Salda'yı Salda yapan şey meğer kum değilmiş!

Güncelleme:

'Türkiye'nin Maldivleri' adıyla ünlenen, turkuaz rengi ve beyaz kumsalı ile Türkiye'den ve yurt dışından ziyaretçilerin ağırlandığı Salda Gölü'nün çevreleyen beyaz kumun aslında fosil kalıntısı olduğu ortaya çıktı.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un, Salda Gölü'nün 'Beyaz Adalar' olarak bilinen bölgesine girişin 15 Ekim'den itibaren yasaklanacağını açıklaması dikkatleri yeniden Salda'ya çevirdi.
 
Adını gölden alan Salda köyünde doğup, büyüyen Jeofizik Yüksek Mühendisi Abdurrahman Arıkan (30), Salda Gölü'nün eriyen kayaç boşluklarına elementlerce zenginleştirilmiş suyun dolmasıyla oluştuğunu belirterek, "Gölün içerisinde göle adapte olmayı başarabilmiş bitkiler ve hayvanlar yaşamaktadır. Gölde yüksek seviyede alkali vardır. Bu beyaz kumlar aslında bir fosil. Yani binlerce yıl önce yaşamış bakterilerin bugüne olan kalıntıları" diyerek, gölün korunması noktasında bakanlığın kararını desteklediğini söyledi.

'Türkiye'nin Maldivleri' adıyla ünlenen, turkuaz rengi ve beyaz kumsalı ile Türkiye'den ve yurt dışından ziyaretçilerin ağırlandığı Salda Gölü'nün 'Beyaz Adalar' bölgesi olarak bilinen noktasına giriş, 15 Ekim'den itibaren geçerli olmak üzere yasaklandı. ABD Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA), Mars'taki Jezero krateriyle benzer mineral oluşumu ve jeolojik yapıya sahip olduğunu açıklamasının ardından dünyanın dikkatini çeken Salda Gölü'ne ziyaretçi girişi yasağını, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum açıkladı. Bakan Kurum'un, 15 Ekim itibarıyla Beyaz Adalar bölgesini korumak amacıyla burada göle girilemeyeceğini, yüzülemeyeceğini ve plajın kullanılamayacağını açıklamasının ardından tüm dikkatler tekrar Salda Gölü'ne çevrildi. Jeofizik Yüksek Mühendisi Abdurrahman Arıkan, Salda Gölü'nün oluşumu ve ziyaretçileri cezbeden beyaz kumunun yapısını Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlattı.

'KARSTİK BİR GÖLDÜR'

Salda Gölü'nün eriyen kayaç boşluklarına elementlerce zenginleştirilmiş suyun dolmasıyla oluştuğunu söyleyen Arıkan, "Salda Gölü'nü bu bağlamda değerlendirirsek karstik bir göldür. Ama benim 2016 yılında bölgede yaptığım araştırmalara göre hipotezim bu şekilde; Salda Gölü tektonik hareketlerin de etkilediği karstik bir göldür. Gölümüzün çevresi 44 kilometrekaredir. Aynı zamanda 1146 rakıma sahiptir. Gölün içerisinde göle adapte olmayı başarabilmiş bitkiler ve hayvanlar yaşamaktadır. Gölde yüksek seviyede alkali vardır" dedi.

BEYAZ KUMLAR NASIL OLUŞTU?

Salda Gölü'ndeki en önemli özelliklerden birisinin sahilindeki beyaz kumlar olduğunu vurgulayan Abdurrahman Arıkan, "Bu beyaz kumlar, göldeki magnezyumu bakterilerin emmesi, hidromenyezit minerali olarak çökelmesi sonucu oluşmuştur. Bu yapı taşları hidromenyezit minerali olan bakteriler stromatolitleri (sığ sularda oluşan genişleme eğilimli katmanlı yapılar) oluşturmuştur. Çevrenin ve zamanın etkisiyle bu stromatolitler ayrışarak bu beyaz kumu meydana getirmiştir" diye konuştu.

'BU BEYAZ KUMLAR ASLINDA BİR FOSİL'

Bakanlığın Salda Gölü için aldığı kararları koşulsuz şekilde desteklediklerini vurgulayan Jeofizik Yüksek Mühendisi Abdurrahman Arıkan, şöyle devam etti:

 " İnsanların görmek için binlerce kilometre uzaktan geldikleri ama burada binlerce yıla saygı duymadıkları bir yer Salda Gölü. Çöplerini bırakmalarından bunu anlamaktayız. Şayet her insan kapısının önünü temizlese sokak tertemiz olacaktır. İnsanlar 'keşfet ve yok et' mantığını bırakmadığı sürece Salda Gölü'ne her gün yeni bir önlem alınacaktır. İnsanlar hep devletten bekliyor. Bu beyaz kumlar aslında bir fosil. Yani binlerce yıllar önce yaşamış bakterilerin bugüne olan kalıntıları. O halde biz bugün Salda Gölü'ne bakıyorsak şayet bundan binlerce yıl öncesini görmekteyiz. Bakanlığın kararını destekliyorum. Eskiden burada su yılanları vardı ama şu anda su yılanları yok çünkü insanlar geldi. Eskiden Salda Gölü'nden su içmek için kurtlar, kuşlar, çakallar inerdi. Şimdi yok çünkü insanlar geldi. Aslında hayvanlar doğaya inmiyor. İnsanlar onların yerlerine yerleştikleri için hayvanların yaşam alanları tamamıyla kaybolmuş durumda." Salda Gölü kenarındaki Salda köyünde vatandaşların büyük bir turizm hazırlığı içerisinde olduğunu da aktaran Abdurrahman Arıkan, "Bu insanlar daha düne kadar hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Salda köylüsü zamanla bu turizm sistemine adapte olacaktır" ifadelerini kullandı.

 Vatandaşların sağlığa iyi geldiğini düşündüğü için açtıkları çamur çukurlarının eski haline gelmesinin mümkün olmadığını da söyleyen Arıkan, "Zamanla çevre koşullarının etkisiyle düzelmeler olabilir ama eskiye dönmez" dedi.

'DOĞA İLE BİR SAVAŞ HALİNDEYİZ'

Salda Gölü'nün bir doğa harikası, bir kültürel miras olduğuna işaret eden Abdurrahman Arıkan, şöyle dedi: "Bu güzellik bize atalarımızdan miras değil torunlarımıza bırakacağımız emanettir. Salda Gölü'nün korunması için illaki devletin bir tedbir almasına gerek yoktur. Herkes evinin önünü süpürürse sokak tertemiz olacaktır. İnsanların keşfet ve yok et mantığını terk etmesi lazımdır. Biz doğa ile bir savaş halindeyiz üzülerek söylüyorum ki bu savaşı kazanırsak kaybedeceğiz. Buradan zamanında çok kum çalındı, götürüldü halen daha internette satışa sunulmakta. Bu bir maden, bu bir fosil. O yüzden bu kumlara dokunmayın. Burası bir doğal güzellik. Buradan götürülen her bir maden her bir çakıl tanesi aynı zamanda hırsızlıktır."