"Bu vatanı parçalatıp, böldürmeyeceğiz..."

"Bu vatanı parçalatıp, böldürmeyeceğiz..."

HDP Eş Başkanı Yüksekdağ, beklenmedik açıklamalarda bulundu.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamaları eleştirerek, "Biz milletvekili dokunulmazlığını senden mi aldık? Sen mi verdin? Bize bu dokunulmazlığı haklarımızın mücadelesi verdi. Sen oylarla seçildiysen bizlerde o halkın oylarıyla seçildik. Dertleri HDP. İntikam almak. Ama bunu başaramayacaklar. HDP grubuna milletvekillerine her baktıklarında ödleri patlıyor. Biz onların yüzüne tutulmuş bir aynayız. Bütün saldırılara rağmen biz Meclis'te, sokakta sizin baktığınız her yerde varız. AKP saray kolonileri kurarak kendi vatandaşlarınızı yaratmaya çalışıyorsunuz. Biz sarayın vatandaşı olmadık olmayacağız. Ortak vatanın vatandaşlarıyız. Size karşı mücadele edeceğiz bu vatanı da size yem etmeyeceğiz, parçalatıp böldürmeyeceğiz" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, sokağa çıkma yasağını yaşandığı il ve ilçelerde halka dönük bir kıyım operasyonu yürütüldüğünü savunarak yaşam alanlarına el koyulduğunu söyledi. Sokağa çıkma yasağı ve operasyonlarla sorunun çözülemeyeceğini kaydeden Yüksekdağ Silopi'de tekrar ilan edilen sokağa çıkma yasağını değerlendirdi. Nusaybin'de yönetimin validen alınıp askere devrildiğini belirten Yüksekdağ, bunun bir darbe olduğunu darbe hukukuyla Türkiye'nin yarısının yönetildiğini ileri sürdü.

"SUR İÇİN KURDUĞUNUZ HAYAL SİZİN KABUSUNUZA DÖNÜŞECEK"

Sur'un kamulaştırılmasını eleştiren Figen Yüksekdağ şöyle konuştu: "Biat etmeyeni teslim olmayanı yaşadığı kentle birlikte yakıp yıkma siyasetidir bu. O ilçelerde, illerde yaşayan halkın halkın tek suçu bu AKP, saray rejimine biat etmemek, Kürt kimliğini ödünsüz bir biçimde savunmak ve taşımaktı. Bu suçun bedelini ödetiyorlar aylardır bu halka. El koyma kararları kamuya hiçbir biçimde hizmet etmiyor. Hizmet ettiği tek şey saray ve AKP iktidarının kararlarıdır. Kamulaştırma değil askerileşme uygulanıyor. AKP'nin sermayederleri Sur için kuyruğa girmiş durumda. Yakıp yıktıkları kentlerde rant devşirmek ölümlerden yıkımdan çıkar devşirmek derdindeler. Tarihte kimler bu halkı kendi yurduna sürgün etmek için uğraştı, kaç diktatör kaç sultan, kral padişah? Ama Kürt halkı o halkın kültürü 100 yıllar boyunca dimdik ayakta ve öyle durmaya devam edecek. Onların derdi sadece Sur' un rantı değil Sur' un ruhu. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı yatıp kalkıp kentleri yıkmanın hayalini kuruyor. Onun kurduğu her hayal halkların kabusuna dönüştü. Şuna emin olsunlar; Sur için kurduğunuz hayal çok yakın gelecekte sizin kabusunuza dönüşecek. Sur'u, Cizre'yi Nusaybin'i AKP saray rejimine direnen bütün kentleri de bu karanlık hayallerle teslim almayı başaramayacaksınız."

