Bahşiş nedir, bahşiş vermek zorunlu mudur ?

Güncelleme:

Geçtiğimiz günlerde telefonla arayan bir arkadaşım, “İstanbul’da tanınmış bir restoranda  yemek yediğini, hesaba %10 nispetinde garsoniye/servis bedeli ilave edildiğini fark ettiğini, kendisinin çoğu zaman adisyonu kontrol etmediğini, ayrıca bahşiş de bıraktığını belirterek, hesaba ilave edilen %10’luk tutarın yasal olup olmadığını” sordu. Arkadaşımın belirttiği gibi bir çoğumuz, lokanta ya da restoranlarda “ayıp olur” ya da “masamızdaki misafirlerimize mahcup oluruz” yaklaşımıyla, gelen hesabın ayrıntısını kontrol etmiyor, hesabımıza %10 ilave edilip edilmediğini bilmiyoruz.

Bahşiş Neden Verlilir?

Genelde, verilen hizmete duyulan memnuniyet ya da memnuniyetsizliğin bir göstergesi olarak bahşiş bırakabiliyoruz. Bazen de sırf çalışanlara maddi katkı olsun diye, hizmetten memnun olmasanız da bahşiş bırakabiliyorsunuz. Kredi kartı ile ödeme yapmıyor iseniz, genelde küsuratlı para üstleri bahşiş olarak bırakılıyor.

Size iyi hizmet veren ya da gittiğiniz işletmenin müdavimi iseniz (sizin tercihlerinizi bilerek) size ona göre hizmet veren çalışanlar bahşişi fazlasıyla hak ederken, zorunluymuş gibi davrananlar ile hizmete özen göstermeyenler bahşiş yerine eleştiriyi hak ediyorlar.

Ülkemizde genelde gönüllük esasına göre bahşiş verilirken, bazı ülkelerde zorunlu olarak fiyatlara yansıtılmakta, bazı ülkelerde ise bahşiş verilmesi aşağılama, hakaret olarak algılanabilmektedir. Örneğin Amerikan vergi sisteminde, bahşişlerin vergilendirilmesine ilişkin özel düzenlemeler bulunmaktadır.

Bahşişin Tanımı...

Bahşişin tarihçesinin ise, 16. Yüzyıl Avrupa’sına dayandığı ileri sürülmektedir. Türk Dil Kurumu’na göre bahşiş, Farsça kökenli olup, “Yapılan bir hizmete ödenen ücretten ayrı olarak fazladan verilen para, kahve parası“ olarak tanımlanmaktadır. Uygulamada bahşiş ile aynı anlama gelen garsoniye, tip, servis ücreti isimleri de kullanılmaktadır.

Hesaba % 10 İlave Edilebilir mi?

Bahşişin gönüllük esasına göre verildiğini kabul ettiğimizde, arkadaşımızın sorusunda belirttiği gibi, yemek sonrası (bir lokanta ya da restoranda) hesaba %10 tutarında bir ücret ilave edilmesi, durumu gönüllü bahşiş olmaktan çıkarıp, verilen hizmetin fiyatının %10 daha pahalı hale getirmektedir.

Yönetmelik Ne Diyor?

Yürürlükteki “Fiyat Etiketi Yönetmeliği” hükümleri gereğince hizmet işletmeleri “Hizmetlerin özelliğine ve tüketiciye sunuluş biçimine göre, tarife ve fiyat listelerine ilişkin belge, levha, pano ve benzerlerini, hizmetin sunulduğu işyerinde, tüketiciler tarafından kolaylıkla görülebilir ve okunabilir bir şekilde asmak, takmak veya koymak”mecburiyetindedirler.

Bu açıdan, hesaba %10 hizmet bedeli ilave eden işletmeler, bu durumu tarife ya da fiyat listelerinde açıkça belirtmek, ilan etmek zorundadırlar. Müşteriler bunu önceden görmeli, bilmelidir.

Tarife ya da fiyat listelerinin denetimi, Ticaret İl Müdürlükleri, Belediyeler veya ilgili meslek odaları tarafından yapılmaktadır. Tarife ya da fiyat listesinde açıkça belirtilmeyen bir fiyatın uygulanması halinde, müşteriler olarak buralara şikâyette bulunabiliriz. Ayrıca, Ticaret Bakanlığı’na “Haksız Fiyat Artışı Şikâyet Bildirimi”nde bulunabilirsiniz.

Bahşiş Konusunda Ne Düşünülüyor?

Bu yazım öncesi, sosyal medya hesabım üzerinden “Bahşiş Verme Konusunda Ne Düşünüyorsunuz” şeklinde yönelttiğim soruya, çok sayıda cevap aldım. Genelde, verilen hizmetin kalitesine, personelin davranışına bağlı olarak, çoğu kişinin gönüllü olarak bahşiş verdiğini, ortalama bahşiş tutarının, hesabın %10’u nispetinde olduğunu gözlemledim. Bahşiş vermeyi doğru bulmayan, zaten işlerini yapıyorlar diyenlere de rastladım.

