MHP'li Vural'dan tepki: Çöpe atalım

MHP'li Vural'dan tepki: Çöpe atalım

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AB'nin İlerleme Raporu ile ilgili ''Ne iadesi çöpe atılması gereken bir rapor'' dedi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AB İlerleme Raporu'nda yer alan "Kıbrıs'la ilgili ifadeleri, Ermeni iddialarını, PKK terör örgütünün muhatap alınmasına" ilişkin değerlendirmeler üzerine, "Ne iadesi, çöpe atılması gereken bir raporla karşı karşıyayız" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın toplantısı düzenledi.

Avrupa Birliği İlerleme Raporu ve Amerika Birleşik Devletleri'nin İnsan Hak ve Özgürlükleri Türkiye raporlarının yayınlandığını belirten Vural, "Bu ilerleme raporlarında ve diğerlerinde hem yargı bağımsızlığı, hem düşünce, ifade özgürlüğü kapsamında aslında bizim yaşadıklarımızın bir kısmı o raporlarda yer aldı." dedi.

Bu raporlarda yer aldığı için değil yaşandığı için önemli olduğunu kaydeden Vural, "Bunlar bizim düzeltmemiz gereken konulardır. Demokrasimizin kalitesini, yargının bağımsız ve tarafsız olmasını medyanın özgür olmasını elbette hep beraber birlikte burada savunacağız. Bu mesele aslında Avrupa Birliği'nin de ABD'nin de meselesi değildir. bu bizim milletimizin meselesidir. Bu meseleleri dile getirirken utanmadan sıkılmadan Avrupa Birliği ilerleme raporunda bizim açıkçası Ermeni soykırımını bize yakıştırmak istenen, bunun tanınmasını isteyen karar ve raporlar yayınlanıyor. Bunların asıl amacının bu vesile ile Türkiye'yi sıkıştırıp bu konuda siyasi sonuçlar elde etmek olduğunu maalesef müşahede ediyoruz." diye konuştu.

Ermeni meselesi ile ilgili kasıtlı, itham eden bir rapor hazırlandığını anlatan Vural, şöyle konuştu: "Bunu kabul etmek mümkün değildir. Üstelik bu raporda diyor ki, terörle mücadele kanununda terörün tanımı değişmeli, daraltılmalıdır demek suretiyle Türkiye'nin terörle mücadelesini, hukuki mücadelesini zayıflatmak istiyor. Her gün 5-6 şehidimiz var, bu beylerin derdi terörle mücadele tanımını değiştirin. Zaten bu tanımın daraltılması hatta ortadan kaldırılmasını isteyen bir anlayışla ve PKK terör örgütüdür diyorlar ama müzakeresi başlamalı. Neyin müzakeresi olacakmış terör örgütü ile. Terör örgütü Kürt kökenli kardeşlerimizin temsilcisi değil ki. Terör örgütü devletin muhatabı değil. Avrupa Birliği olarak sen bir terör örgütünün muhatap alınmasını nasıl isteyebilirsin. Hadi yazsanıza sizde raporunuza DAEŞ'le müzakere edilmelidir demeyi yazsanıza bu ne zihniyettir. Terör örgütünün siyasi amaçlarını gerçekleştirmek isteyenler bugün terör örgütü ile müzakere oturtulsun demesi bu ilerleme raporunun aslında hangi amaç için hazırlandığını ortaya koyuyor. Ateşkes sağlanmalı, ne ateşkesi ya, karşımızda devlet mi var? Bu ne zihniyettir. Egemen bir devletin egemenlik haklarına karşı çıkan ne ateşkesinden bahsediyorsunuz siz?"

Raporda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne talimat verildiğini, bu sorunun çözülmesi için özel bir komisyon kurulması istendiğini vurgulayan Vural, şöyle devam etti: "Yapma ya senden mi talimat alacağız? Sen kendini ne zannediyorsun? Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üstünde mi zannediyorsun? Kalkıp orada da bu özerklik şartına koyduğumuz çekinceler de ortadan kalksın diyor. Amacınızın ne olduğu gayet açık ve net. Kıbrıs konusunda kalkıp diyor ki, işgal ettiği topraklarda Türk vatandaşlarının yerleşmesini engellesin diye söylüyor ve Türkiye Cumhuriyeti devletini Londra Zürih anlaşmalarına dayalı olarak kullandığı uluslararası hakkı, Kıbrıs'ı işgal eden işgalci duruma düşüren bir rapor hazırlıyorsunuz, bir karar alıyorsunuz. Önce siz kendi aynanıza bakın. Bu anlaşmaların hilafına siz Kıbrıs'ı nasıl oldu da Kıbrıs Rum Kesimi'ni Avrupa Birliği'ne aldınız. Hani hukuk, hani uluslararası hukuk? Bu raporda yer alan Kıbrıs, Ermeni Soykırımı, PKK terör örgütünün muhatap alınmasına ilişkin hususları gördüğümüzde aslında ne iadesi ya çöpe atılması gereken bir raporla karşı karşıyayız. Aziz milletimizin egemenliğini bölünmez bütünlüğünü terör örgütü ile pazarlık yapılması isteyen hiçbir girişimin siyasi ve hukuki meşrutiyeti yoktur. Ermeni Soykırımı iddialarının tanınmasına yönelik bir kararı bize kabul ettirebilecek hiç bir babayiğit de yoktur. Avrupa Birliği bilmelidir ki, Türkiye insanlık suçu olan soykırım konusunda sicili en temiz ülkedir. Kirli tarihinizle Türkiye'yi karıştırmayın, bu konudaki bozuk sicilinizi temizleyin."