"SUR İÇİN ÇIKARDIKLARI YASA ANKARA'DA KARADENİZ'DE YAŞAMA KONULACAK"

Meclis'e getirilen torba yasa ile acil kamulaştırma kararının mahkemeye götürme ve itiraz etme hakkının gasp edileceğini savunan Yüksekdağ şöyle devam etti: "Yasa ile sadece Sur' u değil akıllarına esen her yeri istedikleri gibi gasp edecekler, el koyacaklar. Ve vatandaşın yargıya gitme hakkını ellerinden alacaklar. Bugün Sur için çıkardıkları yasa Ankara'nın herhangi bir mahallesi, Karadeniz'in herhangi bir yaylası için yaşama konulacak. Bütün ülkeye el koymak için yasa çıkarıyorlar. Kimsenin tutacak bir dalı güvenecek bir eli olmasın diyorlar. Bunun için torba torba yasalarla karşımıza çıkıp gasp ettikleri yasaları o çuvallara doldurup karanlığa gömmeye çalışıyorlar."

"NİYETİ KAMP ADI ALTINDA PARAMİLİTER GÜÇLERİN YERLEŞMESİNİN ÖNÜNÜ AÇMAK"

Kahramanmaraş'ta Alevi köylerine mülteci kampı kurulmasına değinen Figen Yüksekdağ şu ifadeleri kullandı: "Halka danışmadan orada bir kamp inşasına başladılar. Maraş katliamını yaşamış Maraş halkı El Nusra'cıların, çetecilerin yaşam alanı bulacağı o kampın yapılmasını istemiyor. Bölgenin nüfus yapısıyla oynanmasını istemiyor. Çünkü niyeti o bölgenin kültürüyle oynamak. Kamp adı altında oraya paramiliter güçlerin yerleşmesinin önünü açmak. Hangi itirazlarını dikkate aldılar ki Alevi halkının bunu Maraş'ta dikkate alsınlar. Biz bu işgal projesine karşı halkın kültürüyle nüfusuyla oynama politikasına karşı her yerde bir biçimde mücadele etmeliyiz."

"BİZİ VATANDAŞLIKTAN ÇIKARMAKLA TEHDİT EDİYORLAR, SİZ İNSANLIKTAN ÇIKMIŞSINIZ"

Figen Yüksekdağ, sarayın vatandaşı olmayacaklarını belirterek şöyle konuştu: "Bizleri vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit ediyorlar. Allah bizi insanlıktan çıkmaktan korusun. Siz insanlıktan çıkmışsınız bizleri vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit etseniz bile bunun bizim gözümüzde 5 paralık değeri yoktur bunu çok iyi bilin. Planlarınızı farkındayız. Bizleri size biat etmeyenleri vatandaşlıktan çıkararak kendi vatandaşlarını yaratmak istiyorsunuz. AKP, saray kolonileri kurarak kendi vatandaşlarınızı yaratmaya çalışıyorsunuz. Bütün toplumun ruhuyla kimliğiyle oynama saldırısıdır bu. Toplumun sinirleriyle oynama saldıdırısıdır bu. Bizim sinilerimiz sağlam, şuna emin olun: Sizin bu oluşturmaya çalıştığınız saray vatandaşlığı algısını ters düz edeceğiz. Biz sarayın vatandaşı olmadık, olmayacağız. Ortak vatanın vatandaşlarıyız. Size karşı mücadele edeceğiz. Bu vatanı da size yem etmeyeceğiz, parçalatıp böldürmeyeceğiz. Bunu çok iyi bilin."

"ŞİRRETLİK YAPARAK SUÇU İKİNCİ KEZ ÖRTTÜLER"

Yüksekdağ, Karaman'daki olayın kavga ve gürültü içinde unutturulmaya çalışıldığını bildirerek şunları kaydetti: "Siyasi polemikleri gerekçe göstererek yeniden tecavüzcüleri koruma anlayışlarını karşımıza çıkardılar. Kavga gürültü içinde olayın özünü unutturmaya çalışıyorlar. İktidarın ve saraydaki zatın kullandığı dili izliyorsunuz. Siyasi seviye yerlerde sürünüyor. İnsani konuyu çözmek için tartışmaları gerekirken ahlaki seviyesizlikte yerin dibine batıyorlar neredeyse. Suçun üstünü örtenler hesap vermesi gerekirken kavga çıkardılar, şirretlik yaparak suçu ikinci defa örttüler. Ne oldu o zar zor kurulan araştırma komisyonu? Çalıştırdınız mı çalışmaya başladı mı? Derhal Meclis bünyesinde kurulan Çocuk İstismarlarını Araştırma Komisyonu çalışmaya başlamalıdır. Bütün siyasi partiler çocuklara kadınlara karşı sorumludur."

