Çocuklar neden marka sever ?

Çocuklar neden marka sever ?
Güncelleme:

Ergenliğin en büyük özelliklerinden biri de marka takıntısı.

Ergenlik döneminin en büyük özelliklerinden biri de gençlerin üzerindeki aile etkisinin azalması ve çevrenin etkisinin artması. Ergenler ve çevrelerindeki yetişkinler arasındaki iletişim duvarı kalınlaştıkça yaşıt kültürü daha çekici hale gelirken gençler, destek ve kimlik için yaşıt grubuna daha çok yöneliyor.

Burç Okulları Psikolojik Danışmanı Şenol Yiğit, ergenin kendini yaşıtlarına kabullendirmek için olduğundan daha güçlü, daha iyi olduğu imajı çizmeye başladığını, bunu sağlamak için de ailesinin yerine toplumda ön plana çıkan ve kendisine yeni özdeşim kuracağı kişileri seçtiğini aktardı.

Bu kişilerin de genellikle sporcular, mankenler ve şarkıcılar olduğunu aktaran Yiğit, gençlerin bu kişilere duyulan özdeşimle birlikte onlar gibi olma, onlar gibi yaşamaya ait tutkularla beraber kimlik bunalımı yaşadığını aktardı. Yiğit, bunun sonucunda yaşıtlarına farklı ve üstün olduğunu göstermek için model aldığı kişinin giyim tarzını ve kullandığı markaları almayı kendine hedef olarak benimseyen gencin marka bağımlılığına kapıldığını vurguladı.

Yaşıtları tarafında beğenilmemek, benimsenmemek, yanlış anlaşılmak gençlerin yaşayabileceği sıkıntıların başında geldiğine dikkat çeken Yiğit, "Bu duygu ve düşüncelerden kurtulmak için yaşıtlarına kendini kabul ettirebileceği olumlu kabuller yerine en kolay ve görsel yöntem olan markalı bir saat, gömlek, ayakkabı, araba ve lüks yaşama ait tutkulara yönelmeler başlar. Marka merakının bir tutkuya dönüşmesin asıl nedeni ergenlerdeki özgüven eksikliğinden kaynaklanıyor." dedi.


MARKA BAĞIMLILIĞININ ÖNLENMESİ İÇİN AİLELERE UYARILAR
Yiğit, ergenlerde oluşabilecek bu durumun çözümü adına şunların yapılmasını öneriyor: "Marka tutkunu haline gelen gençlerin kişilikleri analiz edilip zayıf ve kuvvetli yönlerini dikkate alarak kendilerine yeni hedefler koymaları sağlanmalı.

Çocuğu ile açık, güvenli ve dürüst bir ilişki içinde olan anne baba aksaklıkları çok daha iyi fark edebilecektir. Böylelikle sorunlar büyümeden baş edilebilecek, bu da hem anne babaya hem de gence yeni bir güç ve dayanıklılık kazandıracaktır.

Anne ve baba, ergene güven vermeli ve aralarındaki diyalogu en iyi biçimde sürdürmeye dikkat etmeli. Her anne ve baba çocuklarının ihtiyaçlarını en iyilerle karşılamak ister. Çocuklarına, ailenin ve toplumun sosyo -ekonomik düzeyine göre en iyinin ölçüsü verilmeli. Çocuğun gençlik dönemine kadar ilk özdeşim kuracağı kişilerin başında anne ve babası gelmektedir.

Anne ve babalar model olduklarını akıldan çıkarmayıp kararsız ve tutarsız davranımlarından kaçınılmalıdırlar. Anne ve babalar aile içi konuşmalarında şiddet, haz ve çıkar dünyasına ait kişiler yerine toplumun olumlu örnekleri olan bilim öncüleri, sanatçılara yer vermeli."