Mutlu evlilikte bu 10'lu şart !

Mutlu evlilikte bu 10'lu şart !
Güncelleme:

Evliliğin 10 şartı yerine getirildiğinde yaşanan sorunlar deve iken, pire olarak görülür.

Herşeyin bir kuralı olduğu gibi evliliğinde şartları var. Ancak bu şartlar yerine geldiğinde, sağlıklı ve mutlu bir evlilik yürütülebilir. Evliliğin 10 şartı yerine getirildiğinde yaşanan sorunlar deve iken, pire olarak görülür, getirilmediğinde pireler deve olur. Peki nedir bu şartlar?

Günümüzde aile içi huzursuzluklar ve boşanmalar giderek artıyor. Peki, evlilikler neden yıkılıyor? Ekonomik sıkıntılardan mı? İletişim sorunlarından mı? Kıskançlıktan mı? Yoksa sadakatsizlikten mi? Bunların hepsi ve daha fazlası birer nedendir aslında. Gerçek sebep ise sevgi, saygı ve güven bağlarının zayıflamasına yol açan evliliğin 10 şartının yerine getirilmemesidir. İmanın ve İslam’ın şartları olduğu gibi evliliğin de şartları var ve ancak bu şartlar yerine geldiğinde, sağlıklı ve mutlu bir evlilik yürütülebiliyor. Evliliğin şartları yerine getirildiğinde yaşanan sorunlar deveyken, pire olarak görülüyor, getirilmediğinde pireler deve yapılıyor.

İşte mutlu evliliğin 10 şartı… 

1-Baş başa, el ele ve göz göze sohbet etmek

2-Birlikte vakit geçirmek

3-Sevişmek

4-Birlikte yatmak ve birlikte banyo yapmak

5-Armağan vermek

6-Hizmet etmek

7-Suçlamak yerine istemek

8-Takdir etmek, övmek ve onaylamak

9-Aile büyüklerine saygı göstermek

10-Ahde vefa

Baş Başa, El Ele ve Göz Göze Sohbet Edin…

Çift kafasını karıştıran, kendilerini üzen konuları, ihtiyaçlarını, isteklerini, duygularını, sınırlarını dürüstçe ve açık olarak ifade etmeli, doğruları ilişkilerini zedelemeyecek biçimde söylemeye dikkat etmelidir. Konuşurken göz teması sürdürülmeli, dinlerken başka bir şeyle meşgul olunmamalı, duyguların açığa çıkmasına özen gösterilmeli, vücut dili gözlemlenmeli ve konuşanın sözü kesilmemelidir. Nitelikli sohbet yalnızca anlayarak dinlemeyi değil, aynı zamanda kendini açıklamayı da gerektirir. Ayrıca çiftin birlikte vakit geçirmesi de gerekiyor. Bu eylem çiftin ilgi duyduğu her şeyi kapsayabilir. Esas olan çiftin odaklanmış ilgiyle birbirine bütün dikkatini vermesi, birlikte kaliteli ve nitelikli vakit geçirmesidir. Amaç birlikte bir şey yaşamak, bu yaşantıyı tamamlamak ve gelecekte yararlanılacak bir hatıra bankası oluşturmaktır. Bu banka sevginin sembolü ve sesi olacaktır.

Birlikte Yatın ve Birlikte Banyo Yapın…

Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Çünkü sevişmek, dokunmak ve fiziksel temas, sevgiyi iletme yollarından biridir. Hatta bazı çiftler sevişme ve temas olmadan sevildiklerini hissetmezler. Temas ise en iyi birlikte yatarak ve birlikte banyo yaparak hissedilir. Yani çiftin hem duygusal hem de bedensel olarak yakın olmalarının yolu birlikte yatmalarından ve birlikte banyo yapmalarından geçer. Bu durum aynı zamanda çok kadim bir evlilik kuralıdır. Ancak ‘ Sen yat, ben birazdan gelirim!’ sözü son yıllarda çiftler arasında sıkça kullanılmaya başlandı. Bu durum da boşanmaların artmasına yol açıyor.

Sevdiğinize Hizmet Edin ve Arasıra Armağan Alın…

Birisine armağan vermek için onu düşünüyor olmak gerekir. Armağanın maddi değeri veya para ile alınıp alınmadığı çok önemli değildir, önemli olan armağanı fiilen alma ve onu bir sevgi ifadesi olarak sunmaktır. Ayrıca çift birbirinin sevdiği ve hoşlandığı şeyleri yapmalı, birbirine hizmet ederek memnun etmeye, birbirleri için bir şeyler yaparak sevgilerini ifade etmeye çabalamalıdır.

