kahraman da hukuk fakültesi mezunu. Ya hukuk fakültelerini kapatalım ya da bu fakülteyi bitiren arkadaşlar hukukun üstünlüğünün dışında bir üstünlük tanımasınlar. Ayıp etmişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini, yasama yetkisini gasp etmek kimsenin hakkı ve haddi değildir.” şeklinde konuştu.