Bu arada, bahşiş alanlar yani çalışanlar açısından ise, bahşişi bol işletmelerde çalışmanın önemli bir avantaj olduğunu, genelde asgari ücret üzerinden maaş alıp (sigortalı gösterilip) bahşişlerle geçimlerini sağladıklarını öğrendim. Beni görüp, “Levent Abi aman bol bahşiş versinler, geçimimizi bahşişlerle sağlıyoruz” diyen çalışanlar ile karşılaştım.

Çalışanların Sosyal Güvencesi...

Bu arada çalışanlar açısından, gerçek ücret yerine, sadece asgari ücret üzerinden sigortalı gösterilmek, onların sosyal hakları ve gelecekleri açısından önemli bir sorunu gündeme getirmektedir.

Yürürlükteki İş Kanunu hükümleri gereğince “Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar” olarak tanımlanmaktadır. Gelir Vergisi Kanunu’nda da ücret “İşverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler” olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, bahşişler dahil olmak üzere, elde edilen aylık tüm kazançlar üzerinden sigortalı gösterilmek yasal zorunluluk olup, bu tutarlar üzerinden sigorta primi ve vergi ödenmesi, işveren ve çalışanlar açısından güvence ve avantaj sağlayacaktır.

Bahşiş Yaygınlaşıyor...

Ülkemizde son yıllarda bahşiş verme kültürünün arttığını, garson ya da komilerin dışında, arabanızın kapısını açan otopark görevlisinden, hamamda havlunuzu değiştirip kolonya ikram eden çalışanlara kadar geniş bir kesimin bahşiş beklentisine girdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İstisnalar dışında, bir ödeme yaparken, bahşiş için gözünüzün içine baktıklarını söyleyebiliriz. Bunda, işletme sahiplerinin çok düşük maaş verip, çalışanlarını bahşişe zorlamalarının etkili olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bahşiş Veriyorum...

Kişisel olarak, işletmenin özelliği ve verilen hizmetin niteliğine göre gönüllü olarak, az çok demeden mutlaka bahşiş vermeyi tercih ediyorum. Örneğin konakladığım otellerde, odanın bakımından sorumlu kişilere ilk günden bahşiş verir, odanın temizlik ve bakımı açısından sonrasında faydasını mutlaka görürüm.

Sonuç Olarak;

Günümüzde bahşişler, çalışanların aylık kazançlarının önemli bir unsuru (Adeta geçim kalemi) haline gelmiş bulunmaktadır. Hizmet işletmelerinde, hesaba ilave edilen garsoniye ya da servis bedelleri, tarife veya fiyat listelerinde mutlaka belirtilmelidir. Gönüllük esasına göre verilmesi gereken bahşişler, müşterilere bir zorlama (Duygusal baskı) yapılarak alınmamalıdır.

Her birimiz bilinçli tüketiciler olarak, başta lokanta ve restoranlarda olmak üzere, tüm işletmelerde gelen hesapları kontrol etmekten, uygulanan fiyatlar hakkında açıklama istemekten çekinmemeliyiz. Bu sayede, hem adisyona yazılanları kontrol etmiş, hem de hesaba % 10 nispetinde servis bedeli ya da garsoniye ücreti ilave edilip edilmediğini öğrenerek, mükerrer bahşiş ödemekten kurtulmuş olabiliriz.
Hizmet işletmelerinde verilen hizmetlerin kalitesinin, müşterilerin memnuniyetlerin ve bunlara bağlı olarak gönüllü bahşişlerin yüksek olması temennisiyle, saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Yararlı olması temennisiyle... 21.09.2020

Levent Küçük
Genel Başkan
Tüketiciler Derneği/TÜDER

instagram.com/leventkucuk1
twitter.com/27Ekim
linkedin.com/in/levent-küçük-51541a58/


levent küçükLEVENT KÜÇÜK KİMDİR ?

27 Ekim 1965 Osmaniye Doğumlu. İlk, orta, lise eğitimini Osmaniye'de tamamladı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümü Mezunu. Aynı üniversitede Maliye (Mali Hukuk) Ana Bilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı.

1992 yılından itibaren 15 yıl Maliye Bakanlığı Vergi Denetmeni (Müfettişi) olarak İstanbul'da görev yaptı. 10 Ekim 2007 tarihinden itibaren İstanbul Teknik Üniversitesi'nde İç Denetçi olarak denetim ve danışmanlık görevi yapmaktadır. SMMM ve Bağımsız Denetçi Belgesi sahibidir. Evli, eşi emekli bankacı, 1 kız çocuk babası.

Vergi Müfettişleri (Denetmenleri) Derneği İstanbul Şube Başkanlığı görevinde bulundu.
26.03.2014 tarihinden itibaren, merkezi Bakırköy’de olan, 1995 yılından beri faaliyette bulunan Tüketiciler Derneği-TÜDER Genel Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Bakırköy Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti ve Bakırköy Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesidir. Tüketicileri bilgilendirici, bilinçlendirici ve kamuoyunun dikkatine yönelik çeşitli yazı ve açıklamaları bulunmaktadır.

Diğer Yazıları
Trafikte motokuryelere yol vermek
Dünya Su Günü