Mutlu Olmak İçin Önce Eşinizi Mutlu Edin…

Arzular ve istekler suçlamalarla talepler olarak algılandığında yakınlık olasılığını azaltır ve çift birbirinden uzaklaşır, fakat rica şeklinde belirtildiğinde iletişim çok daha rahat kurulur. Ricalar sevgiye yön verir ama talepler sevgi akışını engeller. Suçlamalar, talepler ve eleştiriler, sevgi için yalvarmanın etkisiz bir yoludur. Bu nedenle çift suçlamalara tekiyle karşılık vermek yerine, daha yapıcı bir şekilde yaklaşmalı ve her suçlamanın ardında gizli olarak yatan isteği, ricayı ve temenniyi duymalıdır. Ayrıca çiftin birbirini olduğu gibi kabul etmesi için takdir etmesi, onaylaması ve övmesi gerekir. Böyle çift duygusal ihtiyaçlarını karşılamış olur. Çünkü sevgiyi duygusal olarak ifade etmenin yolu, onu oluşturacak sözleri kullanmaktan geçer. Sözlü iltifatlar veya takdir sözleri sevgiyi güçlü bir şekilde iletir. Sevginin hedeflerinden biri, istenilen bir şeyi elde etmek değil, sevilen kişinin mutluluğu ve huzuru için bir şeyler yapmaktır. Çünkü kişinin mutluluğu partnerinin mutluluğundan geçer. Sözel iltifatlarda bulunmak partneri onaylamanın yalnızca bir yoludur. Çiftin kendilerini güvensiz hissettiği alanlardaki gizli potansiyeli cesaret verici sözlerle harekete geçebilir. Çiftin sahip olduğu ilgi alanlarını geliştirmesi için cesaret verici sözlere ihtiyacı olabilir. Sevgi sevecendir, sevecen sözlerin kullanılması gerekir. Yüksek tonda ve sert bir sesle ifade edilen sözler sevgiyi değil, bir suçlama, yargılama ve kınama ifadesini yansıtır.

Evlilikte Can Eştir, Canan Diğerleridir!

Akraba ilişkilerinde samimiyet, güvenilirlilik, tevazu, sadelik, nezaket, sevgi ve saygı esastır. Aile büyüklerinin güvenini kazanmak, onlara saygı duymak ve dürüst olmak, güzel ahlakın bir özelliğidir. Birbirine ve aile büyüklerine güvenmeyen ve saygı duymayan bir çiftin geleceğinden emin olunamaz. Saygı ve güven duygusu evlilik hayatında tuğlaları birbirine kenetleyen harç gibidir. Harç olmazsa duvar her an yıkılabilir, saygı ve güven duygusu olmayan evliliklerde birlik ve beraberlikten, huzur ve mutluluktan söz edilemez. İnsan sevgi, saygı ve merhamet duyguları sayesinde mutlu olabilir. Bu duyguların olmadığı yerde hüzün ve keder vardır. Ayrıca sevgiyi sürdürme ve sevgi bağlılığı anlamına gelen vefa; sözünü yerine getirme, sözünde durma, sevgi, dostluk ve bağlılıkta kararlılık anlamlarına gelir. Yani vefa göstermek, çiftin birbirine verdiği sözlere sadık kalmasıdır. Bu açıdan bakıldığında vefa; tam, mükemmel, içten, sağlam ve sarsılmaz kalp bağlılığıdır. Atalarımız ‘Önce can, sonra canan!’ demişlerdir. Burada can eştir, canan ise diğerleridir. Çift önceliği birbirine vermeli, bu konuda bencil olmalı, cana kıymet vermeli ve kaybedilmesi göze alınamaz olarak görmelidir. Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce partnerini sonra diğer sevdiklerini ve yakınlarını düşünmelidir. Başkalarına gösterilen nezaket, ilgi, saygı ve hürmet eşten esirgenmemelidir. Sadık ve vefalı çift başlarına her ne gelirse gelsin, hep aşkla ‘BİZ’ der. Nikâh memurları; ‘İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta birbirinizi seveceğinize, koruyacağınıza söz veriyor musunuz?’diye sorar ve çift de sıra ile ‘Evet!’ der. Ahde vefa, verilen sözde durmak, yapılan anlaşmaya sadık kalmaktır.

Dr. Cem Keçe
Psikoder Başkanı