Atina 2004 Üzerine

Güncelleme:

4 yılda bir yapılan şenlik dün sona erdi. Ferdi başarıların ve hüsranların
yaşandığı enstantanelerde zaman zaman gözlerimiz buğulandı. Amatör sporcuların rüyası olan Olimpiyatların belirli ülkeler açısından artık bir ‘endüstri’ haline dönüştüğünü gördük.

Ben de kendi çapımda rekor kırarak Olimpiyat’ları TV’de izledim. Her toplum kendi ulusal TV yayınlarının penceresinden dünyaya baktığı için, ABD ulusal TV istasyonlarının yayınlarından edindiğim izlenimleri bu haftaki analizimde sizlerle paylaşacağım. Ayrıca yaptığım ufak bir araştırma sonuçlarıyla sizlere Olimpiyat’ların sosyo-ekonomik arka planını aktaracağım.

Yunanistan Büyük Oynadı Büyük Kazandı :

Son güne kadar hazır olup olmayacağı tartışılan Olimpiyat’lardan Yunanistan alnının akı ile çıktı. Komşumuz belki bir kaç milyar dolar açık verdi ama uluslararası platformda büyük “ reklam “ yaptı. Güvenlik sorunu başta olmak üzere organizasyon pürüzsüz çalıştı. ABD TV’leri sürekli, Yunan turizminin, mutfağının ve ürünlerinin promasyonunu yaptı. Kültürel değerler ve Amerika ile Yunanistan’ın tarihi bağları her firsatta ekranlarda gündeme geldi. Kapanış törenlerinde çalınan ‘göbek havalarından’ tepilen ‘horon’lara kadar, Yunanistan dünyaya Ege kültürünü tanıtan ülke oldu. Yunan bayan atlet Fani Halkia bütün favorileri geride bırakıp, 400 m. engelli gibi teknik bir yarışta altınla buluşunca, Yunan halkı tam çoştu. Ülkesinden yetişen bayan atletlerin başarısının halk tarafindan daha bir lezzetli kutlandığını gördük. Olimpiyatların organizasyonunda ABD nezdinde Yunanistan 10 üzerinden 10 aldı. Amerikan kamuoyu Yunanistan’a paha biçilmez bir altın madalya verdi.

Başka Bir Tablo :

1) Madalya Tablosu 2) Ekonomik Madalya Tablosu

$100 milyar GNP Başına
Madalya Sayısı Madalya Sayısı Madalya Sayısı

ABD 103 Eritre 1 136
Rusya 92 Gürcistan 4 102
Çin 63 Etiopya 7 90
Avustralya 49 Moğolistan 1 84
Almanya 48 Azerbeycan 5 70
Japonya 37 Beyaz Rusya 15 69
Fransa 33 Bulgaristan 12 55
İtalya 32 Jamaika 5 51
Kore 30 Küba 27 50
İngiltere 30 Kenya 7 43

Yukarıdaki tabloyu Amerikalı ekonomist P.Blustein hazırlamıs. Tablo basit bir mantıkla düşünülmüş fakat bazı gerçekleri ortaya koymakta. Bir ülkenin milli gelirini alıp o ülkenin kazandığı madalya sayısına bölerseniz sadece $734 milyon milli geliri olan Eritre her 100 milyar dolar milli gelir başına 136 madalya kazanmış olmakta. Bir anlamda Eritre’nin bir madalyasının değeri 136 madalyaya eşit. Gürcistan, Bulgaristan gibi ülkelerin Sovyetler Birliğine üye oldu gu günlerden kalma alt yapılarının etkisini unutmamak gerekmekte. Yukarıdaki ülkelerin ulusal gelirine göre ağırlıklı ortalama alındığı zaman yapılan sıralamada, örnegin ABD sondan 5. gelmekte. Japonya sondan 6. olmakta. Yukarıdaki tablonun eksiklerine rağmen gösterdiği bir gerçek var ; Olimpiyatlarda kazanılan başarı tahsis edilen kaynakla doğrudan bağlantılı !!!


Türkiye’nin Alacağı Dersler :

Türkiye tarihinde güreş, halter, boks, uzak doğu dövüş sanatları dışında ( Ruhi Sarıalp hariç ) ilk defa atletizmde madalya aldı. Bu çok güzel bir olgu. Türkiye’nin ‘insan-alet’ kaynaşmasından oluşan sporlarda olimpiyatlarda bıraktığı bir iz yok. Okçuluk, masa tenisi, eskrim, yelken, atıcılık, bisiklet v.b dallarda, atletin bir alete dayanarak gösterdiği performansa dayalı sporlarda henüz bir Türk sporcu çıkmadı. ( Halter ağırlığını aletten saymıyorum)
Alt yapısı ‘sermaye yoğun’ ulusal harcama ve yatırım gerektiren yüzme, tenis, jimnastik v.b. sporlarda politikası olmayan ülke konumunda olan Türkiye’nin şimdilik madalya kazanması hayal.
Her zaman sohbet konusu olan ve üzerinde spekülasyon yapılan ‘takım oyunlarına’
Sosyal kültürümüzün yatkın olmaması ise ayrı bir yazı konusu olur. Şimdilik o tarafa hiç uğramıyalım.

Türkiye madalya kazandığı klasik branşların dışına çıkmak isterse bugün artık belirli sayıya ulaşmış üniversiteler arasında bir ‘spor federasyonu’ kurmak zorundadır. Üniversitelere ‘öğrenci-sporcu’ kaynağını besleyecek liseli gençler teşvik edilmelidir. Bu tür sporcu-öğrenciler asgari giriş sınavı puanını tutturmak şartı ile üniversiteler tarafindan öğrenime kabul edilmelidir. Bu konuda Amerika’yı yeniden keşfetmenin gereği yoktur, ABD’den alınacak dersler vardır.

Milli Burjuva Dersleri :

ABD TV’lerinde Olimpiyatları izlerken bir reklam dikkatimi çekti. Bu reklamın içeriğini sizlere aktararak bu haftaki yazımı bitirmek istiyorum. Home Depot ABD’de yüzlerce mağazası olan bir ‘Yapı Market’ tir. Home Depot’da çalışan onlarca amatör atlet Atina’da Amerika’yı temsil etti ve madalya kazandı. Bugüne kadar Home Depot bordrosundan maaş alan yaklaşık 450 amatör atlet ülkesine 114 madalya kazandırdı.
Türk özel sektöründe kendi reklamını yapan takım sponsorluğu yaygın. Fazla reklama dayanmayan, para getirmeyen spor dallarında amatör sporcuları destekleyen ‘milli’ bir holdingi gözlerim aramakta. Futbolu rant aracı olarak kullanan zenginlerin ve
Politikacıların başka sporlara yönelmesi Olimpiyatlarda başarı için elzem.
Bati taklitçiliği ve hayranlığından öteye gitmeyen burjuvanın Batı’dan öğreneceği ‘şeyler’de var. Umarız yeni yetme burjuvalar arasında ‘marka’ kullanmaktan başka ‘cool’ konular olduğunu anlayan ikinci jenerasyon holdingci ‘çıtırlar’ da çıkar, bayrağımız Olimpiyatlarda daha çok dalgalanır.


Meraklısına Not : GNP, Gross National Product, Gayri Safi Milli Hasıla


Diğer Yazıları
31 Mart Vakası & 31 Mart Yerel Seçimleri
Bir Türk Kedisinin Amerika Macerası
Yüzde 0,0055