"GAZA, SUYA İNAT TRİBÜN FAŞİZME TESLİM OLMAYACAK"

Beşiktaş stadının açılmasına taraftarın olmamasını eleştiren Figen Yüksekdağ şunları dedi: "Beşiktaş stadının açılışı yapıldı, AKP ve saray zevatı o açılışta buluştu. Stat taraftarları olmadan açıldı, AKP, saray devlet protokolüne dönüştürüldü. Seyircisiz bir maç yapıldı. Kendi aralarında top çevirdiler top sektirdiler. Herhangi bir yerde onları izleyenler kendi taraftarları değilse hiçbirisine tahammül edemiyorlar. 3 büyük 4 büyüklerin değil saray taraftarı olmak zorundasınız. Saray taraftarı olmayan stada giremiyor. Bir gün sonra taraftalar kendi statlarına girmeyi başarabildiler. Gaza ve tazyikli suya rağmen. O statlarda halka aittir. Onlar boş statlarda eğlenebilirler bizler onların bu aymazlığı karşısında her yerde demokrasiden yana taraf olarak tutumuzu ortaya koyacağız. Stadın gerçek açılışında Gezi ruhu ve faşizme karşı tutum alan Beşiktaş taraflarını selamlıyorum. Gaza suya inat tribün faşizme teslim olmayacak."

"MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞINI SENDEN Mİ ALDIK?"

Figen Yüksekdağ dokunulmazlık konusunda Başbakan ve Cumhurbaşkanının tehditler savurduğunu bu tehditlere boyun eğmeyeceklerini aktardı. Yüksekdağ konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Cumhurbaşkanı her gün açıklama yapıyor anayasayı çiğniyor. Milletvekili dokunulmazlığını senden mi aldık? Sen mi verdin? Bize bu dokunulmazlığı haklarımızın mücadelesi verdi. Sen oylarla seçildiyse bizlerde o halkın oylarıyla seçildik. Bu yasama dokunulmazlığını konuşma özgürlüğünü her zeminde biz senin lütfunla almadık. Bizler bu vekaleti kimden aldıysak öyle savunacağız buna emin olun. Dertleri HDP, intikam almak. Ama bunu başaramayacaklar. Onlara verilecek hiçbir yaşam alanımız, tavizimiz, hakkımız yok. 'Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz' diyor ya. Bizim baş verdiğimiz doğrudur ama tarihte biliyor ki hiç baş eğmedik hiç de eğmeyeceğiz. Bir Cumhurbaşkanı çıkıp her gün bizi tehdit ediyor. Nedir bu korku, nedir bu hazımsızlık? Her gün nefret kusuyor. Siyasetçiye, hukukçuya, gazeteciye, çocuğa, kadına herkese nefret kusuyor. Bir tek Ensar Vakfı konusunda açıklama yapmadı. Sadece bağırıp çağırıp hakaret etmek için söz söyledi. HDP'ye her baktıklarında kendi yenilgilerini zayıflıklarını görüyorlar. HDP grubuna, milletvekillerine her baktıklarında ödleri patlıyor. Biz onların yüzüne tutulmuş bir aynayız. Hak ettiğiniz yerde değilsiniz, yine yenileceksiniz. Bizler bütün saldırılara rağmen biz hala varız. Meclis'te, sokakta sizin baktığınız her yerde. Sizin sonucu gösteren ayna olacağız baktığınız her yerde bizi göreceksiniz. "