Ahmet Altanın yanılgısı ve Ercan Saatçi

Güncelleme:

Ahmet Altan 30 Ekim günü Taraf gazetesinde yazdığı yazısına,

Yazı işlerindeki sabah toplantısından sonra Ece beni yakalayıp usul bir sesle sordu.

“Biz neden Cumhuriyet Bayramı’yla ilgili bir duyuru koymadık?”

“Normal gazetelerde öyle şeyler olmaz” dedim ben de, “bir cumhuriyetin seksen altıncı yılının gazetelerde yarım sayfa kutlanmasına diktatörlüklerde rastlanır sadece.”

Sonra da ben ona sordum.

“Sen yeryüzünü izleyen birisin, dünyanın ciddi gazetelerinden herhangi birinde böyle bir kutlama ayinine rastladın mı?”

Şeklinde başlamış…

Bu kendi düşüncesi ve kendi tasarrufudur...

Ahmet Altan, Cumhuriyet Bayramı tarzı kutlamaların ancak diktatör rejimlerde olabileceğini yazıyor. Dolaylı yönden Atatürk’ü diktatör ve kurduğu cumhuriyete diktatörlük demeye getiriyor.

Kim ne derse desin, Cumhuriyet Bayramı tıpkı 30 Ağustos gibi bu ülkenin özel bir günüdür ve bu ülkede yayın yapan gazeteler bayram kutlamasını ilk sayfalarından yaparlar.

Bunu yasalarla konulmuş bir zorunluluktan dolayı değil, kendilerini bu ülkeye ait hissettikleri için yaparlar.

29 Ekim nedeni ile Habertürk, Doğuş, Sabah ve Doğan Gurubu dışındaki Zaman, Yeni Şafak, Vakit gazeteleri ya sayfalarında genişçe bir yer ayırarak ya da göstermelik küçük bir logo şeklinde de olsa bu günü okurlarına hatırlattılar..

Taraf gazetesinin okur kitlesi “neden yayınlamadınız” diye sorar mı bilmem? Ama Ahmet Altan’daki çelişki ve yanılgı kendi okurlarının gözlerinden kaçmamıştır.

Taraf Genel Yayın Yönetmeni cumhuriyet bayramı tarzı kutlamalar “normal gazetelerde değil diktatörlüklerde” olur diyor ama mesela 4 Temmuz’un diktatörlükle yönetilmeyen Amerika ve Amerikalılar için önemini bilmiyor olamaz.

Taraf gazetesinde yazan Yıldıray Oğur, Ahmet Altan’ı doğrulamak için “kendi haber kaynaklarına” sormuş. Bulamamış. Fazla uğraşmasına ve telefon masrafına girmesine gerek yok. İletişim çağındayız. Kendisine www.voanevs.com sitesini öneririm.

Alın size bu siteden okunabilen basın özetleri arasındaki 4 Temmuz 2007 tarihli New York Times manşet haberi...

“230 yıl önce ilan edilen Amerika’nın bağımsızlığının, her zamanki gibi yine mangal partileri ve havai fişeklerle kutlanacağını yazıyor. Gazete, bu yılki kutlamalar öncesinde, Bush Yönetimi'ne yönelik eleştirilerini de yumuşak bir dille tekrarlıyor:. “

İletişim imkanları önyargıları yıkabilir. Yeter ki istensin.

Peki Ahmet Altan’ın 2009 Ramazan Bayramı ve 2006 yılında Hürriyette yazdığı gibi Bayram kutlaması yapması doğru mudur?

Veya Genel Yayın Yönetmeninin “Bayram” hakkında yazı yazması!

Bence kesinlikle doğrudur. Dini bayramlar kutlanmalıdır ve bu ülke yazarları, aydınları tarafından köşe yazıları yazılması son derece doğrudur.

Ve kimse bu tip kutlamalar şeriat ülkesinde olur diyemez! Bu ülke insanının hassasiyetleri vardır. Müslüman bir ülkedir ve halkı dini bayramlara saygı duyar. İnanır ve değer verir.

Aynı zamanda laiktir ve laik ülkenin insanları Atatürk ilke ve inkılâplarına, cumhuriyet kazanımlarına ve cumhuriyet kurulurkenki geçilen evreleri bilir, değer verir. Her şeyden önce anlar.

Çünkü bu ülke insanının hassasiyetine ortak olmanız bu ülkenin aydını, yazarı olarak son derece doğaldır. Fakat cumhuriyet bayramı kutlaması yapmamanın bahanesi olarak “normal gazete-anormal gazete” ayrımı yapması A.Altan adına talihsizliktir.

Aynı talihsizlik kendi gazetesinde yazan birisinin Allah ile dalga geçmesini eleştirmediği zamanda kendisini göstermiştir. Demokratsa dini hassasiyeti olan okurlar içinde kalem oynatmalıdır.

Ercan Saatçi

Fenerbahçeliliği ile övünen Ercan Saatçi Metin Özülkü ile katıldığı bir programda mahalle kahvesinde edilmeyecek küfürleri ediyor Galatasaray için.

Geçtiğimiz haftalarda Vatan Gazetesinden Sanem Altan ile yaptığı röportajda “ben Ertuğrul Özkök’le bir şey olmadım. Ben bir şeydim arkadaş” diyen Ercan Saatçi bu söylemi ile kendisine önemli imkanlar sunan deneyimli gazeteci Ertuğrul Özkök’ü inkar ediyor.

Ercan Saatçi hiçbir zaman iyi bir şarkıcı olamadı. Hiçbir zaman iyi bir spor yazarı olamadı. Aslında hiçbir zaman “iyi bir şey” olamadı. Bu söylediği kendisi için bir fırsat... İstifa etsin ve bıraksın Ertuğrul Özkök sayesinde oturduğu koltuğunu bakalım Ertuğrul Özkök olmadan ne kadar bir şeymiş!

Bu arada ettiği küfürler için özür diledi mi bilmiyorum. Ama istediği kadar özür dilesin kendisinde bir ahlak problemi olduğu ortaya çıkmıştır.

http://yolagiden.blogspot.com/

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar