Erkeklerin gözünden kadın yalanları

Erkeklerin gözünden kadın yalanları
Güncelleme:

İşte kadınların erkeklere söylediği en meşhur yalanlar...

“Anlaşılamayan kadın davranışları üzerine araştırmalarım 5” Hüseyin Apaydın yazıyor...

Kalıplaşmış iki adet yalan söyleme girişimi

1)"Ben zaten çok talihsiz bir kadınım"

Bu yalan biçimi daha çok bir tartışmanın ortasında ve yenilginin artık kaçınılmaz olduğu anda aniden ve genellikle titreyen bir ses tonuyla aktarılır. Etkisinin artması maksadıyla da ilaveten bir ağlama krizi de eşlik edebilir bu duruma..

Oysa gerçek verilere bakıldığında "böyle bir talihsizlik var mıdır " sorusunun cevabı hemen ve gayet net bir biçimde "hayır!" dır..

Çünkü evinde yuvayı yönetmesi için görevlendirilmiş bir kadının durumu muhtemelen azgın kapitalist piyasa koşullarında onu bunu kandırarak, binbir türlü taklalarla başkalarının cebinden para apartmaya uğraşan erkeklere oranla daha rahattır.. Üremeyi de gerçekleştirirlerse zaten bakıcılar, baba ve anneanneler yardımcı kuvvetler olarak yetişeceklerdir kuşkusuz..

Yine azgın kapitalist koşulların sık sık beynine güzel kadın kalçaları, yuvarlak göğüslerle desteklenerek tüketim bombardımanı yapılmış erkeklere sonuçta sistemin gösterdiği hedef çaktırmadan "evdeki" olmaktadır.. Yani bir süre sonra o afişlerde ve boyalı medya sayfaları üzerinde teşhir edilen foto şoklu kadınlar zamanla "evdeki"ne dönüşecek bir illiyüzyonun yaratıcılarıdır aslında.. Erkekler için tercih bellidir: Tahayyülde "sokaktaki", fiiliyatta "evdeki"...

Ne garip ki bu tür tartışmalarda hiçbir erkeğin yukarıda ifşa ettiğimiz gerçeklerin farkına varıp, "ben zaten çok talihsiz bir herifim" dediği duyulmamıştır..

2)" Kocamdan sonra ilk sensin.."

Boşanmış kadınların daha sonraki ilişkilerinde kurdukları ve ısrarla doğru olduğunu savundukları bir yalan türüdür. Genelde, ilişkinin en hassas noktasında; birden bire erkeğin gözünde geçmişe dayalı ilişkinin rahatsız edici hayallerinin belirmeye başladığını hisseden kadın biraz duraksayarak ve duygulu ama şehvetli bir ifadeyle bu sihirli cümleyi kurar.

Tabii zeka küpü olduğundan zerrece kaygısı olmayan erkek kahramanımız, bu rahatlatıcı olarak yorumladığı cümleyle aslında kendini "sahip" hissederek daha bir kışkırtılmış şekle bürünüverir.. Oysa durumda değişen bir şey yoktur, geçmiş zaten geçmiştir, oraya bir müdahale sözkonusu olamaz ve de zaten tanışılmazdan önceki ilişkiden kime, ne demek düşer.. Öyle de! Bu cümlenin barındırdığı tuhaf ve çekici durum bu olsa gerek.. Tabii farklı vakalarda birden tersine gaza gelen erkek modelleri de yok değildir..

"Eski koca figürünün kadın tarafından yanlış bir zamanlamayla hatırlatılması" ; sonu darpla biten bir sürü hadisenin çıkmasına vesile olmuştur.. Olmuştur da bu azınlıktır, çünkü bu cümlenin nerede kurulması gerektiği kadında içgüdüsel bir davranış şeklidir ve onlar, gayet de iyi bilirler..

Hüseyin Apaydın