Onlar şimdi ne yapıyor ?

Onlar şimdi ne yapıyor ?

Türkiye'nin postmodern darbesinin kahramanları şimdi ne yapıyorlar..

Planlayıcıları tarafından ‘Bin yıl sürecek’ denilen Türkiye’nin dördüncü ancak ilk ‘postmodern’ darbesinin üzerinden tam 13 yıl geçti. 28 Şubat’ın ardından büyük bir ekonomik krizin ezdiği Türkiye, darbenin kötü izlerini üzerinden yeni yeni silmeye başladı. Star'ın haberine göre; Aradan geçen 13 yılın ardından darbenin planlayıcıları ve aktörleri şimdi tek tek ya yargı önünde hesap veriyor ya da çeşitli suçlardan cezaevinde gün sayıyor.

MAĞDURLAR KONUŞUYOR, AKTÖRLER SESSİZ
Darbenin mağdurları ve tanıkları 28 Şubat’ın bir daha yaşanmaması için neler yapılmasını anlatırken, aktörleri ise büyük bir sessizlik içinde. 28 Şubat 1997 MGK kararlarının planlayıcısı ve uygulayıcısı olarak belirtilen emekli Orgeneral Çevik Bir ve şimdilerde uyuşturucu ticareti yapmaktan cezaevinde gün sayan sahte şeyh Ali Kalkancı sorularımız karşısında sessizliği tercih etti. Düşürülen Refah-Yol hükümetinin Adalet Bakanı Şevet Kazan, Aczimendiler, Fadime Şahin ile Müslüm Gündüz tiyatrosuyla hükümetin düşürüldüğünü söyledi. Kazan, “İrtica tamamen sanal bir oluşumdu. Şimdi Türkiye’de bir değişim var, yarım kalırsa her zaman yeni 28 Şubat tehlikesi var” dedi.

CUNTA İRTİCAYI FIRSAT BİLDİ
Dönemin Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek’e göre darbenin sebebi Müslüman ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğini öngören D-8’ler girişimi ve ekonomik sistem:

O dönem büyük bir kampanya yapıldığını hatırlatan Zeybek, 28 şubat ile Türkiye’de din düşmanı bir söylemin hakim kılındığını belirtti.

DEVLET MANİPÜLASYONUYDU
Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr Mazhar Bağlı’ya göre de Türkiye’de artık demokrasi dışı güçler siyasal yapıyı değiştirmeye kalkışamayacaklar.

28 Şubat‘ın ardından toplumun büyük değişim içinde olduğunu söyleyen gazeteci Etyen Mahçupyan ise “28 Şubat, deşifre olmamış devlet manipülasyonuydu. Şimdiki ortam farklı. Ergenekon üzerinden bir şeffaflaşma yaşanıyor. Devletteki manipülatif güçler deşifre ediliyor” dedi.

28 ŞUBAT AKTÖRLERİ TUTUKLU
Çevik Bir: Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı, ‘Batı Çalışma Grubu’nun planlayıcısı ve ‘demokrasiye yapılan balans ayarı’nın kahramanı. Postmodern darbe sonrası, cumhurbaşkanlığına çıkmak istedi ancak başarılı olamadı. Ergenekon soruşturması kapsamında savcılara ifade verdi.

Fadime Şahin: Dönemin Aczmendi tarikatı lideri Gündüz’ün mağdur ettiği ‘genç kız’ daha sonra başını açtı. Şahin’in son olarak, “Tanık Koruma Programı” kapsamında estetik ameliyat olduğu, A.Y ismiyle yeni bir kimlik numarası

Ali Kalkancı: Dönemin ‘Sahte şeyhi’. Siyasete zemin hazırlayan irtica tehdinin ‘tarikat liderleri’nden. Kalkancı geçtiğimiz yıl İstanbul polisinin ortaya çıkardığı büyük bir uyuturucu fabrikasının sahibi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Şu anda cezaevinde. Kalkancı’nın ismi Ergenekon sanıklarından Zekeriya Öztürk’ün iş ortağı olarak da geçiyordu. Öztürk’ün, iddianameye de giren bir telefon konuşmasında Kalkancı için “bizim hoca” ifadesini kullandığı ortaya çıkmıştı. aldığı iddia edildi.

Mesut Yılmaz: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve tek “Sanık Başbakanı” oldu, Yüce Divan’da yargılandı. Yılmaz şimdi, DP Rize Milletvekili.

Süleyman Demirel: ‘Başkomutan’ olarak darbeyi önlediğini söyledi, döneminde Refah-yol hükümeti düştü. İkinci kez köşke çıkma formülü “5+5? kabul görmedi. Şimdi, Güniz Sokak’taki evinde dinleniyor.

Müslüm Gündüz:
Aczmendi tarikatının lideri olarak, irticacı örgüt kurarak cumhuriyeti yıkmak iddiasıyla 15 arkadaşıyla birlikte yargılandı, 5 yıl hapis cezası aldı ve 2000’de şartlı tahliye edildi. Geçen ay Türkiye aleyhine ‘Adil yargılama yapılmadı’ iddiasıyla açtığı üçüncü davayı da kazandı.

Kemal Gürüz: YÖK Başkanı olarak, MGK kararlarının üniversitelerde uygulanmasını sağladı. Başörtüsü yasağının mimarı Gürüz de Ergenekon soruşturması sanığı.

Vural Savaş: Dönemin başsavcısı. İki partinin kapatılması ve postmodern darbenin hukuki altyapısını hazırlayan isimdi. Savaş, şimdi marjinal bir haftalık dergide yazılar yazıyor.

28 ŞUBAT BİTTİ GERİYE DÖNÜLMEZ

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, partisinin düzenlediği “Türkiye Buluşmaları”nda ‘demokratik açılım’ı anlattı. Bir gazetecinin 28 Şubat’ın Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun, “28 Şubat bin yıl sürecek” sözlerini hatırlatması üzerine, “İyi ki bitti. Bitti artık geriye dönemez Türkiye” diye cevap verdi. Türkiye’nin önündeki en büyük engelin 1982 Anayasa’sı olduğunu da ifade eden Çiçek “İdare edemiyoruz. Elbise vücuda dar geliyor. 82 Anayasası her türlü sorunun kaynağı haline gelmiş. Bu anayasanın son kullanım tarihi geçmiştir” dedi.

Bu arada Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise Suriye ziyareti öncesi yaptığı açıklamada 28 Şubat sürecinin bin yıl süreceğinin söylendiğini ancak 10 yıl dahi sürmediğini söyledi.