Prof. Dr. Özlü: ''Yüz yüze eğitimde 4 tehdit var''

Prof. Dr. Özlü: ''Yüz yüze eğitimde 4 tehdit var''
Güncelleme:

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Tevfik Özlü, katıldığı canlı yayında bugün yapılacak olan kritik bakanlar kurulu toplantısı öncesinde yüz yüze eğitim başlayacak mı sorusunu yanıtladı.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü katıldığı canlı yayında ''Yüz yüze eğitime 15 Şubat'ta geçilecek mi?'' sorusuna yanıt verdi. Özlü, ''10 ya da 15 öğrencinin olduğu sınıflarla 50 kişilik sınıfları aynı görmemek lazım. Bu da önemli bir şey bulaştırma açısından. Okul bazlı, kent bazlı değerlendirilmesi gerekir. Ulusal karar yerine bölgesel bazlı, okul bazlı, hatta fizibilite yapılabilir'' dedi.

''İl il, okul okul'' bakmak lazım diyen Özlü, NTV canlı yayınında şu açıklamaları yaptı: ''Önce şunu söylemek isterim. Ben bir hekimim, okulların açılmasıyla ilgili riskleri söyleyeceğim. Ama bunlar okullar açılmasın, geç açılsın anlamına gelmez. Ben tehlikeyi dile getirmek zorundayım, bu benim sorumluluğum. Ben bu riskleri, olasılıkları konuşurum ama karar verici değilim. Karar verici Milli Eğitim Bakanlığı.

Çin korona kurbanlarını yasaklarla susturmuş; Yakınlarıyla konuşmalarını silmişlerDünya
Okul okul bakmak gerekiyor

Ben burada sözü söylerken kendimi eğer frenlersem denge iyi kurulamaz. Sağlık açısından risk nedir; dile getireceğim. Kamu yönetimi tüm tarafları dinleyecek ve kendisi bir karar verecektir. Okullarla ilgili dünyadaki durum her ülkede aynı değil. Bazı değerler söz ediliyor ama bunlar aynı değil. Bazı okullar, bazı kültürler, yaşam farklılıkları var. Okulların açılmasının salgının yayılmasında katkısı olmadığı gösterildi. Okul içinde enfeksiyon görüldü ama yaygın bir bulaş rapor edilmedi. Okuldan da bulaş olduğu yönünde kanıtlar yok. Okullar öncelikli olarak kapatılması gereken yerler olarak görülmüyor. Veya açılması için de öncelikli olarak söylenebilir.

'Geniş aile yapısı bir risk'

İsrail'de örneğin, okullarda ciddi enfeksiyon riski artışı görülüyor. Bizdeki durum nasıl? Bunu destekleyecek veri yok. Ama dünyada bu konudaki çalışmaları ben de okumuştum. Bizim bir riskimiz şu. Geniş aile yapımız var. Okul çocuklarımız nineleriyle, dedeleriyle devamlı iletişim halindeler. Kalabalık aile, bir arada olma, birbirinin evine gidip gelme, yeme-içme, vakit geçirme. Çocuklar biliyorsunuz daha düşük riske sahip ama yaşlılar tam tersi. Bu iki jenerasyon arasındaki ilişkinin dikkate alınması gerekir.