17 Yıllık Namus Borcu

Güncelleme:
Ocak ayı soğuk geçer bu ülkede. Kar ve kan ile kaplanır sokaklar.
Adına faili meçhul koyarlar karanlık aktörlerin oynadığı filmin adını.
Düşünen, yazan koca adamlar bir anda kanlar içinde düşer karlar arasına.
Meçhule karışır katiller. Bir türlü bulunamazlar.

Her mevsimde bir gözyaşı hikâyesi ve her ayda bir cinayet haberi yazılı geçmişimizde…Darbeler ve faili meçhuller coğrafyası yaşadığımız bölge.

Uğur Mumcu da böyle bir soğuk Ocak ayında ve bir Pazar günü katledilmişti.

HBB TV’de, Yüksek Gerilim programında Hasan Mezarcı ile yaptığı tartışmayı dün gibi hatırlıyorum… Bir insan başka bir kişiyi sözleri ile nasıl dövebilir. Onu gördüm.
Ve o tarihe geçen sözü canlı yayında, kulaklarımla duydum…
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!

Nice baskıya rağmen yıldıramadılar onu. Kalemini satın alamadılar. Ciddi, güvenilir ve belgeye dayanan bir gazetecilikti yaptığı. Kiralanamayacak ve asla satın alınamayacak bir yürek. Alabildiğine kadar devrimci… Yüreğinden Kemalist. Sonuna kadar vatansever…

Katlettiler onu.

Karlı bir Ankara gününde, kanlı planlarını eyleme soktular. Bu kadar büyük ve değerli bir aydınını koruyamayan hükümet yetkilileri… Bakanlar, Başbakan Demirel, Yardımcısı İnönü… Bu cinayeti aydınlatmak devletin namus ve şeref borcudur demişlerdi.
Meclis araştırma komisyonları bile kuruldu… Sonuç alınamadı!

1993 yılında verilen bu sözün üzerinden tam 17 yıl geçti.

24 Ocak 1993 yılında günümüze, Selda Bağcan’ın söylediği o duygu dolu şarkıyı kim mırıldanmadı? Uğur'lar olsun Uğur'lar olsun, Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun, Bir keskin kalem, bir kırık gözlük, Yürekli yiğitlere hatıran olsun…

Yürekli bir yiğidi toprağa veren bir ülke başka yiğitler çıkarmalı ve çıkardığı yiğitlerin canını koruyabilmelidir. Bu düşünceye saygılı bir demokratik ortamı yaratarak elde edilebilir.

Uğur Mumcu yazıları ile çok kişiyi rahatsız etmiş olabilir. Düşman yaratmak kadar kolay bir şey yok! Şimdi üç maymun oynamanın zamanı değil. Düşman iç veya dış ne fark eder. Uğur Mumcu’nun ölümüne sebep olan eller kirli, kafalar bulanıktır.

Silaha sarılan karanlık kafa, silahın düşünceleri öldüremediğini bilemez.
Beden toprak olsa bile yazı ilelebet gidiyor. Fikirler ve düşüncelerde öyle.
 
Hükümetler değişse bile verilen söz devletin sözüdür. Ve söz namus ve şeref sözüdür. Bu söz yerine getirilmeli ve 17 yıldır aramızda dolaşan katil ve/veya katiller bulunmalıdır. Kim olursa olsun. 
Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar