Ayarını bozduğun kantar

Güncelleme:

Haber3.com yazarı Baha Ülgen yazdı: Çalışırken çok ödeyen emekliliğinde çok, az ödeyen az maaş alır. 2023 yılına kadar kural buydu. Ama bugün böyle mi? Değil.

Türkiye’de emekli olmak zordur.

Emekli olunca tüm yaşam dengelerin bozulur. Yıllardır çalışma hayatıyla birlikte girdiğin düzenli sistem ortadan kalkar boşluğa düşersin. Hayatınızın başarılar ve takdirlerle dolu bir perdesi kapanır.

Aslında emeklilik, hayatınızın sonu değil yaşamınızın bir dönemi ve parçasıdır.

Hayatınızın bir perdesi olan çalışma döneminde doğru yatırımlar ve planlamalar yaptıysanız emeklilik sizin için kolaydır.

Ama sadece emekli maaşına güvendiyseniz o zaman yandınız.

Sizin için belki alışık, belki de alışık olmadığınız yokluk, sefalet dönemi başlamıştır.

Aldığınız emekli maaşıyla ay sonu bir türlü gelmez.

Peki, insanları mutlu etmeyen bu emeklilik nereden çıkmış?

Dünya ve çalışma hayatı emeklilikle 14. Louis’in Maliye Bakanı Colber sayesinde tanıştı. 1673 yılında Kraliyet donanması denizcileri için kurulan emekli sandığı Dünya’nın ilk tanıştığı emeklilik sistemidir. Bu sandıklar 1831’de askerler, 1894 yılında da maden işçileri için kuruldu.

Emeklilik sistemi Osmanlı da 1866 yılında Askeri Tekaüt Sandığı hayatımıza girdi.

Cumhuriyet döneminde ise, 1946 yılında İşçi Sigortalar Kurumu yani bugünün SSK’sı ve 1950 yılında kamu çalışanları için Emekli Sandığı kuruldu.

1982 Anayasası’nın 60. Maddesi ‘’Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar’’ demektedir.

Devletin kurduğu bu sistem çalışanlardan ve işverenlerden sigorta primi toplayan sosyal güvenlik kurumu SGK tarafından yönetilir.

SGK’ya gerekli süre boyunca prim ödeyen bir kişi emeklilik yaşı geldiğinde emekli aylığı almaya hak kazanır. Emekli aylığı miktarı ödediği prim miktarına göre belirlenir.

Yani çok ödeyen çok, az ödeyen az maaş alır.

2023 yılına kadar kural buydu.

Ama bugün böyle mi? Değil.

2008 yılında AKP’nin çıkardığı yasa ile kazançlarınızın yani size ödenen primlerin yüzde 40’ı aylık bağlama oranı ile çarpılmaya başlandı.

2008 yılında bu uygulama çıkmasaydı bugün en düşük emekli aylığı 13 bin 500 lira olacaktı.

2008 yılından sonra dengeler bozuldu. Emekli aylığı sefalet düzeyine düştü.

İşleyen sisteme, siyaset çomak soktu.

Şimdi gelelim AKP’li yıllara.

Neler olmuş, neler yapılmış?

AKP iktidara geldiği 2002 yılında en düşük emekli maaşı 216 TL.

Asgari Ücret 176 TL .

Bugüne geldiğimizde 2023’de, Asgari Ücret net 9 bin 950 TL, en düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL.

Gördüğünüz gibi adı asgari olan yani ‘’en az ücret’’ diye adlandırılan asgari ücret, yapılan son zamma rağmen en düşük emekli maaşından yüksek.

Gelelim yapılan zam oyununa.

Hükümet taban emekli maaşını 5 bin 500 TL’den, 7 bin 500 TL’ye yükseltti.

 Bu yapılanan zam demiyorum.

Çünkü, zam değil.

Seyyanen verilen bir ödeme.

Örneğin, Temmuz da yüzde 20 zam verilirse 5 bin 500 olan emekli maaşı 6 bin 100 TL olacak. Bu defa 6 bin ile 7 bin 500 TL arasındaki 900 TL hazineden karşılanacak.

Temmuz da yapılacak zam ile 8 milyon emeklinin maaşında artış olmayacak. Kök maaşınız 7 bin 500 TL olana kadar seyyanen 2 bin TL ödeme alan emekliler, zamdan yararlanamayacak.

Yani oyun içinde oyun.

Tam bir yalan rüzgarı.

Ben 8 milyon emekliye verilen 2 bin TL’yi değerli buluyorum. Ama bir kesime yapılıp diğer kesime yapılmamasını haksızlık ve hak gaspı olarak görüyorum.

 ‘’Haksızlık’’ diyorum.

Çünkü, hükümet emekliler arasında ayrıcalık yaptı.

Çalışma hayatı boyunca devlete yüksek prim ödeyen insanlara haksızlık yapıldı. Bugüne kadar uyguladığı ‘’çok ödeyen çok alır, az ödeyen az alır ‘’ kuralı bozuldu.

Böyle giderse çok yakında ne kadar prim ödersen öde ‘’ taban aylık alırsın’’ kuralı geçerli olacak.

Zaten, bugün 15 milyon emeklinin 8 milyonu taban aylığa mahkum edilmiş durumda.

Türkiye’de Mart ayı rakamlarına göre; Açlık sınırı 9 bin 700 lira, yoksulluk sınırı 31 bin lirayı geçti.

Verilen emekli maaşlarına baktığımızda emeklilerimizin (milletvekili emeklisi hariç) hepsi yoksul.

15 milyon emeklinin yaklaşık 12 milyonu da açlık sınırının altında maaş alıyor. 

AKP’nin yöneticileri, sizler neyin hesabını yapıyorsunuz?

Verilen rakamlar yalan,  yoksulluk gerçek.

Sizler, emeklinin gücünün farkında değilsiniz ya da onları ciddiye almıyorsunuz.

Ben size bir defa daha hatırlatayım;

15 milyon emekli bir yakını ile birlikte 30 milyon eder.

Yani, 14 Mayıs Pazar günü oy kullanacak 60 milyon 904 bin seçmenin yarısı.

Emekliler sizden ne milletvekilliği koltuğu ya da ihale istemiyor.

Bugüne kadar gasp edilen haklarını istiyor.

Emekli yaşamanın ve ekmeğinin peşinde.

14 Mayıs ’dan sonra iktidara kim gelirse Türkiye emeklisini Cumhuriyet emeklisi onuruna kavuşturmalıdır.

Her fani  bir gün emekli olacaktır.

İşte o zaman ‘’Ayarını bozduğun kantar gün gelir seni de tartacaktır’’.

Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerini hatırlatarak yazıyı bitireyim:

‘’Emekli milletin aynadaki görüntüsüdür ‘’.

Diğer Yazıları
Türkiye fotoğrafı ve gerçekler
Köprüden önceki son çıkış
Ne ekersen onu biçersin